Haksöz Haber
Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan harakirinin ardından AK Parti’yi savunan yazarlar, dernekler ve sosyologlara yöneltilen bir eleştiri dikkat çekti: Kemalizm’i yeniden üretmek! Birikim dergisinin sürece müdahil olmayı önceleyen güncel yazıları başta olmak üzere epeyce bir çevre mevcut savunma durumunu Kemalizm’i yeniden üretmek olarak kodladı. Tek partili yıllardan bu yana kendince yol yordam arayan İslamcıların tek partili yılların sindirme, bastırma ve tasfiye hareketlerini hatırlamaları ve hatırlatmaları yeriliyor. Aynı zamanda AK Parti’yi hâlâ Amerikan Hıristiyan sağı üzerinden okuma gayreti fark ediliyor. Nedense her kıpırdanma halinde sol hayalciliği canlandırmak abesle iştigal olmuyor veya İspanya iç savaşını hatırlamak gülünesi bir durum olmuyor. Yahut faşizm, baskı vb kavramlar yerli yersiz kullanılıyor. Solun “gazlanması” “caiz” Kemalizm’in kötü hallerinin hatırlatılması caiz değil demek istiyorlar galiba. Oysa, Taksim’den “sol devrim” için “ilham almak” ne kadar caizse, burada bir ‘karşı hamle’ hatta “darbe girişimi” olduğunu görmek ve bu doğrultuda yorum yapmak da en az bu kadar caizdir. Öyle ki meselenin aslı astarı bütün boyutlarıyla ortaya çıktıkça meşru da olacak gibi.
Birikim’in esas kadrosunun neredeyse tamamı yazı yazdı bu konuda. Malum son sayısı çift sayı olarak çıkmıştı. Taze taze yorumlamak istediler gündemi. Ahmet İnsel, İhsan Eliaçık’tan farklı olarak “seçilmiş diktatör” kavramında demirledi. Firavun kavramını da unutmadı. Öte yandan Gezide olup bitenleri “Türkiye’nin özgürlükçü seküler ve demokrat bir başkaldırısı” olarak kodlayan yazılar da yer aldı. Futbol taraftarlarının eylemlere katılışı üzerinden ‘şiddetsiz taraftarlık’ romantizmi üretildi. Haklarını yemeyelim kısmen hakkaniyetli cümleler de kurmuş yazarlar. Mesela “Kemalistlerle Kürtlerin bir aradalığı, “düşmanımın düşmanı dostumdur” ilkesine dayanan bir ittifak sadece şimdilik; AKP-karşıtlığı ortak paydasında buluşan ve geneli itibariyle ürkek ve gönülsüz bir ittifak.”
Bakalım önümüzdeki günlerde neler yazılacak.