KPSS çetesi Kafes’le bağlantılı çıktı ya, savcı bu 4 ÖSYM çalışanının ilişkilerinin izini sürerken işin ucu nerelere geldi dayandı...
İşin içinde MHP de var, Kafesçiler de. Organize kopya eylemi nedeniyle iptal edilen KPSS’de tüm soruları bilerek tam puan alanlar arasında çok sayıda asker yakını da olduğu ve adreslerin çoğunun aynı sokakta yer aldığı ortaya çıktı, iyi mi? İşe ecinniler, “iyi çocuklar”, “iyi saatte olsunlar” karışmış yani.. Çetede bir de öğretim üyesi var. O da MHP ilişkili..
Bu arada İnegöl nere Dörtyol nere demeyin. Her iki olayda kullanılan silahlar aynı kafileden..
PKK karakola saldırdı derken, MHP’nin adı karıştı bir anda olaylara. MHP’linin de JİTEM bağlantılı olduğu anlaşıldı.. Onun da arkasında kim var, şimdilik belli değil.. Ergenekon da çıkabilir, MOSSAD da.. Hani sürpriz olmaz bu işler. Alıştık artık..
Hani şu CHP’nin avukatlığını yaptığı davalar bunlar..
Örgüt hâlâ işbaşında. Tuncay Özkan oradan bağırıyor, “Ben niye hâlâ buradayım” diye.. O orada ise ötekiler niye dışarıda? Bu sorunun bir cevabı olmalı..
Aslında Evren niye hâlâ dışarıda? Bu işler o dönemden geliyor ve bugün de devam ediyor.
Daha öncesi de var bu işlerin elbette. Sahi neden Demirel hâlâ dışarıda?.
CHP’nin oyu % 20’lere geriledi de Demirel’in destekçileri yüzde kaç?. Sezer, Karadayı, Çevik Bir niye hâlâ dışarıda? Koman niye hâlâ dışarıda?.
Nerede ise bu işin faturasını da iktidara, YÖK’e çıkartacaklardı.
Meğer işin içinde “bizim iyi çocuklar” varmış..
Buyurun şu habere ne diyeceksiniz: Ergenekon davasıyla birleşen Danıştay cinayetinde, çarpıcı bilgiler gündeme geliyor. Daha önce TÜBİTAK raporuyla saldırı anı ve öncesine ait Danıştay'daki kamera kayıtlarının silindiği ortaya çıkmıştı. Genelkurmay'ın mahkemeye gönderdiği bir yazı ise Danıştay'a komşu orduevindeki kayıtların da benzer bir akıbete uğradığını gözler önüne serdi. Tansel Çölaşan hanımefendi şimdi ne buyurur acaba bu hususta!
“Koşullar uygun olursa Menderes’in kabrini ziyaret etmekten” söz ediyor Kılıçdaroğlu çıkıp şimdi.. Hangi koşullar merak ettim..
Önce başörtüsü konusunda verdiğin sözü tut.
Geçen gün bir arkadaş söyledi. Bir ara derin yapı, bayram günlerine de el atmış. Talimatla millete bayram olmadığı halde bayram yaptırmışlar.. Kafa karıştıracak, Türkiye’yi İslam dünyasından uzaklaştıracaklar, mürtecilerin burnunu sürtecekler ya.. Diyanet de fitne çıkmasın diye pisliğin üzerini örtmüş.. Bu işin şahidleri hâlâ yaşıyor..
Diyanet’teki derin yapıya daha sıra gelmedi.. İşin Diyanet-MGK ilişkisi, Diyanet-darbeciler arasındaki ilişkiler, o dönemde yenilen haltlar daha gün yüzüne çıkmadı..
Yani sadece, ekonomiyi, barışı tahrip etmediler. Dinle de oynadılar.. Turan Dursun’a TRT’de din programı yaptıran iradenin niyeti şimdi daha iyi anlaşılıyor aslında.. Zorunlu din derslerinden hedeflenen de aynı iradenin tercihi değil miydi?..
Gölgesinde ot bitmiyor bunların, her neye el uzatmışlarsa kurutmuşlar ve kokutmuşlar..
Bugün bu beladan kurtulmayı konuşuyoruz aslında..
İlk kez Diyanet bir teşkilat yasasına kavuştu. Sanırım anayasa değişikliğinden sonra bu yapıyı radikal bir şekilde yeniden ele almak gerekecek..
Diyanet yasası deyip geçmeyin, yeni düzenlemede eğitim, dini vakıflar, dini vergilerin matrahtan düşülmesi, dini yapıların ekümenik karakterine kadar bir yığın yeni düzenleme yapılması gerekiyor.. Bugünkü yasa bana göre sadece bir geçiş yasası.. Diyanet’in yapısı laiklik açısından sorunlu bir yapı.. Aynı zamanda Hilafetin “mana ve mefhum olarak Cumhuriyet ve TBMM’nin şahsı manevisi içinde mündemiç olması”, Müslümanların evrensel temsili meselesi, bu yasa ile açıklanamaz.. Bu yasa, bu manevi mirası ihata etmiyor..
Bugüne kadar Diyanet’in yapısı fiili bir durumdu. Şimdi kanuni bir çerçeveye oturtuldu ama bu çerçevenin referansı laiklik, ya da din veya tarih ve Türkiye’nin uluslararası taahhüt yükümlülükleri ile uyumlu değil.. Bu yapı, diğer dini gruplar için de bir model oluşturmuyor.
Sahi CHP Diyanet konusunda neden hep sessizliğini korumuştur?
Türban tartışmasını Doğramacı’nın YÖK’ü başlatmadı mı? Bugün CHP’nin bu konuyu çözmek istemesi de ilginç.. Aslında gölge etmeseler kimsenin bir ihsan istediği filan da yok..
Hiçbir resmi kurum (askerler dışında) Diyanet konusu ile ilgilenmek istemez nedense. Ordu ve Diyanet sanki iki tabu kurum gibidir.. Her ikisi de çok fazla şeffaf yapılar da değildir..
Yeni tanıklar ve belgeler ortaya çıktıkça anlıyoruz ki, derin yapı, Diyanet’le her zaman yakından ve sıcak bir şekilde ilgilenmiş..
Herhalde kozmik odada da bununla ilgili bilgiler vardır ve bir gün onlar da ortaya çıkar..
Daha bu işin media ve sermayedeki uzantıları, odalar ve derneklerdeki, sendikalardaki uzantıları tam olarak ortaya çıkmadı. İşin siyasi ve bürokratik boyutu ortaya çıkmadı..
Şimdi tekrar şu KPSS işine geri dönecek olursak, bu işin sağı-solu, Alevisi-Sünnisi yok diyoruz ya, habere bakar mısınız? Kopyacıların coğrafi dağılımı da belli illerde oldu. Van ve Tunceli’nin sınavlarda çok sayıda derece çıkarması da mercek altına alındı. Tabii burada çalışanların çocuklarının sınav kağıtları da şimdi yeniden incelemeye alındı.. Bir de “KPSS’de full çeken asker ve yakınları” meselesi var.. Star’ın haberine göre “veri tabanını bile kafeslemişler”. Yani bu işin arkası gelecek gibi gözüküyor.. Daha önce ÖSYM’nin tepe yöneticilerinin isimlerinin Kafes Eylem Planı’ndaki DVD’lerde geçtiği belirlenmişti. Bilgi İşlem Müdürlüğü’nde üst düzey görevlerde bulunan S.Ö, N.A, H.Y. ve M.T’nin isimlerinin geçen yıl Ergenekon sanığı Levent Bektaş’ın ofisinde ele geçirilen 51 no’lu DVD’de yer alması nedeniyle soruşturma bu yönde derinleştirilmişti. Yanında “Sonuçlara ne kadar müdahale edebiliriz” notu bulunan H.Y’nin ÖSYM’deki veri tabanına erişme yetkisi olan iki kişiden biri olduğu belirtiliyor.
Sahi, CHP niye susuyor bu konuda? Neredeyse bu işten de iktidarı suçlayacaklardı.. Ama mızrak çuvala sığmıyor artık..
Bu olay ne ilk ne de sonuncu olacak gibi. Ne de tek bir örnek bu. Sistem baştan böyle işliyor.. Hani deveye “neren eğri” diye sormuşlar da, “nerem doğru ki” demiş ya, işte öyle bir şey..
Selam ve dua ile..
VAKİT