Jake Bilardi, binlerce “yabancı savaşçı” gibi ülkesini terk ederek IŞİD’e katıldı. IŞİD’in elinde tuttuğu Irak kenti Ramadi’de düzenlediği bir feda eyleminde ölen Bilardi henüz 18 yaşındaydı. Ama onu diğer yabancı savaşçılardan ayıran bir özelliği var. Bilardi, kendi adına açtığı bloğunda kendisini evine binlerce kilometre uzağa iten nedenleri tek tek sıraladı. “Melbourne’deki hayatım iniş-çıkışları olmayan, herkesinki gibi rahat bir hayattı” diyen Bilardi, ABD’nin Irak ve Afganistan işgalinin sözde demokrasiyi empoze etmek adına ‘gaddar’ ve ‘emperyalist’ girişimler olduğunun farkına varınca hayatının değiştiğini söylüyor. ABD'lilerin işkenceleriyle gündeme gelen Ebu Gureyb Hapishanesi'ndeki görüntüler de Bilardi'yi geri dönülmez bir yola sokmuş. ‘Avustralya ve dünyanın büyük kısmının içinde olduğu yalanlar sisteminden nefret etmeye’ başlayan Bilardi, yaşadığı zihin dönüşümünü şu ifadelerle kayıtlara geçirdi:
ABD BAYRAĞI BİR HİÇ
“Medyanın bize sunduğu bilgilerin bir hiç olduğunu öğrenmeye başladım. Bu bilgiler ‘devlet sponsorlu’ gerçeklerdi. Bağdat’ta bir Hummer’ın üzerinde dalgalanan kahraman Amerikan bayrağı bir hiçti. Bizlere anlatılmayan vahşi bir hikayenin perdelemesiydi. Hem Irak hem de Afganistan’daki işgaller ABD ve müttefiklerinden nefret ettirdi. Sadece İslam aşkıyla yaşayan mücahitlere saygı duymaya başladım Fark ettim ki bu sistemi devirmek için şiddetli bir global devrime ihtiyaç var ve ben bu devrim için ölebilirim.”
SON DURAK RAMADİ
Jake Bilardi, IŞİD’e katılmak için ülkesinden ayrılarak 2014’ün ağustos ayında ülkeyi terk etti ve Irak’a gitti. Bilardi’nin pasaportunu iptal eden Avustralya makamları, onun bir intihar eyleminde öldüğü iddiasını resmi olarak doğrulatmaya çalışıyor. Bilardi’nin “Melbourne’den Ramadi’ye: Benim seyahatim” başlıklı bloğu ise internetten kaldırıldı.
Cihat Arpacık / Yeni Şafak