İnsana sınırsız zevki, özgürlüğü, hedonizmi sunan modern hayat bu tutumuyla en çok gençleri etkisi altına alıyor. Yaşamı her şeyden bir zevk alma denklemi üzerine kuran ve hazları yücelten modern hayatın bu tutumunu Nevzat Tarhan şöyle özetler: “Hayattan zevk almasını engelleyen her şeyi bir değer olarak değil de bir engel olarak görür ve genç için tehlike çanları çalmaya başlar. İşte bu da modernizmin karşımıza çıkardığı acı bir tablodur.”
Özellikle de kimlik bunalımı veya kimlik krizi olarak adlandırılan ergenlik döneminde ki gençler doğru ilgi ve sahih rehberlikten mahrum kaldıklarında kolayca savrulmakta, yanlış arkadaş ve çevrenin kurbanı olmakta ve pis bir bataklığa doğru sürüklenmektedirler.
Gençlerin içine düştüğü bataklıklardan en zor olanı ise madde bağımlısı olan gençlerin durumudur. Ne yazık ki son dönemlerde adını sıkça duymaya başladığımız Bonzai ise gençlerinin en fazla rağbet ettiği uyuşturucu maddelerinden birisi olmaya başladı. Sentetik Cannabinoid ismi altında birçok maddeden oluşan Bonzai bundan üç-dört yıl önce bilinmezken son dönemlerde Türkiye’de ve hatta dünyada hızla yayılmaya başladı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı rapora göre Bonzai’nin uyuşturucu piyasasının yarısını kapladığı ve bundan dolayı da inanılmaz sayıda ölümlerin gerçekleşmesinin kaçınılmaz olduğu belirtildi.
Eroinden çok daha zararlı olduğu söylenen Bonzai’nin bir defa kullanımı bile ölüme sebep olabiliyor. Son günlerde medyada sıkça okuduğumuz Bonzai kullanmış bir gencin anlattıkları bu maddenin etkisinin büyüklüğünü gözler önüne sermeye yetiyor. “Önce denge kaybı, sonra yavaşça bilinç yitirimi ve geçici körlük… Bir şeyi hatırlamaya çalışırsınız ama hatırlamanız imkânsız. Cümle bile kuramazsınız… Ölüme bu kadar yakın olamazsınız… Kendinizi rüyada sanırsınız ve 9. kattan atlayabilirsiniz… Düpedüz intihar bu madde…”
Arkadaş ve grup baskısının bonzai kullanımında büyük etkisi olduğu bir gerçeklik. “Hatırım için”, “Sensiz tadı tuzu olmaz”, “Bir kere veya ara sıra kullanmaktan bir şey olmaz.” gibi baskı içeren cümleler gencin yanlış algı geliştirmesine sebep olmakta ve bonzai gibi maddeleri kullanmaları için bir başlangıç niteliği taşımaktadır.
Bonzai’yi diğer uyuşturucu maddelerinden ayıran en temel özellik ise ulaşım alanının yaygın olmasıdır. Bu maddeyi sigaranın içine karıştırmak veya sprey halinde sunmak mümkün. Yani hayatın her alanında karşımıza çıkacak kadar gençlere yakın durmakta. Fatih semtinde bir çiğ köftecinin dürüm içinde bonzai satarken yakalanması ise bu duruma bir kanıttır.
Bonzai’nin fiyatı ise oldukça düşündürücü. 20 lira, 5 lira hatta bir ekmek fiyatına bile Bonzai bulmak mümkün. Yeter ki gençler bu batağa düşsün. Ayrıca gençlerin en çok kullandığı sosyal medya organlarından biri olan facebook’ta bu maddenin hem alanını genişletmekte hem de satışını kolaylaştırmaktadır. En son Yeşilay Cemiyeti bonzai satıcılarını temsil eden ‘bonzai’ ‘jamaica’ gibi isimlerle oluşturulan profillerin kapatılmasını istedi. Ve facebook gibi sosyal medyada uyuşturucu kullanımını teşvik eden tüm içeriklerin yasaklanması gerektiğini hatırlattı. Bonzainin özellikle 18-30 yaş arasında daha yoğun kullanıldığı ancak son dönemlerde bu yaşın 13-14 yaş gruplarına kadar düştüğü de belirtilmekte. Bu açıdan gerek Emniyet güçlerinin ve gerek devletin diğer organlarının bu konuda çok ciddi tedbirler alması kaçınılmazdır.
Bu konuda “hangi devlet, hangi emniyet güçleri?” tartışması anlamsızdır. Bu bağlamdaki tartışma, “Trafik ışıklarını tağuti iktidar belirledi, uymam; bu şirktir” yaklaşımı kadar anlamsızdır. Fıtri olan talebleri, Gayr-i Müslim bir devlet karşılıyorsa, bu icraatte adalettir. Mükemmeli beklerken, mevcut çürümeye karşı egemen otoriteyi kâle almayan ve çözümler konusunda zorlamayan yaklaşımlar da idrak bozukluğu veya serkeşliktir.
Ve ne yazık ki karanlık bir çukura atılan bu gençler bizim… Bu çocuklar bizim çocuklarımız… Hiçbirimizin çocuğu bu acı gerçekten uzak değil… Bu yüzden çocuklarımıza sahip çıkalım. İlgi ve sevgimizi onlardan eksiltmeyelim. Onlarla mekanik ilişkilerden daha ziyade duygusal bağımızı güçlü kılmanın yollarını arayalım. Çünkü iletişimin %70-80’i duygusal, %20-30’u ise informatiftir. Hz. Ali’nin “Çocuklarınızla 7 yaşına kadar oynayın, 15 yaşına kadar arkadaş olun, 15’inden sonra istişare edin, onlara danışın.” sözleri çocuklarımız ve gençlerimizle kuracağımız ilişki biçimimizde bizlere yol gösterici bir nitelik taşıdığını unutmayalım.
Temiz fıtrat üzere dünyaya gelen çocuklarımızın fıtratlarını hayat boyu temiz tutmanın yollarını birlikte düşünelim. Fıtratı asimilasyona uğramayan insan, kimliğini, kişiliğini koruyan insan demektir. Bu yüzden Bonzai veya benzerleri bir oyun ya da oyuncak değil. O gençlerimizin, 13-14 yaşında ki çocuklarımızın kimliklerini eriten, hayatlarını yok etmeye çalışan pis bir ölümdür…