Osmanlı sonrası denetim altına alınan, İkinci Dünya Savaşı sonrası güncellenip garnizon devletçiklere dönüştürülen, Batı'nın yüzyıllık kaynak ihntiyacına göre dizayn edilen, bölgesel dinamiklerin ezilmesi üzerine kurgulanan sistem çöküyor. Çöken ister Mübarek, İster Bin Ali, isterse Kaddafi olsun, çökecekler ister diktatörler isterse monarşiler olsun yüzyıllık bir sistem gidiyor. Yerine ne konulacak, nasıl bir güç dengesi şekillenecek, Batı-bölge ilişkileri nasıl tanımlanacak, hangi güçler ve aktörler devreye girecek bilinmiyor. Bilenlerin, değişimi yönetmeye kalkışalanların başarıp başaramayacağı da bilinmiyor.
En güçlü devletin başındaki isim gitti. En uzun ömürlü tek adam Kaddafi de gidiyor. Öyleyse aktörlerin ya da rejmlerin gücü artık bir güvence değil. ABD dostları çöküyor. Öyleyse ABD ile ittifak ilişkisi artık güvence değil. İsrail'in güvenlik çıkarlarına hizmet edenler çöküyor. Öyleyse İsrail öncelikli düşünmek de artık iktidar güvencesi vermiyor.
Günlerdir Libya'da son derece kararlı kitlelerin ülkeyi ele geçirmesini, tek adamlığını asla sorgulamayan ve kendisine "hayır" diyecek güç görmeyen Kaddafi, kendi halkına karşı silaha sarıldı. Bir işgal gücü gibi kitleleri bombalıyor, şehir ve kasabaları vuruyor, dışarıdan paralı askerler getiriyor.
Ama bitti. Olanları görenler, olabilecekleri öngörenler biliyor, bitti... Albay Muammer için tarihin sonu geldi. O artık diktatörler mezarlığına gidecek. Hiçbir güç onu koruyamaz, koruyacak bir güç de yok zaten. Onlarca yıl para akıttığı Afrika ülkeleri, son birkaç yıldır ilişkilerini düzelttiği ABD ve İngiltere koruyamaz, korumaz. Hiçbir güç, Kaddafi üzerinden hesap yapmaz, iktidarına destek vermez.
Diyelim gitmedi, isyanı bastırdı. Kan döktü, kıyım yaptı, iç savaş görüntüsünü andıran bir hesaplaşmaya imza attı. Ya sonra? Ne olacak? Tutunamayacak, ayakta kalamayacak. Halk, düşmanına karşı sokağa çıktı, evlerine kolay dönmeyecek.
Şu an işte bu korku yaşanıyor Libya'da. Kurşunlara, tanklara, savaş uçaklarına sığınan dengesiz bir liderin, birinci adam olma dışında hayat tecrübesi olmayan bir kişinin ne tür çılgınlıklar yapacağı kestirilmeye çalışılıyor. Libya halkı yalnız. Gerçekten yalnız. Mısır gibi, uluslararası destekten yoksun. Tehlike burada!
Müslüman liderler askerlere halka katılın, Kaddafiyi devirin çağrısı yapıyor. Bazıları onu öldürün fetvası veriyor. Askerlerin bir kısmı silahlarını bırakıyor. Devlet görevlileri görev yerlerini terk ediyor. Mısır'da olduğu gibi bu ülkede de para ve zenginlik hızla ülkeden çıkarılıyor. Ülkeyi dünyaya kapatan yönetim, giderayak çok acı bir intikamı kafasına koşmuş görünüyor.
Dalga dalga yerin altını üstüne çeviren deprem yapılıyor. Mübarek devrildi, İsrail'le anlaşma sorgulanıyor, "Camp-Davit bitti" sesleri yükseliyor. Camp David anlaşyması bittiyse Ortadoğu'nun dengesi bozuldu demektir. Mısır yönetimi Gazze sınırını açıyor. Bu sınır açılırsa İsrail ambargoyu uygulayamayacak demektir.
Bazıları "Ya bu deprem Suudi Arabistan'ı vurursa" ne yaparız telaşına düşmüş durumda. Dünya petrol üretiminin yüzde altmışını sağlayan bölge, yine dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olan S. Arabistan sarsılınca ne olacak? Yüz milyarlarca dolarlık piyasa nasıl dalgalanacak?
Libya sadece Kaddafi değil. Türkiye kamuoyu, Kaddafi öncesi için hiçbir şey bilmiyor. Oysa çok canlı bir tarih var, bizimle ortak bir tarih. Osmanlı Libya'dan çekildikten sonra bile ilişkilerimiz güçlü tutuldu. İtalyan işgaline karşı bu ülkedeki aşiretlerle müthiş direnişler sergilendi. Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler'e karşı "Kanal"da birlikte savaşıldı. Biz de kaybettik, onlar da.
Ömer Muhtar'la tanıdığımız Senüsi hareketinin lideri hayatının son günlerini Türkiye'de geçirdi. Libyadan İstanbul'a, Bursa'ya ve son olarak Ankara'ya geldi. Anadolu'yu karış karış dolaşıp insanların istiklal savaşına katılmaları için kampanya yürüttü. Libya'nın asıl tarihi olan Senüsi Hareketi'nin lideri Şeyh Ahmet Eş-Şerif Es-Sünusi adını kaçımız hatırlıyor? Mustafa Kemal ve Osmanlı subaylarının Trablus'taki direniş hareketlerinin merkezinde onlar vardı. Direnişi Anadolu'da devam etti.
İşte Kaddafi bu hafızayı unutturdu bize. Sadece bize değil, Libya halkına da unutturdu. Bugün kırk iki yaşında olanlar Kaddafi öncesini bilmiyor.
Bu dalgayı Kaddafiler durduramaz. Basra Körfezi'nden Atlas Okyanusu'na kadar önüne çıkan herkesi silip süpürecek. Savaş uçaklarıyla, tanklarla, kurşunlarla önlenemez. Yirminci yüzyılın rövanşı bu. Hesaplaşma yaşanacak. Gecikti bile. Bölge kendi tarihine dönecek, kendine dönecek.
Bitti Muammer, gerçekten bitti.
YENİ ŞAFAK