Bir “güzellik kraliçesi” ve bir takım sorular

Medya gündemini ne işgal ediyor diye baktığımızda gerçekte incir çekirdeğini doldurmayan meselelerle karşılaşıyoruz.

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

İlerlemeye Farklı Bir Bakış isimli kitabın yazarı mühtedi Lord Northbourne (Sidi Nuh), modernleşmenin getirisi olan ilerleme düşüncesini kritik etmeye çalışır. Northbourne çok başarılı bir analoji kurarak, modern dünyanın imalatı olan “yapma plastik çiçekleri” inceler. Bu çiçekler parlak ve alımlıdırlar. Bazıları o kadar sahicidir ki dokunmadıktan sonra aradaki farkı anlayamazsınız. Daha fazla maliyet harcananlarına çeşitli esanslar püskürtülerek çiçek kokusu bile verilmeye çalışılır. Ancak bu “çiçeklerin” kökü yoktur. Topraktaki belirli bir özün, su ve güneş ışığıyla beslenerek sadece kendi mevsiminde yeşermesiyle büyümezler. Bir fabrikada seri bir şekilde teknik olarak üretilirler. Bu sebeple aslında gerçek değildirler. İnsanın en büyük gereksinimi olan sahicilik ihtiyacını karşılamazlar...

Modern dünyanın seri üretimine bir tek çiçekler değil insanlar da maruz kaldı. Çek Edebiyatçı Milan Kundera, Gülüşün ve Unutuşun Kitabı isimli eserinde üretilen estetik algısına şöyle işaret ediyor: “İşte asıl bu ayrıntılar, kötü seçilmiş bir giysi, dişlerdeki hafif bir bozukluk, nefis bir ruh zayıflığı, bunlardır bir kadını gerçek ve canlı kılan şeyler. Afişlerdeki ya da moda dergilerindeki kadınlar, ki bugün bütün kadınlar onları taklit etmeye çalışıyorlar, çekicilikten yoksundurlar, çünkü gerçek değillerdir, çünkü soyut bir takım önerilerden oluşmuşlardır. Onlar bir güdümbilim makinesinden doğmuşlardır, bir insan bedeninden değil!”

Bu uzun ve bol alıntılı girizgahı şunun için yaptık: Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programına katılan Türkiye 2018 “Güzellik” Kraliçesi olduğu söylenen bir kişi, gazeteciler tarafından kendisine sorulan soruları cevaplayamadığı için eleştirilerin odağına yerleştirildi. Gazetecilerin az evvel zikredilen estetik algısıyla falan bir derdi olduğunu sakın düşünmeyin. Sorulan sorulardan muhataplarına “yerlilik” testi yaptıkları anlaşılıyor. “Atatürk’ün bir sözünü söyle, İstiklal Marşı’nı oku” tarzı sorulara muhatap olan “Kraliçe” bunların hiçbirisini cevaplandıramıyor. Kendisi küçük yaşta yurt dışına çıkıp orada bulunmuş bir insan. Yine en azından haberdar olması gerekir diye düşünülebilir ama bilmiyor işte. Fahrettin Koca’nın kim olduğunu da bilmeyen kraliçemiz en sonunda programı da terk etmiş. Başkasını yerine utanmak isteyenler videoyu izleyebilirler…

Ardından başlayan tartışmalar “ünlü” isimlerin kraliçeye desteğini açıklamasıyla başka bir seviyeye çıktı. Kendisinden istenilen şey, bir köşede yapma çiçekler gibi parıldayıp hiçbir işe yaramadan magazin gündemi oluşturmak olan “güdümbilim makinesinin ürünü” birisine sorularınızı cevaplayamadı diye kızamazsınız. Onun işi sizin sorularınızı yanıtlamak değil. Onun işi modern ifşa ve fahşa kültürünü yaşatmak! Gerçek olmasa bile bu yüzden bu kadar allanıp pullanıp önümüze konuluyor. Bu yüzden aynı kültür kodlarının ürünü olanlardan destek görüyor. O soruları sormak ne kadar anlamsız bir işse bu yoz kültüre destek olmak da en az onun kadar anlamsız ve saçma halbuki!

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!