Salı günü Pakistan'ın Peşaver kentindeki tek beş yıldızlı oteli olan Pearl International Hotel'e büyük bir terör saldırısı düzenlendi. Bir ton patlayıcı ile yapılan saldırıda 16 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı. Pakistan, bir anlamda iç savaş yaşıyordu. Svatt Vadisi'nde çatışmalar oluyor, on binlerce insan bölgeden kaçıyor, ABD ve Pakistan Taliban kontrolünde olduğu söylenen bölgeye yönelik geniş operasyonlar yapıyor, ABD Başkanı Barack Obama bölgedeki durumu ABD için en ciddi tehdit olarak niteliyor, uzmanlar bu gidişin Pakistan'ı parçalayabileceğine dikkat çekiyordu. Dolayısıyla camilerin bile bombalanmaya başlandığı ülkede böyle bir terör saldırısının gerçekleşmesini kimse yadırgamıyor.
Pakistan'ın zengin isimlerinden Sadruddin Haşvani'ye ait otel yoğun olarak ABD ve İngiliz diplomatlar ile güvenlik personeli tarafından kullanılıyor, ABD yetkilileri oteli satın almak veya kiralamak istiyordu.
Tuhaftır, geçtiğimiz yıl eylül ayında başkent İslamabad'da patlayıcı yüklü kamyonla saldırı yapılan ve 80 civarında insanın hayatını kaybettiği Marriott Hotel de Sadruddin Haşvani'ye aitti. 600 kilo TNT, RDX ve fosforla karıştırılmış, ve çok büyük bir patlama gerçekleştirilmişti. Bu kadar değil. Görünüşe göre tipik bir terör saldırısı olan olayın arkasından ürkütücü gerçekler çıktı ortaya. Bu gerçekleri hatırlamak Pakistan'da olanları anlamak açısından çok önemli. Şöyle:
Olay günü Pakistan'ın yeni Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, askerler ve çok sayıda kişi Meclis Başkanı'nın Marriott Otel'deki iftarına davetliydi. Ancak davet yeri sürpriz biçimde değiştirildi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kabine üyeleri iftar için Başbakanlık binasına gitti. Ve saldırıdan kurtuldular.
Pakistan Halk Partisi'ne mensup milletvekilleri, saldırı öncesi Marriott Hotel'i merkez alan esrarengiz gelişmelere tanık oldular. ABD Deniz Piyadelerinin otel çevresindeki faaliyetlerini fark ettiler.
ABD Büyükelçiliği'ne mensup araçlar, otelin giriş kapısına sıralanmış, otel içine bazı çelik kutular taşınıyor, bu kutular orada değiştirilip başka kutularla dışarı çıkılıyordu. Yani araçtan indirilen çelik kutular oteldekilerle değiştirilip tekrar araçlara yükleniyordu.
Tuhaf bir şekilde bu kutular girerken ve çıkarken kontrol edilmiyor, kimse bakamıyor, XR cihazından geçirilmiyor.
Bunlar olurken otelin iki girişi de kapatılıyor. Güvenlik görevlilerinin araçlara ve kutulara yaklaşmasına bile izin verilmiyordu. ABD askerleri yol boyunca sıralanıp güvenlik sağlıyordu. O akşam Marriott içindeki Nadia restoranında yemek yiyen birçok kişi bu trafiğe tanık oldu.
Olayın olduğu günlerde “O çelik kutularda ne vardı” diye sormuştuk. Bize göre o otel merkez olarak kullanılıyor ve bazı operasyonlar yürütülüyordu. Bize göre, sivil katliamlarla haber olan insansız hava araçlarından yapılan saldırılar buradan yönlendiriliyordu. Sonra gerçek ortaya çıktı.
Pakistanlı bazı emekli generaller bombalanan Mariot Hotel'in CIA'nin komuta merkezi olduğunu açıkladı. Ne zaman? Şubat 2009'da. Altı ay sonra. “Amerika'nın terörle savaş teranesiyle kendi insanlarımızı bombalamak için bizim topraklarımızı kullanması bizim için yeni bir şey değil. Pakistan ve Afganistan'ı bombalamak için birden fazla (Pakistan) havaalanını kullanıyorlar.” Bu cümleler Pakistanlı generallere ait. Onlara göre; “Marriot Hotel CIA tarafından operasyon komuta merkezi olarak kullanılıyordu. Yıkılmasının ardından komuta Tarbella'ya kaydırıldı”.
ABD Senatosu İstihbarat Komitesi Başkanı Senatör Dianne Feinstein de o günlerde, “İslamabad'ın protestolarıyla dalga geçer gibi, saldırı yapan insansız hava araçlarının Afganistan'daki ABD üslerinden değil Pakistan'dan kalktığını” söyledi.
Bu nasıl terör saldırısı? Taliban, El Kaide, bölgesel bazı örgütler, aşiret güçleri ve daha yığınlarca hedef belirlenebilir. Ama bana göre bir bildiğimiz anlamda bir terör saldırısı değil. Birileri CIA'nın operasyon merkezlerini vuruyor. Elbette Taliban da yapmak ister bunu başkaları da. Bölgenin şartları bunu gösteriyor. Ama bana göre, Pakistan'da sistemin içinde bazı güçler, ABD'nin bu ülke ile bu kadar hoyratça oynamasına çok öfkeli. Karşılıklı saldırılar gerçekleşiyor.
Birkaç not:
Türkiye Irak ile askeri işbirliği anlaşması imzaladı. Daha önce imzalanan kapsamlı ortaklık anlaşmalarından sonra bu anlaşma, yakında bu ülke ile Türkiye'nin güvenlik alanında ciddi ortaklıklara girişeceğine işaret ediyor.
Irak Petrol Bakanlığı, Kuzey Irak'tan Türkiye'ye petrol, Barzani ile Mehmet Emin Karamehmet arasındaki anlaşma, Genel Enerji ile Kuzey Irak yönetimi arasındaki işbirliği gibi, Türkiye'de büyük ses getiren anlaşmanın “illegal” olduğunu açıkladı. Açıklama Hükümet Sözcüsü Ali el Debbag'dan geldi. Bu arada, Norveç'in, işgal sırasındaki insan hakları ihlallerine, esir ticaretine, CIA'nın gizli uçuşlarına neden izin verdiği bu ortaklıkla bir kez daha ortaya çıktı. O dönemlerde buna özellikle işaret etmiştik.
Obama'nı Kahire konuşmasıyla ilgili en beğendiğim iki yorum:
“Obama'nın gerçekleştirilemez beklentiler yaratan ölçüsüz sözleri, idealist söylem karşısında sevinçten uçanların ayakları yere değmesinden sonra bu kez eleştiri toplayacaktır. Bu ölçüsüz sözler, kuklamız Mısır'daki Müslüman Kardeşler'i susturmak, Müslümanların Irak'ta, Afganistan ve Pakistan'da Amerikan saldırganlığını kabul etmelerini sağlamak için tasarlanmış bir gevezelikten başka bir şey midir ki?” (Paul Craig Roberts)
YENİ ŞAFAK