31 Mart İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini müteakip seçimlerin iptali yönünde canhıraş şekilde çalışan Pelikan yapılanması ve müntesibi Hilal Kaplan, yenilenen seçimden umulan sonuç çıkmayınca kabahati YSK’ya yükledi!
Halbuki 1 Nisan tarihinde “YSK, tüm oyların yeniden sayılmasına karar verdi” şeklinde, sosyal medya hesabından gerçek dışı paylaşımda bulunan aynı Hilal Kaplan idi. Aynı süreçte “İstanbul’da seçimlere usulsüzlük karıştırdığı tespit edilen 30 sandık başkanı gözaltına alındı” türü “haber”ler üreterek algı oluşturmaya çalışan da yine aynı mekanizmanın inisiyatifindeki Sabah gazetesiydi. Hatta bu cenahın 21 Mart seçimini şaibeli göstermek için sarıldığı “CHP’liler polise saldırdı” türündeki “haber”leri bizatihi devletin ilgili kurumları tarafından yalanlanmıştı!
Sabah’ta yazan Hilal Kaplan, “Başarının Babası Çoktur Ama Mağlubiyet Öksüzdür” başlıklı bugünkü (25 Haziran 2019) yazısında AK Parti’nin seçimde ağır bir mağlubiyet yaşamasından YSK’yı sorumlu tutarak, “Halkı tekrar sandığa mecbur eden YSK olmasına rağmen, bunun faturası da AK Parti'ye kesilmiş!” diye yazdı.
Ekrem İmamoğlu, AK Parti ve MHP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım’a, seçimde, 806 bin, yani yaklaşık 10 puan fark attı. Hilal Kaplan ise farkın çok yüksek olmasını şu ifadelerle gerekçelendirdi: “Bu tabloya, aradan geçen iki ay içinde 18'ine giren genç seçmenlerin öncelikli olarak CHP'yi tercih etmesini, cüzdanı daralan seçmenin hayal kırıklıklarını, iyi yönetilemeyen Suriyeli mültecilerin entegrasyon politikasını, vb. sebepleri de ekleyebiliriz.”
Hâlbuki 31 Mart’ta iptal edilen İstanbul seçimine aynı seçmen listeleri ile gidildi. Yani YSK sadece kısıtlı seçmenler listeden düştü ve hiçbir güncelleme yapılmadı. Bu şu demek; 31 Mart’tan sonra 18 yaşına geçenler, 23 Haziran’da oy kullanamazlar. Nitekim YSK da bu konuya ilişkin açıklama yapmıştı.
Tüm bunlara rağmen, Hilal Kaplan, farkın büyük olmasını “aradan geçen iki ay içinde 18'ine giren genç seçmenlerin öncelikli olarak CHP'yi tercih etmesi” cümlesi ile gerekçelendirmesi kendimi aklayayım derken düştüğü trajik hatalardan bir diğeri olarak kayıtlara geçti.