tunus’ta mıydı ilk görüşüm seni humus’ta mı üstünde sapsarı bir ağustos
sen mi yanıyordun nil mi tutuşmuştu cebelitarık’ta gemiler mi yoksa
ateşi yükselmişti çölün -petrolün canı cehenneme- galip geliyordu kan
dua edip tüm çitleri yakmıştın dumanı buhara’dan görülmüştü alamut’tan
şeyhler altın biriktiriyordu, fay hattında boncuklayıp duruyordu borsa
tom amcanın kulübesi’ni haraç mezat satmıştı hamburger için obama
elimi kesmişti urgan, damda çinko erimişti, lambayı evde unutmuştuk
sen yanarken ağzını marketlere dayamıştı wall street göbeğini karnını
düşmeye başlıyordu kapitalizm başı göğe erdikçe çocuklarını yiyordu
kendini panolara vuruyordu kızlar dönen toplar ekranlara abanıyordu
göğsümüzden aşağı dikine bir pegasus iniyordu patlamış bir ur yalımı
halka söven herkes bir anda nasıl doldurmuştu minderin dört bir yanını
seyyid miydi giren koluna mahmut derviş mi kabbani mi şimdi unuttum
liderler hüsrandaydı biz yollardaydık dört bir tarafta mermiler sekiyordu
sen o kara tahtanın önündeydin bir kadın sırıtıyordu arabanın camından
sınıf sendelemişti ceylanlar ürkmüştü terli bir şiir sökün etmişti kitaptan
sırıtıyordu evet, bir devlet halı silkeler gibi kamunun üstüne sarkıyordu
sana bir yer gösterememiştim yaralıydım ortadoğu kahramanlar arıyordu
tahrir miydi ses veren yoksa mavi marmara mı o milyon sesli mızıkadan
susamış kaç tarık gülümsüyordu binlerce çocuğun tutuştuğu ırmaktan…