Bölgede birliklerine teslim olacak askerlerin güvenli intikalini sağlamak amacıyla oluşturulan Kabul Toplama Merkezi sistemi, çeşitli sorunları barındırıyor. Yıllardır aynı sistem uygulandığı için konvoyun hangi tedbirlerle yola çıktığı, hangi güzergahın kullanıldığı herkes tarafından biliniyor. Öte yandan güzergâh boyunca her ildeki jandarma komutanlığının, saldırıya uygun kritik noktalarda emniyeti sağlaması gerekiyordu. Ancak son konvoya yeterli destek verilmedi. Konvoyun üzerinde uçması gereken helikopter, görevinin başında değildi.
Zaman gazetesi, 10 askerin hayatını kaybettiği Bingöl'deki saldırıda gündeme gelen ihmal iddialarına dikkat çekti. Konvoyun içinden geçtiği şehirlerde jandarma komutanlığına bağlı ekiplerin saldırıya uygun kritik noktaları tutması, yol emniyetini sağlaması gerekiyordu; ancak Elazığ'dan Van'a giden son konvoya bu destek yeterli seviyede verilmedi. Ayrıca konvoy üzerinde uçarak 'kep görevi' ifa eden silahlı askerî helikopter görevinin başında değildi. Görgü tanıklarına göre helikopterler saldırıdan sonra olay yerine geldi.
Ayrıca saldırıya ilişkin, şu sorular da cevap bekliyor:
Kardeşler köyünün hemen dibinde pusu kuran PKK’lılar neden fark edilmedi?
Köylüler pusu kuran PKK’lıları görüp güvenlik güçlerine bildirmedi mi?
Saldırıyı gerçekleştiren PKK’lılar hiçbir zayiat vermeden bölgeden nasıl uzaklaşabildi?
Yeterli ve etkili takibat yapılmadı mı?
Otobüs ve minibüslere doldurulan askerler toplu hedef oluyor. Askerler neden uçakla sevk edilmiyor?
KTM’den Yapılan Sevkiyatlar Sorunlu
Saldırının ardından Kabul Toplama Merkezi'nden (KTM) yapılan sevkiyatlar da tartışmaya açıldı. Doğu ve Güneydoğu'da birliklerine teslim olacak veya ayrılacak askerlerin güvenli intikalini sağlamak için oluşturulan KTM sistemi, çeşitli sorunları barındırıyor. Asker sevkiyatı, ihaleyle belirlenen sivil otobüslerle yapılıyor. Devlet her yolcu için otobüs şirketine ortalama 30 TL ödüyor. Rakam, gidilecek yerin uzaklığına göre değişiyor. Elazığ'dan Van'a giden bir otobüs, 50 kişi taşıyorsa 1.500 TL para alıyor. Aynı gün veya 1 gün bekledikten sonra tekrar Elazığ'a dönerken yine dolu geliyor. Böylece bir otobüs, azami 3 günde 3000 TL para kazanıyor. Her KTM'den haftada en az iki defa sevkiyat yapılıyor.
Uygulama, güvenlik açısından çeşitli riskler barındırıyor. Yıllardan beri aynı sistem uygulandığı için bölgedeki herkes konvoyun hangi koruma tedbirleriyle yola çıktığını, hangi güzergahı kullandığını biliyor. Elazığ'dan her hafta Tunceli, Diyarbakır, Van ve Erzincan istikametine konvoy çıkıyor. Konvoylar ortalama 10 araçtan oluşuyor. Acemi askerlerin sevk döneminde 20-25 araçlık konvoylara da rastlanıyor. Konvoyun önünde, arkasında ve ortasında zırhlı eskortlar yer alıyor. Sinyal kesici bir jammer de konvoyda bulunuyor. Her otobüste 7 silahlı asker 'muhafız' olarak görev yapıyor. Ortalama 200 sivil silahsız asker, 20 sivil şoför ve muavin, 45-50 silahlı korumanın bulunduğu bir sevkiyatın 'gizli' olduğunu söylemek oldukça güç.
Konvoya sağlanması gereken çok yönlü koruma da zaman zaman ihmal ediliyor. Güzergâh boyunca her ildeki jandarma komutanlığının, kendi sorumlu olduğu bölgede, saldırıya uygun kritik noktaları tutması, yol emniyetini sağlaması gerekiyor. Prosedürde, silahlı bir helikopterin de konvoy üzerinde uçarak 'kep görevi' ifa etmesi öngörülüyor. Hatta her yerleşim bölgesinde konvoya bir ambulansın refakat etmesi öngörülüyor. Ancak bu tedbirler sürekli aksıyor. Otobüs ve minibüslere doldurulan askerler toplu hedef oluyor. Uzmanlar mevcut sistem yerine uçakların kullanılması gerektiğini vurguluyor.