Bazı haberler, içlerinde, ilk anda görünenden çok farklı, çok daha önemli ayrıntılar barındırır. Bunları görebilmek, tecrübeyle özel bir yaratıcılığın sentezini gerektirir. Bu türden “doğuştan” gazeteciler, her habere 1-0 önde başlarlar; meslektaşları aynı haberi aynı başlıklarla verirken, onlar o haberden bambaşka başlıklar türetebilirler...
Zamanla hormonlu bir özgüvene yol açması nedeniyle, bir yanıyla da bıçak sırtı bir yetenektir bu. Bu hormonlu özgüven, “doğuştan gazeteci”nin etrafında oluşan yüksek beklentilerle birleştiğinde, sahip olunan yetenek riskli bir silah haline dönüşebilir.
Söylemeye gerek yok: Bazen de hiç böyle bir yeteneğe sahip olmadan girişilir bu işlere. Bir haberi izlerken dikkat çeken küçük bir ayrıntının yanlış yorumu gazetecide “buldum” duygusuna yol açar, ardından bu duygunun esiri olunur ve sonra da olanlar olur...
8 Mart tarihli Sabah’ta yer alan bir haber, bu bıçak sırtı yeteneğin (ya da vehmedilmiş yeteneğin) yol açabileceği sakıncaları gösteren mükemmel bir örnek niteliğindeydi.
Haber çok önemli, gazete çok etkili, üstelik mesele beni doğrudan doğruya ilgilendiriyor... Bu durumda bugünkü yazımı Sabah’ın “Darbe günlüklerini Eruygur mu yazdı?” başlıklı haberine ayırmam neredeyse farz oluyor.
“Balbay’ın notlarından çıkan iddia”
Geçenlerde telefonla katıldığım bir televizyon programında, haber sunucusunun beni “Darbe Günlükleri’nin yazarı Alper Görmüş” diye tanıtması dışında (eskiden “sehven” denirdi bu türden hatalara), Günlükler’in Özden Örnek dışında başka bir kişi tarafından kaleme alınmış olabileceğine dair hiçbir iddia öne sürülmedi bugüne kadar.
Sabah’ın haberi, belli ki böyle “aykırı” ve yeni bir durumu tespit etmenin heyecanıyla kaleme alınmış... Fakat isterseniz önce, gazetenin bu başlık altında tam olarak nasıl bir haber verdiğine bakalım... Hiç kesmeden aktarıyorum:
Alt başlık: “Mustafa Balbay’ın bilgisayarındaki notlara göre, Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlükteki ‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’ kod adlı darbe planlarını Şener Eruygur hazırlayıp göndermiş.”
Haber: “Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın bilgisayarından, ‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’ isimli darbe planlarını dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli orgeneral Şener Eruygur’un hazırladığı yönünde notlar çıktığı öne sürüldü. İddiaya göre, Mustafa Balbay’ın bilgisayarından elde edilen notlar, Nokta Dergisi’nde yayımlanan ve emekli oramiral Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen günlükteki Sarıkız ve Ayışığı isimli darbe planlarıyla ilgili bilgileri değiştirdi. 1998’den beri Jandarma Genel Komutanlığı ile sık sık görüşen Balbay, yaptığı tüm görüşmeleri en ince ayrıntısına kadar not etti. Bu da polisi gerçek bilgilere ulaştırdı. Ergenekon soruşturmasında temmuzda gözaltına alındığında serbest bırakılan ancak ikinci kez ek ifade için gözaltına alındığında bu kez cezaevine konan Balbay, Eruygur’un Jandarma Genel Komutanı olmasından sonra her gün karargâha gitti. Bu notlara göre, Ayışığı ve Sarıkız adlı darbe planlarını Eruygur hazırladı. Ardından kendisine destek vermeleri için dönemin kuvvet komutanlarına sundu. Darbe planları emekli oramiral Özden Örnek’in eline de bu şekilde geçti. Yine Balbay’ın notlarına göre, kuvvet komutanları bu planlara karşı çıktı. Hatta birçoğu ‘Şener Eruygur bunları Genelkurmay Başkanı olmak için planlıyor’ düşüncesiyle destek vermedi.”
Haberin son cümlelerinde yer alan, iki darbe planının Eruygur tarafından hazırlandığı ve dönemin kuvvet komutanlarına gönderildiği bilgisi birkaç gazetede daha haberleştirilmiş. Fakat bu bilgiden “Darbe Günlükleri’ni Eruygur mu yazdı?” başlığını çıkaran gazete yok; Sabah hariç.
Nasıl olabilir ki? Siz de okudunuz haberi; o haberden o başlığın çıkmayacağı apaçık değil mi? Haberde, başlığı en fazla destekleyen bilgi, “Sarıkız” ve “Ayışığı” darbe planlarının Eruygur tarafından hazırlanıp kuvvet komutanlarına sunulması bilgisi değil mi? Diyelim ki öyle olmuş, peki buradan “Günlükleri Eruygur’un yazdığı” sonucu nasıl çıkar? Acaba Sabah’taki meslektaşlarımız “planlar”ın başka, “Günlükler”in başka şey olduğunu bilmiyorlar mı?
Allah aşkına, Günlükler’i Eruygur’un yazdığı iddiası nasıl bir iddiadır? Yani Eruygur kendini Özden Örnek’in yerine koyarak mı yazmıştır bütün bunları? Değilse, ne denmek istenmektedir?
Fantezi yapacağım derken...
Girişte, “doğuştan gazeteci”lerin sahip olduğu “ayrıntı okuma” yeteneğinin yol açabileceği sakıncalı durumlara işaret etmiştim. Birini unutmuşum: Bu yetenek sahipleri hep “daha ilginç”in, hep “kimselerin aklına gelmeyen”in peşinde oldukları için, bazen haberin gerçekten de en önemli kısmını görmeyebilirler ya da hakkını veremeyebilirler. İşte buyurun: Sabah’çılar, kaynaklarının kendilerine verdiği bir bilgiyi esnete esnete “Darbe Günlükleri’ni gerçekte Eruygur’un yazdığı” gibi, okurları hakikaten yerinden zıplatacak ilginçlikte (ve uçuklukta) bir sonuca varıyorlar ve fakat haberin asıl önemli kısmını böylece atlayıveriyorlar... O kısım, elbette ki, Eruygur’un dönemin asıl darbeci komutanı olduğunun ve öbür kuvvet komutanlarının (bir dönem birlikte hareket ettikleri) Eruygur’a daha sonra karşı çıktıkları bilgisinin Mustafa Balbay’ın tuttuğu günlükle de sabit oluşudur.
Darbe Günlükleri’nde süreç tam da böyle anlatılmaktadır zaten. Fakat siz ne yapıyorsunuz? Bir fantezi uğruna, Günlükler’deki darbe girişimlerinin çok ilginç bir kişilik tarafından bir kez daha doğrulanmasını vurgulayamıyorsunuz...
Son olarak, Sabah’la birlikte bütün gazetelerin öne çıkardığı “Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarının Eruygur tarafından hazırlanıp kuvvet komutanlarına gönderildiği” bilgisine bakalım... Haberlere göre, kuvvet komutanları kendilerine gelen bu planları reddediyorlar ve böylece planlar suya düşüyor. Bu haliyle bu bilgi bize, dönemin kuvvet komutanlarının pişirilen çorbada hiç tuzlarının olmadığını söylemiş oluyor ki, meslektaşlarımız bu noktada kötü bir dezenformasyona da maruz kalmış olabilirler.
Fakat bence bir dezenformasyondan çok, gazetecilerin, haber kaynağının kendilerine ilettiği enformasyonu doğru biçimde algılayamaması gibi bir problemle karşı karşıyayız.
Haber kaynağı, Mustafa Balbay’ın notlarından, bütün kuvvet komutanlarının katıldığı her iki darbe girişiminde asıl rolü Şenuygur’un oynadığı sonucunun çıktığını söylemiş, fakat meslektaşlarımız bunu haberlerde aktardıkları gibi algılamış olabilirler.
Çünkü Günlükler’den biliyoruz ki, “Sarakız”ın ayrıntılı bir planı yok zaten... Ve “Ayışığı”, ortaklık bozulduktan sonra Eruygur’un tek başına hazırladığı planın adıdır.
TARAF