Sinan Ön / Haksöz Haber
12 Eylül öncesinde yaşanan öğrenci olaylarına şahit olan annelerimiz bizleri okullarımıza “aman ha sakın anarşistlere karışmayın!” diyerek uğurladılar.
Anarşi kavramı ile bugün kullanılan terör kavramı ne kadar örtüşür tartışılır ancak o gün yüklenen anlamdan çok da uzak olmasa gerek.
Anarşizm başsız, yönetimsiz olma anlamlarına gelmekle beraber terör konusunda üzerinde ittifak edilmiş bir tanım yok denebilir. Dün devlet otoritesini ortadan kaldırmak isteyenlerin amacına hizmet eden anarşistler, bugün terör eylemleri ile neyi amaçlamaktalar?
Dün anarşistlerin kullandığı tehdiş yöntemlerinin mislini bugün teröristler kullanmakta. Tehdiş etmek; siyasi bir amaca ulaşmak için karşı tarafa dehşet verecek, yıldıracak eylemler üretmek yani terörizm olarak tanımlanmakta.
Bu tanım aslında bize ait olmayan modern bir tanım. İçinde bize ait tehdiş kavramını barındıran ancak batının müslümanlarla özdeşleştirdiği terör ve terörizm kavramlarına çıkan bir tanım. Modern devletlerin tahakkümündeki insanlardan itaatkar olmayanlara yükledikleri bir anlam...
Terör kelimesinin kökeni titremek, korkmak anlamına gelen Latince terrere’dir. Bugünkü anlamına ise Fransa ihtilali sürecinde ulaşır. Fransa’da ihtilalin ilk yıllarında yürütme yetkisine sahip Convention devrim karşıtlarına yönelik kamu güvenliğinden sorumlu birimleri harekete geçirir. 5 Eylül 1793 günü verilen emirle; “komplo kurmanın peşindeki tüm grupları dehşete düşürmenin vakti geldi. Kanun adamları, terörü başlatın.” denir.