Muhtemelen siz “Rıdvan Tanju’yu dinletmiş” diye okuyup, izlediniz ama aslında dün “Telekulakcell Operasyonu”nda medya, ileride iletişim fakültelerinde okutulacak bir gazetecilik sınavı verdi
Operasyonda Turkcell’in üst düzey yöneticileri de gözaltına alınmış, çete şirketin imkânlarını kullanmış, Turkcell merkezinde de aramalar yapılmıştı.
Ahret sorusu basitti: Gazeteler en büyük reklam verenlerden biri olan Turkcell’in merkezinde yer aldığı bu operasyonu nasıl görecekti?
Yandaş-kullanışlı, Kemalist-muhafazakâr, dinci-laik ayrımlarının hükümsüzleştiği kritik bir kavşaktı bu.
Turkcell için de hayatiydi bu cevap.
Çünkü 2008’de Taraf’ın yayımladığı 2003 yılına ait Turkcell’in patronu Mehmet Emin Karamehmet ile Jandarma İstihbarat Daire Başkanı Levent Ersöz ve Teknik Takip Daire Başkanı Atilla Uğur arasındaki görüşmenin bir yerinde Atilla Uğur Karamehmet’e “Turkcell’deki işbirliği için teşekkür” etmişti.
Bu haber üzerine Turkcell aleyhinde iletişimin gizliliğini ihlal suçundan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na şikâyetler oldu.
37 milyon abonesi olan Turkcell’in de imzaladığı imtiyaz sözleşmesi ve Telekomünikasyon Kurumu’nun yönetmeliği çok açık:
Yönetmeliğin 20. maddesinin a fıkrasına göre; “İşletmeci ve çalışanları, haberleşmenin engellenmemesi veya haberleşmenin gizliliğine veya içeriğine dokunulmaması ilkesine aykırı davranışta bulunamaz. İşletmeci bu kapsamda gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. İşletmeci tarafından mevzuat ve yetki belgesi ile bu hususa ilişkin olarak getirilmiş bulunan yükümlülüklerin ihlalinin yaygın bir hal alması nedeni ile ağır kusur oluştuğunun Kurum tarafından tesbiti halinde işletmecinin yetki belgesi fesh/iptal edebilir.”
Dün gün boyu Turkcell yetkilileri gazete merkezlerini arayıp haberde kendilerinden Turkcell diye bahsedilmemesini istediler.
Şirketin bu hassasiyeti anlaşılabilir. Sonuçta bunların hepsi hâlâ iddia ve suç da kurumsal değil kişisel. Tamam şu da anlaşılır; Evet medya çok pahallı bir sektör. Gazete çıkarmak çok külfetli bir iş. Reklamverenler olmasa gazete çıkmaz, sadece TRT ayakta kalır.
Ama benzer pek çok haberde Genelkurmay da dahil hiçbir kuruma, şirkete, partiye gösterilmeyen ekstra bir özen, bu haberde adı ve fotoğrafları açıkça her yerde yer alan Rıdvan Dilmen’e uygulanmayan bir muamele Turkcell’e uygulanırsa, her yerinde Turkcell’in adı geçen haberde Turkcell’den hiç bahsedilmezse, bu anlaşılmaz.
Ve bugün itibarıyla açılan gazete balyaları ve sonuçlar:
Çuvaldızı önce kendimize batıralım
Taraf- Birinci sayfada küçük olarak verilen haber tamamen Rıdvan üzerinden, Turkcell’den hiç bahsedilmeden yazılmış. Taraf içerdeki haberle kurtarmış vaziyeti. Haberin başlığı “Telekulakcell Operasyonu.” Turkcell hem kendi adıyla ve hem de gözaltındaki yöneticilerin adlarıyla haberde yer almış.
Akşam’ın Turkcell körlüğü anlaşılabilir. Haberde adı geçmemesine rağmen haberin sonunda “Bizimle ilgisi yok” diyen Turkcell adıyla karşılaşıyoruz
Akşam’ın bile göstermediği hassasiyeti bu haberi hiç Turkcell demeden bitirmeyi başaran Zaman, Habertürk ve Star göstermiş.
Habertürk’ün hem L sürmanşetinde hem de göbekteki sayfalarında “bir GSM şirketinden” bahsedilmiş sadece. Tıpkı Zaman ve Star gibi. Ama bu üç gazetenin aşırı hassasiyetinin şahikası Turkcell’in adını sanını vererek yaptığı “Bizim ilgimiz yok” açıklamasını bile “Bir GSM operatöründen yapılan açıklama” diye vermeleri. Habertürk’teki başlığı aktarıp diğer gruba geçelim: GSM operatörü: Birkaç çalışanla ilgili.
Hassasiyet sıralanmasında onların ardından sürpriz bir isim geliyor: Vakit. Vakit’in haberi bir GSM operatörü, bir diğer GSM operatörüne gel beraber gibi akıyor, kolay okunuyor. Tabii eğer bilinçli bir tercihse bu haberi hiç görmeyerek hiç de riske girmeyen Birgün de listeye buradan girebilir. “GSM şirketlerinde arama yapıldı” diyerek meseleyi anonimleştiren Bugün de hemen arkasından.
Bu haber gazeteler arasındaki her türlü farklılığı ortadan kaldırmış demiştim. Mesela Yeni Şafak ve Cumhuriyet “haberde tasarruflu Turkcell kullanımı” ile aynı tarafta buluşmuşlar. Turkcell’i açıklamasıyla ön plana çıkaran haberler bunlar. Mesela Yeni Şafak birinci sayfasında daha bir kez bile Turkcell demeden sürmanşetinin altına; Turkcell: Şirketimizle alakası yok bandını atıvermiş.
Haberi verirken Turkcell hassasiyeti en az olan gazetelerin Doğan Grubu gazeteleri olması sürpriz değil. Çukurova Holding onların kadim düşmanlarından. Yine de Milliyet ve Vatan birinci sayfadan Turkcell açıklamasını görmüş. Haberi manşet yapan Radikal ise daha hassas. Birinci sayfada “Bir GSM şirketi” diye bahsedilenin Turkcell olduğunu 10 sayfa sonra anlayabiliyorsunuz.
Ve günün açık ara birincisi: Hürriyet. Onları motive edenin Çukurova ile olan kadim meseleleri olduğu açık. Ama bu haberde gazeteciliğin tüm gereklerini yerine getirdikleri gerçeğini değiştirmiyor. Eksiği yok fazlası var. Fazlası: GSM şirketinin lisansı iptal edilir uzman görüşü kutusu. Ama bu da haberin unsurlarından biri değil mi? Şüphesiz. Hürriyet dün Turkcell sınavını başarıyla geçen tek gazeteydi. Hadi şimdi sıra sizde. Gazetelere bir de bu gözle bakın bugün. Hatta gazetelere bundan sonra biraz da bu gözle bakın artık...
TARAF