Sinan ÖN / Haksöz Haber
Yunanca halk anlamına gelen Laos sözcüğü, Hıristiyanlıkla birlikte din adamları dışında kalanları anlatmak için kullanılmaya başlamıştır. Latince ile etkileşiminden laikos halini alan kavram bu haliyle hayatımızın merkezine yerleşmiştir.
Bugün laikleştirme, egemenliğin siyasi boyutunu elinde bulunduranların amacı olmakla beraber ilk olarak kilisenin uyguladığı bir durum. Halksallaştırılıp ruhbanlığı elinden alınan din adamlarını tanımlayan bir kavram.
Bununla beraber Laisizmden bahsetmek için Fransız devrimi ile ortaya çıkan duruma bakmak gerekir. Laisizm; resmi dini olmayan, tüm dinlere eşit mesafede olan devlet ile din-devlet ayrımının türünü anlatan, din ile siyaseti tamamen ayıran bir anlamı ifade etmekte.
Laiklik için kıstas olarak din ve devletin ayrılması yetmez, dinin siyaset alanından tamamen çekilmiş olması, politika unsuru olarak var edilmemesi gerekir.
Laikliğe göre tüm dinlere eşit mesafede olması gereken devlet, kavramı dinler karşısında bir din olarak kullanmış din, inanç ve ibadetler konusunda toplumu sekülerleştirme çabası içerisinde olmuştur. Devletin resmi dini artık Laiklik, ibedet şekli ise Seküler yaşam tarzıdır.