Geçtiğimiz hafta sonunun en dikkate değer haberi oğulları öldürülen biri Türk biri Kürt iki ananın birbirine sarılıp ağlaştıkları hikâyeydi.
Oğlu askerde PKK'lılar tarafından vurulan anne ile oğlu dağda askerler tarafından vurulan PKK'lının annesi bir araya gelmişler, birbirlerinin boynuna sarılıp dakikalarca oğulları için gözyaşı döküp ağıt yakmışlar.
İkisinin de başları beyaz namaz örtüsü ile örtülü.
Belli ki Müslüman ikisi de.
İkisi de ana.
İkisinin acısı da aynı şiddette depreme yol açar ana yüreklerinde.
İkisi de birbirlerinin oğullarının ayağına taş değsin, bir diken batsın istemezler.
Hiçbir şekilde birbirlerine düşmanlık etmek geçmez akıllarından.
Peki, nasıl oluyor da çocukları karşı karşıya gelip çatışıyorlar ve birbirlerini öldürmeye yemin ediyorlar?
Ulusalcı gazetelerimizden birisi oğulları öldürülmüş bu iki ananın birbirine sarılmasına "Çıldırtan tiyatro" başlığını atmış.
Tam da bu konudaki gerçek duygularını manşete çekmişler.
İşte bunlar insanların kucaklaşmasından, birbirine dostane sarılıp, birbirlerinin acısını paylaşmasından rahatsız oluyorlar, çıldırıyorlar!
Kendi düşünce dünyalarını ortaya koymuşlar.
Gerçekten çıldırıyorlar!
Bir şekilde bir yolu bulunup kanın akmasının engellenmesi bunları çıldırtıyor.
Çıldırıyorlar Türkiye Kürt sorununa bir çözüm bulacak ve artık kan duracak diye!
Çünkü bunların gıdası kan!
Savaş istiyor bunlar!
Sürekli kavga olsun istiyorlar!
Kandan besleniyorlar!
Gözleri kurşunlarla, şarapnellerle parçalanmış cesetler görmek istiyor!
20'li yaşlardaki gençler birbirlerini devamlı öldürsün, bu durum sürgit kıyamete kadar böyle devam etsin istiyorlar.
Hükümetin, kanın durması, gençlerin ölmemesi, anaların ağlamaması, çocukların öksüz-yetim kalmaması için yaptığı çalışmalar karşısında çıldırmaktan başka tepki veremiyorlar!
Ben bu adamların ağzından hiçbir zaman "Evet kan dursun", "İnsanlar birbirini öldürmesin" sözlerini hiç duymadım.
Bir şekilde barış, barışın herhangi bir formu, çözüm adına barışçıl bir formül bunların kitabında yazmıyor çünkü.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çözüme yönelik çalışmalar hakkında konuşurken yüzünün aldığı şekle bakın.
Nasıl da geriliyor, nasıl da çıldırıyor.
Nasıl da çözüme bütün hücreleri ile karşı çıkıyor.
One minute yani...
Dur bakalım, daha ne oldu, ne söylendi, ortaya ne çıktı?
Çözümün sadece adı bile çıldırtıyor sizi.
İşte bunun için...
İnadına çözüm.
İnadına barış!
BUGÜN