"Bırak boş emel onları oyalayadursun!” 

"Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.” (Hicr / 3)  

 

ذَرْهُمْ يَأْكُلُوا وَيَتَمَتَّعُوا وَيُلْهِهِمُ الْاَمَلُ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ ﴿٣﴾ 

  

"Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.” (Hicr / 3)  

Peygamberim, Rabbinin bu apaçık âyetlerini dinlemeyen, senin apaçık dâvetine icabet etmeyen bu zalimleri bırak, bu dünyada yiyip, içip eğlensinler.  Allah vahyinden habersiz,  kendi hevâ ve hevesleri istikâmetinde yaşadıkları bir dünya hayatının boşluğunda bocalayıp dursunlar. Ahiretten, hesaptan, kitaptan habersiz sarhoşça bir hayatın içine gömülüp kendilerini kaybetsinler. Onlar yakında bilecekler. Bu hayatın boş bir hayat olmadığını, Allah’ın bu hayatı oyun eğlence olsun diye yaratmadığını yakında anlayacaklar. 

BASAİRUL KUR’AN 

Onlar dilediklerini yapabileceklerini sanıyorlar, kimsenin kendilerini bu zevk ve eğlenceden alıkoyamayacağını, engel olamayacağını düşünüyorlar. Bundan sonra kendilerini hesaba çekecek birinin olmadığına én sonunda diledikleri şeye sahip olmaları sayesinde kurtulacaklarına inanıyorlar. 

Oyalayıcı duygu ve isteklerin tablosu insanların hayatında gözlemlenebilir canlı bir tablodur. Sürekli parlayan emel, insanın tatlı hayallere dalmasına neden olur. Ve insan bu hayallerin peşine takılır, onlarla oyalanır, hayaller alemine dalar, gün gelir insanlık sınırını aşar; Allah’ı, kaderi ve insan ömrünün sınırlı olduğu gerçeğini unutur. Giderek birtakım sorumlulukların, sakınılması gereken şeylerin; hatta bir ilahın, ölümün ve yeniden dirilişin varlığını akıllarına bile getirmez. 

İşte Hz. Peygamberin onları başbaşa bırakmakla emrolunduğu öldürücü emel budur: 

 “İlerde gerçeği öğreneceklerdir.” 

Zamanın geçmesinden sonra bilmenin yarar sağlayamadığı bir sırada, gerçeği öğreneceklerdir. Bu ifadede onlara yönelik bir tehdit vardır. Ayrıca kendilerini kaçınılmaz akıbeti düşünmekten alıkoyan yanıltıcı emelden kurtulurlar diye son derece etkili bir uyarı gizlidir bu ifadede. 

Hiç kuşkusuz Allah’ın yasası, her zaman için yürürlüktedir ve bu yasa değişmez. Milletlerin helâk olması ise, yüce Allah’ın onlara ilişkin olarak belirlediği süreye bağlıdır. Yüce Allah’ın yasasının ve iradesinin yürürlüğe girmesine aracı olan bu milletlerin kendi davranışları helâk süresi ile yakından ilgilidir. 

FİZİLALİL KUR’AN 

Kur'an Haberleri

"Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir"
"Onlar o indirilen kitaba inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir"
“Andolsun, senden önce geçmiş topluluklara da elçiler gönderdik"
"Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz; onun koruyucuları da gerçekten biziz"
"Hak olmaksızın biz melekleri indirmeyiz"