Suriye rejimini temsil eden heyetin arkasından koşarken Fatima Han’ın çığlığı Cenevre sokaklarının sessizliğini yırtıyordu.
“Neden oğlumu öldürdünüz? Diye haykırıyordu, “Söyleyin bana, neden oğlumu öldürdünüz?”
Heyetten hiçbir cevap çıkmadı, sadece hızlı adımlarla yürüyüp başları öne eğik bir şekilde kendilerini bekleyen Mersedes’e binip uzaklaştılar.
İngiliz vatandaşı Fatima Han Şam’da bir hapishanede katledilen doktor oğlu Abbas Han’ın neden öldürüldüğünü öğrenmek için İngiltere’den çıkıp gelmişti İsviçre’ye.
Abbas Han tutuklanmadan önce insani yardım amacıyla Suriye’ye gelmişti. Suriye yönetimi onun cezaevinde intihar ettiğini duyurmuştu ama ailesi rejim tarafından öldürüldüğünden emin.
Fatima Han Cenevre’ye gelirken oğlunun öldürülmesi hakkında tutarlı bir bilgi alamayacağının bilincindeydi ama yine de her yerde Baas temsilcilerini kovaladı. Sokakta, otel lobilerinde, hatta müzakerelerin yapıldığı BM merkezinde dahi onların peşinden ayrılmadı.
“Onları herkesin gözünde sıkıştırmak istiyorum. Belki böylece bir başkasını öldürecek olduklarında iki kere düşünürler. Bu yolla bir başkasının oğlunu kurtarabilirim belki” diyor el-Cezire muhabirine ağlayarak.
Tutuklular
Cenevre’deki müzakereler sırasında gündeme gelen tutuklular konusunda Suriye heyeti gayet rahat. Hükümet sözcüsü Umran ez-Zuaybi bir yandan kahvesini yudumlarken, tutuklu olduğu iddia edilen isimlerin birçoğu hakkında bilgimiz yok, haberimiz yok deyip geçiyor. Dış işleri Bakan yardımcısı Faysal Mikdad gibi o da hiç çocuk tutuklu bulunmadığını söylüyor.
Doğrusu 11 bin insana dair işkence fotoğraflarını görmezden gelen bir anlayıştan beklenmeyecek bir şey değil!
Cenevre’ye Halep’ten gelen bir muhalif olan Adnan Haddad Suriye heyetinin tavrının sürpriz olmadığını vurguluyor ve ekliyor: “Eğer iddiaları kabul edecek olsalar uluslararası camia önünde zor durumda kalacaklar, en kolayı inkar etmek. Nedeni belli. Birçok kişiyi işkencede öldürdüler. Kalanları da pazarlık konusu yapmak istiyorlar.”
Adalet
Fatima Han buz gibi havada Cenevre’deki BM merkezinin merdivenlerinde oturmuş gelip geçen insanlara Suriye’de hala hayatta olan tutuklular için adalet istediğini haykırıyor.
“Biz güya medeni bir dünyada yaşıyoruz. VeuUluslararası toplum Esed rejiminin bu suçları işlemesine izin veriyor” diye haykırıyor.
Fatima Han’a Suriye yönetimi tarafından Şam hapishanesinde kaldığı beş aylık dönemde çeşitli defalar oğlunu hapishanede ziyaret izni verilmişti.
Oğlunun kötü muamele gördüğünü ve kendisine hapishanede insanları aç bıraktıklarını ve insanlara zevk için işkence ettiklerini söylediğini aktarıyor.
Oğlunun serbest bırakılacağının açıklandığı gün yanında gardiyanlara çukulata ve tatlılar götürdüğünü söylüyor: “Bir yandan götürdüğüm tatlıları zıkkımlanırken, bana oğlumun intihar ettiğini söylüyorlardı” diyor.
Haksöz-Haber - El-Cezire, 5 Şubat 2014, Çev. Hasan Soylu