Mehmed Akif’e Allah rahmet eylesin. Onun şiirlerinde çok mükemmel, anlaşılması kolay ve fikrî derinlikler içeren güzel tespitler var. İnsanların geçmişte yaşananlardan ibret almamaları hakkında da şu güzel tespitte bulunmuş:
“Geçmişten adam hisse kaparmış… Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?
Tarihi ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
İnsanlığa hizmet edeni insanlık yüceltir, emperyalizme hizmet edeni emperyalizm kullanır ve işe yaramayacağını anladığında çöpe atar. İnsanlığın ortak değerlerine bağlı kalan o değerlerle birlikte yücelir. Sömürgeci güçlerin desteğini kazanabilmek için bu değerleri ayaklar altına alan ise bir gün mutlaka zelil olur.
Biri Enuşirevani Adil, diğeri ise Haccac-ı Zalim olarak tarihe geçti. Yüzyıllardan beri hiç kimse “Şu Haccac-ı Zalim denilen kişinin asıl adı neydi?..” diye sormaz; herkes onu bu isim ve sıfatla anar.
Pakistan İslâm Cumhuriyeti’nin başında Pervez Müşerref diye biri vardı. Hiç de müşerref değil. Gazze’de açık hava hapishanesine mahkûm edilen halkın dünyaya açılan tek kapısı olan Rafah Sınır Kapısı'nda emperyalizmin ve Siyonist işgal devletinin hesabına gardiyanlık yapan Mısır Cumhurbaşkanı mübarek olmadığı gibi.
Pervez, kendinden öncekilerin başına gelenlerden ibret almadığı gibi Rafah Sınır Kapısı'nda gardiyanlık görevine atanan Hüsni de onun başına gelenlerden ibret almıyor. Oysa emperyalizm artık işe yaramadığını fark ettiği an onu da kullanılmış mendil gibi çöpe atmaktan çekinmez. Eğer ölünceye kadar kullanılırsa da kendinden önceki Enver Sâdât gibi tarihin çöplüğüne atılır. Firavunlar çizgisini takip eden ama bunu yaparken kendi halkına ihanet emperyalizme hizmet eden bir kişi olarak kayıtlara geçer.
Pakistan’ın cuntacı lideri darbe yaptığı tarihten bu yana ABD’nin Pakistan ve Afganistan’la ilgili hesaplarına hizmet etmeye çalıştı. Bush’un gözüne girebilmek için kendi insanlarına karşı sınırsız bir şiddet uyguladı. Ahlâkî değerlere ve hukuka saygı göstermedi. Ama bütün bu uygulamalarına rağmen emperyalist güçlerin stratejik ve siyasi sebeplerle desteklerini çektiklerini görünce istifa etmekten başka bir çıkış yolunun olmadığını anladı. Şimdi, “gelip Marmara’da Büyükada’ya mı yerleşecek, yoksa Pakistan’da mı kalacak?” tartışması yapılıyor. Gelip Büyükada’ya yerleşse de hiçbir zaman büyük adam olamaz. Pakistan’da kalsa Pakistan halkıyla bütünleşemez. Çünkü o Pakistan halkına ihanet, emperyalizme, işgalci Amerika’ya hizmet etti.
Pervez Müşerref darbeyi gerçekleştirdiği zaman yaptığı açıklamalarda halkın hoşuna gidecek gerekçelerden söz etti. İlk dönemdeki açıklamalarında Navaz Şerif’in Keşmir meselesinde Hindistan tarafına büyük tavizler vermeye ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’na imza atmaya hazırlanmasını darbeye gerekçe olarak gösterdi. Oysa çok geçmeden ABD ile sıkı bir münasebete girdi. Keşmir konusunda Nevaz Şerif’in vereceği iddia edilen tavizlerin daha fazlasını kabullenen bir politika izledi.
Taliban ve el-Kaide taraftarlarını ele geçirme iddiasıyla ABD hesabına insan avına çıktı. Cuntanın askerleri bazı yerlerde insanları rastgele tutuklayarak, “el-Kaide’nin adamları” diye ABD işgal güçlerine teslim ettiler.
Müşerref cuntası, ABD ve İngiltere’nin talimatlarıyla medreselere karşı geniş çaplı bir kampanya başlattı. Bu kampanyanın amacı ülkedeki geleneksel medreselerin tümünü tasfiye edip yerine İngiltere’nin finans desteğiyle ve Batı’nın hazırladığı eğitim sistemine göre yapılanan modern dinî okullar açmaktı.
Lal Mescidi ve ona bağlı büyük medreseyi yıkma amacıyla düzenlenen geniş çaplı operasyon da medreseleri tasfiye politikasının en önemli parçasını oluşturuyordu. Bu operasyonda büyük katliam gerçekleştirildi. Bulûğ çağına ermemiş çocuklar silah seslerinin altında ciddi korku anları yaşadılar. Bazıları psikolojik travmalar geçirdi. Medreseye kapatılan kız çocukların uzun süre dışarıyla irtibatları kesildi.
O zaman Pervez cuntasının sergilediği bu vahşet, Bush yönetiminin takdirine mazhar olmuştu. Ama bu vahşette Pakistan cuntasının arkasında duran Bush, Pervez’e “istifa etmek için sadece iki gün süren var” dendiği zaman hiç arkasında durmadı. Çünkü artık Pervez eskimişti ve iktidarını sürdürmesi ABD’nin de hesabına gelmiyordu.
Umarız ki, Pervez’in ve Saakaşvili’nin başına gelenler, hâlâ ABD emperyalizminin çıkarlarına hizmette ısrar edenlere ders olur. ABD’nin gazı tükenmeye başladı ve onun kuklalarının teker teker çöpe atılmalarının fazla zaman almayacağını sanıyoruz.
VAKİT