HAKSÖZ-HABER
Cenevre’de uluslararası güçlerce muhatap alınmasının da verdiği cesaretle Esed rejimi varil bombalı katliamlarına hız verirken, Suriyeli direnişçiler bir yandan da IŞİD saldırılarıyla baş etmeye çalışıyor.
Baas güçlerinin son üç gündür sadece Halep’in muhtelif bölgelerine varil bombalarıyla gerçekleştirdikleri saldırılarda ölü sayısı 150’yi geçti. Son altı haftada varil bombalarıyla katledilen insanların sayısı ise 700’e ulaştı.
Halep’in batısında bulunan Tarıq el-Bab bölgesi en yoğun saldırıya uğrayan bölge. Pazar günü buraya 8 varil bombası atıldı. Rastgele atılan bombalardan biri sebze pazarını vururken, bir diğeri Abdullah ibni Mesud camisinin yakınına düştü. Varil bombalı saldırılara ilişkin görüntüler başta Anadolu Ajansı olmak üzere pek çok kaynak tarafından çekilip dünyaya yansıtılıyor ama dünyadan ses yok. Görüntüler Baas güçlerinin bu saldırıları büyük bir pervasızlıkla gerçekleştirdiğini ortaya koymakta. Helikopterlerin rahatlıkla gelip yerleşim yerlerinin üzerine bombaları bırakıp gittiği görülüyor. Çünkü muhalif güçlerin ellerinde etkili silahlar bulunmuyor.
Öte yandan Baas saldırılarına paralel olarak Suriyeli direnişçiler IŞİD zulmüyle de karşı karşıyalar. Bir yandan Baas güçlerine karşı koymak için savaşan direnişçiler IŞİD militanlarının da saldırılarına hedef olmaktalar. Bu çerçevede Halep’te Cumartesi günü Liva Tevhid’in karargahını hedef alan ve IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında Liva Tevhid liderlerinden Adnan Bakur ile birlikte 26 kişi şehid oldu.
Yine aynı gün Hama’da IŞİD’in gerçekleştirdiği bir başka saldırıda ise Suqur eş-Şam örgütünün liderlerinden Ebu Hüseyin ed-Dik şehid edildi.
Baas güçlerinin vahşi saldırıları olanca hızıyla devam ederken, IŞİD’in direniş güçlerini hedef alan eylemleri artırması Suriye devrimini boğmaya yönelik kapsamlı bir kampanyanın parçası olduğuna dair iddiaları güçlendiriyor.
Neden?
Bu çerçevede herkes ister istemez IŞİD’in büyük bir hararetle sınır bölgelerine yüklenmesinin mantığını soruyor. Günlerdir Çobanbey’i “fethetmek” için Türkmenlerle savaşan IŞİD neden çok az bir mesafede bulunan ve Esed rejimin elinde tuttuğu Sefira’yı fethe yönelmiyor? Neden korkunç bir kuşatma altında direnişin sürdüğü Humus’ta ya da Şam’daki Yermük Kampında değil de Rakka’da güç gösterisi yapıyor? Tüm bu manzara artık IŞİD hakkında tek bir olumlu cümle bile kurmanın imkansız olduğunu açıkça ortaya koyuyor.