Ermenek İlçesi Pamuklu Köyü Cenne Mevkii'nde Has Şekerler Madencilik şirketine ait linyit kömür ocağından 28 Ekim Salı günü saat 12.15'de işçilerin öğle molası sırasında eski kullanılmayan kömür ocağınde biriken suyun basması sonucu 18 işçi mahsur kaldı. İşçilerden 2'sinin 6 Kasım günü 2'nci Başyukarı'da, 2'sinin 17 Kasım, 6'sının da 18 Kasım günü 4'üncü başyukarı da cansız bedenleri bulundu.
18 Kasım günü 4'üncü Başyukarı'da cansız bedenleri bulunan işçilerden Uğur İlhan, Mehmet Tokat ve Tezcan Gökçe'in birbirlerine sarılı halde bulunduğu ortaya çıktı.
BİRBİRLERİNE SARILMIŞLAR
Maden faciasında oğlu Uğur İlhanı ve damadı Mehmet Tokatı kaybeden acılı baba Hasan İlhan, şunları söyledi:
''Oğlum Uğur, damadım Mehmet ve arkadaşı Tezcan 1,5 yıldır beraber çalışıyorlardı. Sürekli aynı madende görev yapıyorlardı. İşe giderken gelirken ve dışarıda hep beraber geziyorlardı. Diğer arkadaşları da vardı, ama üçü can ciğer yakın arkadaşlardı. Madende meydana gelen olayın ardından yapılan kurtarma çalışmaları sonra üçü de kucak kucağa birbirlerine sarılmış olarak bulunmuşlar. Çıkaran arkadaşa neden bana bu çocuklarımızın üçünü de bir arada bulduğunuzu söylemedin diye sitem ettim. Oğlumu, damadımı ve Tezcanı defnettikten sonra olayın şokunu yaşadım.''
YEMEK ÇANTASI ISLANMAMIŞ
Hasan İlhan, oğlunun yemek çantasının ise su baskınında ıslanmadığını dikkat çekerek, ''Oğlumun çıkaran arkadaşlarının anlattığına göre, oğlumun evden yemek için götürdüğü azık çantası astığı duvarda kuru bir şekilde bulunmuş. Hiç ıslanmamış'' dedi.
CENAZELER KÖMÜR GİBİ SİMSİYAH
Madende cenazelerin kömür gibi simsiyah bir şekilde bulunduğunu da ifade eden Hasan İlhan, şöyle konuştu:
''Maden nasıl simsiyah ise çocuklarımız da aynı o şekli almış. Ama elimizden bir şey gelmiyor. Evet bir ekmek uğruna gitti bunlar. Benim nasıl çocuklarım orada simsiyah olduysa bunların olmasına neden olanlar da dünya yüzünde simsiyah olsunlar'' diye konuştu.
ÖLECEĞİ OĞLUMUN İÇİNE DOĞMUŞ
Maden faciasında oğlunu kaybeden anne Fatma İlhan da, ''Benim oğlum olaydan 2 gün önce ablasına 'Ocak çok tehlikeli. Benim ölümü 15 güne varmadan ocaktan getireceksiniz 'demiş. Ablası da gitmemesi için uyarmış ama gitmesem işten çıkarıp kırmızı kalem çekerek işten çıkarırlar, sigortam biter, hem de çektiği kredisini ödeyebilmek için gitmek zorunda olduğunu söylemiş. 2 gün sürmedi ve kardeşim öldü diye o da ağlıyor şimdi. Demek ki çocuğumun içine doğmuş. Hep ben senden evvel ölürüm derdi yavrum. Demek ki çocuğumun içine sığmış ölüm. Bu saatten sonra bana dünyalar kadar para verseler gözüme gözükmez. Yeter ki benim yavrumu versinler. Yavrum o kredi için kendini ocaklara verdi ve kurban gitti. O kredi olmasa benim çocuğum aç açıkta değildi. Hatta motosikletinin anahtarının bir tanesini yeğenine teslim etmiş. 'ben öleceğim. Dedenle yengenin bir işi düşerse motoru götürüp getirirsin. Motora sahip ol' demiş. O kadar tehlike olmasaydı hiç öleceğim der miydi'' diye konuştu.
DHA