Daha önce Chevening bursu almış olan Amena El Ashkar, London School of Economics'te eğitim görmek üzere tam burs kazandı.
Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı, İngiliz hükümet programı tarafından desteklenen ve London School of Economics'te doktora eğitimi için tam burs alma hakkı kazanan Filistinli bir mülteciye vize vermeyi reddetti.
Lübnan'da doğup büyüyen ve kendisini vatansız bir Filistinli olarak tanımlayan Amena El Ashkar, 2022 yılında LSE'de dört yıllık doktora programına başvurdu.
Ashkar, 2019 yılında Birleşik Krallık Dışişleri, Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi tarafından finanse edilen "yükselen liderler" programı olan Chevening Bursu'nu kazanarak Londra'daki Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu'nda (SOAS) İsrail çalışmaları alanında yüksek lisans yaptı.
İçişleri Bakanlığı, Ashkar'ın vize başvurusunu, "kamu yararına zarar vereceği" gerekçesiyle reddeti ve herhangi başka bir açıklama yapmadı.
Ashkar'ın avukatları karara karşı adli inceleme davası başlattı. Daha sonra İçişleri Bakanlığı'nın o dönemde Suella Braverman olan İçişleri Bakanı'nın kararı şahsen onayladığı ortaya çıktı. Bu da Ashkar'ın avukatlarının itirazını yanlış mahkemeye sunmasına neden olduğunu ortaya çıkardı.
Geçtiğimiz hafta Göçmenlik ve İltica Davaları Üst Mahkemesi'nde bir yargıç, Ashkar'a öğrenci vizesi verilmemesi kararını şahsen onayladığını açıklamadığı için mevcut İçişleri Bakanı James Cleverly'yi eleştirdi ve bunun, "hukuka aykırı" olduğunu söyledi.
Ashkar'ın avukatları, İçişleri Bakanlığı'nın vizesinin neden reddedildiğine dair herhangi bir gerekçe sunmamasının, "anlaşılması zor" olduğunu ve "Birleşik Krallık ile başka bir ülke arasındaki ilişki nedeniyle mi reddedildiğine dair soru işaretleri yarattığını" söyledi.
Durumu hakkında Middle East Eye'a bir açıklama yapan Ashkar, İçişleri Bakanlığı'nın LSE'deki eğitimini tamamlama şansını elinden almasının, "talihsiz ve adaletsiz" olduğunu söyledi.
Ashkar: "Lübnan'daki bir mülteci kampında doğup büyümüş üçüncü nesil bir Filistinli mülteci olarak, bu kamplarda yaygın olan son derece zor ve çetin koşulları ilk elden tecrübe ettim.
LSE gibi prestijli bir kurumda doktora programına kabul edilmem sadece ailem ve arkadaşlarım için değil, kamptaki tüm toplum için büyük bir gurur kaynağıydı.
Bu durum şu soruyu akla getiriyor: Filistinli bir mülteci, ne kadar haklı olursa olsun, neden her arzusu için bir savaş vermek zorunda? Neden yollarımız engellerle dolu? Özgürce hareket etme ve eğitim görme temel hakkı, bizim gibi insanlar için evrensel bir haktan ziyade, elde edilmesi zor bir ayrıcalık gibi görünüyor."
Ashkar'ı temsil eden insan hakları avukatı Alexander Hogg, İçişleri Bakanlığı'nın Ashkar'a neden öğrenci vizesi verilmediğini açıklamamasının "haksızlık" olduğunu söyledi.
Hogg: "İçişleri Bakanı'nın müvekkilimize neden vize verilmediğine dair herhangi bir ayrıntı vermeyi reddetmesi de son derece endişe vericidir.
Müvekkilimiz, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, Birleşik Krallık'ın eğitim alanında bir dünya lideri olmasına katkıda bulunacak istisnai bir öğrencidir. Bu nedenle İçişleri Bakanlığı'nın müvekkilimize öğrenci vizesi vermeyi reddetmesi ve ret gerekçelerini sunmama tutumunu sürdürmesi şaşırtıcıdır.
Daha da önemlisi, bu durum müvekkilimiz için son derece adaletsizdir. Müvekkilimiz, İçişleri Bakanı'nın Birleşik Krallık'a girişini neden reddettiğini bilmeyi hak etmektedir ve kamuoyu da vize kararlarının doğru bir şekilde verilip verilmediğini bilmeyi hak etmektedir."
FCDO, konu ile ilgili yorum yapmayı reddederken, davanın İçişleri Bakanlığı'nı ilgilendiren bir konu olduğunu söyledi.
Ashkar, Chevening bursunu Kasım ayında İsrail'in Gazze'deki evine düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Maisara al-Rayyes ile aynı yıl almıştı. Rayyes, Chevening bursunu King's College London'da Kadın ve Çocuk Sağlığı alanında yüksek lisans yapmak için kullanmıştı.
Rayyes, 60 saat boyunca ailesinin evinin enkazı altında kaldıktan sonra ailesiyle birlikte hayatını kaybetmişti. Chevening bursu, Rayyes'in ölümünden sonra ona saygılarını sundu ve "hayatta kalan ailesine başsağlığı dileklerini" iletti.