Bir hayali cemaat türü: Futbol taraftarları

Benedict Anderson’a ait “hayali cemaat” kavramı yaşadığımız dijital çağda birçok topluluk için kullanılıyor. Anderson’un ulus için kullandığı hayali cemaat kavramı bugün uluslararası bir boyut kazanan futbol taraftarları için de kullanılıyor.

HAKSÖZ HABER

Futbol taraftarları da bir futbol takımı etrafında toplanan birer hayali cemaati yansıtıyor. Aynı takıma gönül veren taraftarlar, birbirlerini hiç tanımamalarına rağmen aynı duygu içerisine girebiliyorlar.

Dünyaca ünlü futbol takımları, küresel bir taraftar ağına sahip olurken daha küçük takımlar da yerel bir taraftar kitlesine sahip. Dünyanın her yerinde aynı takıma gönül verenler, birlikte sevinme ve üzülme reflekslerini gösteriyor.

Futbol takımları, kimi taraftarların hayatının büyük bir kısmını şekillendiriyor kiminin de bir şekilde yaşamında yer edinebiliyor. Ancak, bu hayali cemaatlerin en ilginç yanı, farklı ideolojik grupları bir arada barındırıyor olmasıdır.

Örneğin, Türkiye’de üç büyük İstanbul takımı, ülke genelinde taraftar ağına sahip. Türkiye’deki bütün inanç gurupları ve ideolojik kesimler bu üç takımın taraftarı olabiliyor. Normal yaşamlarında çatışma içinde olan bu topluluklar, aynı stadyumda bir araya geliyor, televizyon ekranlarında aynı takım için heyecanlanıyor ve aynı takım için kavga ediyor. Kemalist ile muhafazakâr, dindar ile laik, solcu ile sağcı ve Müslüman ile gayrimüslim aynı takımın ateşli taraftarı olabiliyor.

Çoğunlukla birbirlerini tanımayan bu taraftar toplulukları, Anderson’un ulus kavramı üzerinden tasarladığı hayali cemaatlerin birer neferi. Bu cemaatlere mensup taraftarların çoğu zaman gözü takımından başkasını görmüyor. Daha da ötesi, takımdaki bir futbolcuyu kendine rol model olarak görüyor ve ona benzemeye çalışıyor. Taraftarların fanatizmi bazen kamu malına zarar vermeye ve kan dökmeye kadar da gidebiliyor.

Yaşadığımız çağda çevremiz ulus devletin hayali cemaatiyle sarılmış vaziyette. Futbol takımları da bunun bir parçasını oluşturuyor. Bu cemaatlerden beri olmak ve farklı hareket etmek neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Burada sorulması gereken soru şu: Büyük bir oranda cahili bir anlayıştan beslenen ve böyle bir zeminden beslenen bu hayali cemaatlerin içinde biz nerede duruyoruz? İçinde miyiz yoksa dışında mı?

Yorum Analiz Haberleri

Yapay zeka statükocu mu?: ChatGPT'de cevaplar neye göre değişiyor?
Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm