Bazen iki oluyor, bazen üç. Ama filmin hemen hemen aynısını, tekrar tekrar izliyoruz! “Hangi film, ne tekrarı”ndan bahsediyorum?
Siz de izliyorsunuz, kartel medyasının, seçimlerde sergilediği şu meşhur tavır işte!..
Yıllardır hep sabit bir çizgileri var..
Kimi zaman Anavatan’ın, kimi zaman CHP’nin, kimi zaman DSP’nin adaylarını destekliyor, şişiriyorlar ha şişiriyorlar!
Zannediyorsunuz ki, gerçekten de seçim sonuçları hakkında, ciddi bir iddiaları var!
Adam manşet atıyor, “Fark kapanıyor” diyor.
Artık inanmayıp, ne yapacaksınız!
Öyle bir ustaca yapıyorlar ki haberi, diğer adayın çok çok önde olduğunu kabul ediyorlar. Kabul ediyor gibi gözüküyorlar. Ama, o aradaki büyük fark, kapanıyormuş havası estiriyorlar! Böylece dürüstlük numaraları yapıyorlar!
İstanbul’da aynı numara.. Ankara’da aynı numara..
İzmir’de ise, önceki seçimde zaten onların adayları kazandığı için, bu sefer başlıkları şöyle oluyor: “Aradaki fark, artıyor!”
2002 seçimlerinde aynı numarayı yaptılar. AK Parti’nin tek başına iktidara gelemeyeceğini, olsa olsa ülkenin koalisyona mahkûm duruma düşeceğini ileri sürdüler...
O tarihte şişirdikleri, Yeni Türkiye Partisi idi.
Ne aldı o parti?
% 1!
İnsaf edin ya.. Neredeyse iktidara ortak edeceğiniz bir parti, % 1 oy alıyor. Kalemlerinizi kırıp, evinize dönmeniz gerekmez miydi?
Dönmezler bunlar!
2002’de dönmediler.. 2004’te benzer taktikle karşımıza çıktılar.. Seçmenden cevabı aldılar, yine evlerine dönmediler!
2004’te ne numara çektiler?
Efendim; halkın beklentisi çok farklı imiş! Halk AK Parti’den anayasal değerlere saygılı bir çizgi isterken, onlar anayasal kurumlarla sürekli kavga ediyorlarmış.. Cumhuriyetin değerlerini aşındırmaya çalışıyorlarmış!
İleri sürdükleri tez bu idi!
Ve sonucu da, “Seçmen AK Parti’ye ders verecek” diye özetliyorlardı. Seçim oluyor bitiyor, seçmen AK Parti’ye ders vermek bir yana, layık gördüğü oy oranını artırıyor, ama bizim kartel utanmadan, aynı çizgide yayınlarına devam ediyordu.
Geliyoruz 2007’ye.. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde durduk yerde kavga çıkartıyor, arkasından da, “Halk iktidar partisine büyük tepki duyuyor. AK Parti tepetaklak olacak” diye yayınlar yapıyorlar, CHP ve MHP’nin koalisyon hükümeti kurabilecek güçte oy alacaklarını ciddi ciddi iddia ediyorlardı..
Sonra ne oldu?
AK Parti oylarını yine artırdı.
Evet, MHP de Meclis’e girdi ama, onların esas beklentileri, CHP’nin oylarını artırması idi. Maalesef (!) o yönde hiçbir değişiklik yoktu. Hatta seçmen sayısının artışı ile değerlendirme yaparsanız, birlikte seçime girdikleri DSP’nin oylarını dikkate alırsanız, CHP’nin oyları azalmıştı bile!
Bu neticelerden, seçim sonrasında utandılar mı?
Ne gezer?
Devlet gazetesi olmakla övünen ceridenin yazarları, seçim öncesinde teker teker tercihlerini açıklıyorlardı. Hemen hemen tamamı, CHP’ye oy vereceklerini söylüyorlardı..
Ama neticeler açıklandığında, ülkedeki gelişmelerden en çok haberi olması gereken aydın gazetecilerimizin(!) tahminleri fos çıkıyor, “Baykal’ın artık evine dönmesi istenmeye başlanıyordu!”
Film tekrarları, burada bitiyor muydu?
Nerdee?
Kaç yıl sonra seçim varsa, aynı film yeniden vizyona giriyordu.
2007 seçimlerinden 1.5 yıl sonra, yine bir seçim arefesindeyiz. Ve yine aynı filmi izliyoruz.
Yine medyaya çöreklenmiş CHP’liler, kimisi resmi olarak CHP’ye üye olarak, kimisi ise resmi kayıtlarda görünmeksizin fanatik CHP’liler gibi, “AK Partili adaylarla aradaki fark kapanıyor” haberleri üretiyor, bu haberleri gazetelerinde, televizyonlarında vatandaşlara ciddi ciddi yutturmaya çalışıyorlar!
Halep orda ise, arşın da burada!
Şunun şurasında, 19 gün kalmış!
Bakalım, 19 gün sonra, bugünlerde attıkları manşetleri, yaptıkları haberleri, yazdıkları makaleleri hatırlayacaklar mı?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yükselen trendini hiç hatırlayacaklar mı?
“Kadir Topbaş’ı zorlamaya başladı bile” haberlerini hatırlayan bir tek gazeteci kalacak mı?
Hayır, bunlarda utanma yok.
Utanma olmadığı için de, o haberlerin yalan olduğunu bile bile, bugün yayınlıyorlar.. Yarın sonuçlar açıklandığında da, olanlardan hiç ders almadan, kaldıkları yerden işlerine devam edecekler!
Onlar, filmdeki rollerini oynuyorlar çünkü..
Onlara, belli bir rol verilmiş!
O rolü oynuyorlar!
Oynadıkları rol “kötü adam” imiş, “hep yalan söylüyor”muş, “hep tahminleri yanlış çıkıyor”muş, hiç önemli değil.
Onlar, oynadıkları rolün hakkını vermeye çalışıyorlar!
Öyle ki, bazıları kendileri de inanmaya başlıyor, “CHP’li adayların sürpriz yapacağı” ihtimalini!
Ama bir ihtimal işte.. Sadece bir ihtimal!
Bu gidişle de, ihtimal olarak kalmaya daha uzun yıllar devam edecek!
VAKİT