HAKSÖZ HABER
7 Ekim’de Hamas’ın şok harekatı sonrasında Batılı ülkelerden İsrail’e destek yağmaya devam ediyor. ABD savaş uçaklarıyla bu desteğini ileri noktalara taşırken, bir yandan da en yetkili ağızlarından İsrail ile dayanışma mesajları vermeyi ihmal etmiyor. Bu çerçevede Tel Aviv’e giden ABD Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’ın kendisini karşılayan Netanyahu’ya sadece ABD Dış İşleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da burada olduğunu belirtme ihtiyacı hissetmesi dikkat çekti.
İsrail işgalini, terörünü Yahudi dayanışması zeminine oturtan bu sözler elbette kimseyi şaşırtmadı. ABD’de İsrail’e sempatinin sadece Yahudiler arasında değil, Hıristiyanlar bilhassa da neo-con’lar arasında da hayli yüksek olduğu zaten biliniyor. Bununla birlikte Blinken’ın Yahudiliğini vurgulama ihtiyacı hissetmesi ise İsrail terörünün nasıl da meşrulaştırılmaya ve masumlaştırılmaya çalışıldığını göstermekte.
Oysa bu düpedüz bir çarpıtma, bir propaganda taktiği. Evet İsrail kendisini bir Yahudi devleti olarak tanımlıyor. Oysa Hamas’ın İsraillilere yönelik eyleminin İsraillilerin Yahudi olmasıyla ilgisi yok, işgalci olmalarıyla ilgisi var. Dünyanın pek çok bölgesinde Yahudiler yaşıyor ve hiçbiri Filistinliler ve Müslümanlar için düşman da değil, hedef de. Ama Filistin topraklarını işgale gelmiş Siyonistler elbette hedeftirler.