Ömer Güre, İzmir suikasti davasında idam edilen Ziya Hurşit’i yazdı:
Muhalefet susturulmuş, basın sindirilmiş olmasına rağmen Mustafa Kemal kendini tam güvende hissetmiyordu. 1925'ten sonra muhalif siyaset, ülke çapında fikirlerini açıkça yayınlamaktan mahrum bırakılmıştı. Ama hala saygınlıklarını ve taraftarlarını korumaya devam ediyordu. İttihat ve Terakki’nin yeraltı örgütlenmesi olan Karakol ve M.M (Müsellâh Müdâfaa-i Milliye) teşkilatlarının, kendisini fesih eden İttihat ve Terakki’nin devamı olan Teceddüd Fırkası’ndan daha aktif olarak çalışmaları, artık cemiyetin bir yeraltı örgütü olduğunun en büyük kanıtıdır.
Bir zamanlar İttihatçıların içerisinde bulunmuş olan Mustafa Kemal bu cemiyetin yeteneklerini ve yapabileceklerinin farkındaydı. İttihatçıların yeraltı örgütlenmeleri ve paramiliter yaptırım kuvvetlerinin gücü, Mustafa Kemal’in kendisini güvende hissetmemesine sebep olmaktaydı. Halka rağmen sözde halk için yapılan inkılapların da ciddi bir karşılığı olmamıştı. Vadedilenler yerine getirilmemiş ülke tam bir darboğaza doğru sürüklenmişti. Siyaset dışına atılan muhaliflerin gücünün ölçülmesinin de zorlaşması ile beraber arka planda bir hayalet gibi Kemalist rejimin korkuları gittikçe artmıştı. Ekonomik sıkıntıların da artmasıyla beraber Kemalist rejim alarm vermeye başlamıştı.