Bırakınız konuşsunlar... Konuşmasalar düzeylerini nereden bileceğiz?

General İlker Başbuğ niye konuşuyor diye eleştiriliyor.

Bırakın konuşsun!

Konuşan askerden zarar gelmez!

Asıl konuşmayanlardan ya da gizli kapaklı mahfillerde konuşanlardan korkmak lazım.

Çıksınlar düşüncelerini açıklasınlar...

İçindekileri döksünler...

Kamuoyu önünde düzeylerini ortaya koysunlar...

Bilelim yani, ordumuzu yöneten paşalar kim...

Ne?

Nasıl?

Hangi düzeyde?

Neye önem verir?

Neden hoşlanır?

Neleri sevmez?

Ama bir şartım var!

Öyle kendilerine çanak soru soracak akredite gazetecilerin değil, gerçek gazetecilerin huzuruna çıksınlar.

Madem cevap verecekler çanak sorulara değil, görevleriyle ilgili her türlü soruya cevap versinler.

Görevleriyle ilgili her türlü soruya yiğitçe, bir asker gibi cevap verebilsinler.

Kendilerini besleyen milletten kalmasın hiçbir şey nihan...

İşte o zaman görürüm ben paşayı, generali...

Neler oluyor?

Çıkıyor ekrana, karşısında ezik bir adam.

Sorular belli.

Cevaplar belli.

Ben buna mülakat demem ki, röportaj demem ki...

Bunun adı kamuoyunu kandırmadır.

Bunun adı milleti yanıltmadır.

Oysa bu konuşmalara kadar biz, konuşması gerekenleri konuşmamayı, konuşmaması gerekenleri de konuşmayı; bir siyasetçi, bir Süleyman Demirel tavrı bilirdik.

Yanılmışız işte.

Bunu gösterdi bize paşa.

Mesela paşa konuşuyor.

PKK'lı teröristler toplanmış eylem hazırlığında.

Görmüşler!

Onlarca çoban, bir görüşe göre de yüzlerce çoban bir araya gelmişler. Güttükleri koyunlar hakkında görüş alışverişinde bulunuyorlarmış!

Generallerin bir özelliği de bu olmalı... Mesela, teröristi çoban, çobanı da terörist zannetmek...

Akıl var mantık var, o kadar çoban niçin bir araya gelmiş, bunda bile bir numara olabilir diye düşünülmeli değil miydi?

Paşaya Çukurca'da yedi askerin şehit olduğu mayın patlamasını, kendi mayınlarımızla kendi askerimizi şehit etmekle ilgili olayı sorardım mesela.

Soruşturma sonucu ne oldu paşa?

Generalin konuşmadığı ama konuşması gereken, konuştuğu ama konuşmaması gereken o kadar çok mevzu var ki...

Burada hangisini soralım, nasıl olsa cevap vermeyecek, kaçacak!

Geçelim...

Şu günlerde Deniz Kuvvetleri'nden bir paşanın ses kaydı dolaşıyor internette...

Konuşmuş olması iyi işte.

Konuşmasa nereden bileceğiz paşanın düşünce dünyasını.

İyi ki konuşmuş. İnternete düşmüş.

İçinden çıktığı millete hakaret ediyor.

Ezan sesinden rahatsız olduğunu bildiriyor.

Tabi insan ister istemez soruyor:

Acaba General İlker Başbuğ'un "Allah Allah diye düşmana saldırmayı öğrettiği" askerlerden irisi bu mu diye...

Ezan sesinden rahatsız olan, Türk milletinin tercihlerinden rahatsız olan bir general savaşta Allah Allah diyerek saldırır mı?

Mesela bu denizci paşa İsrail ile bir savaş olsa nasıl davranır?

Bir de tabi sorulması gereken asıl soru şu:

Acaba böyle bir asker Türk Silahlı Kuvvetleri'nde nasıl olmuş da bu seviyelere kadar yükselebilmiş?

Mesela bu ve bunun gibi paşalar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tercihlerini temsil ediyor mu?

Yoksa Türk Milleti'nin ordusunun tercihleri ile Türk Milleti'nin tercihleri arasında dağlar kadar fark olduğu doğru mu?

Eğer konuşacaklarsa işte bu soruya cevap vermeli generaller!

Evet General Başbuğ, bu denizci amiral hakkında ne düşünüyorsunuz?

Söyleyin de bilelim, tabii söyleyebilirseniz?

BUGÜN