“Süleymancılar, Süleyman Hilmi TUNAHAN 'ın kurduğu okullarda İslâmî eğitim gören ve onun çizdiği yolu takip eden yapılanmaya halk arasında verilen addır…” diyen ALPAY ‘ın sunumun da öne çıkan başlıkları ilginize sunuyoruz..
“Türkiye de en güçlü tarikat Nakşibendiliktir Süleymancılar Nakşiliğe bağlı bir hareket olup Kökenleri,14. yüzyılın ikinci yarısında kurulmuş Nakşibendîlik'in Hâlidiye kolundandır. Erenköy, Işıkçılar, İskenderpaşa,İsmailağa,gibi tarikatlarda bu koldan gelmektedirler .1924'de Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu'nun çıkmasıyla medrese usûlü eğitim yasaklanınca tüm tarikatlar Cumhuriyetin kurucu kadroları tarafından yılan gibi görülüp başı ezilmeye çalışılmıştır.Süleyman Hilmi Tunahan, Müderrisler Cemiyeti'nin kaldırılması üzerine 520 müderris ile bir araya gelerek orada hazır olan herkesin memleketin her tarafında bir-iki öğrenci okutarak dîni öğretmeyi öğütlemiştir. Türkiye'de dînî eğitimin yasaklandığı yıllarda ısrarla birkaç kişiye de olsa İslâm'ı öğretme mücadelesi vermiştir..
Tasavvuf kültürü , şahit olunamayan olaylardan delil getirmeye çalıştığı için Süleyman Hilmi TUNAHAN nın yaşamına dair biyografiler de genelde bu temelde ele alındığı için sahih bilgiler elde edilemiyor.. Süleyman Hilmi TUNAHAN silsile itibariyle maddi bağlamda Mevlana Siracüddin ‘e Manevi anlamda İmam Rabbani ye bağlıdır.. TUNAHAN’ın temel derdi Kuran öğretmektir ,sorumlu bir Müslüman olarak kendini buna mecbur hisseder,yasaklar döneminde gizlice dersler vermeye çalışır ,Trende yolculuk esnasında ezberden ders verirdi,Taksi tutar tenha yerlerde bu eğitimi devam ettirmeye çalışırdı.Daha sonra Çiftlik alıp orada maaşla eleman çalıştırmıştır bu vesile ile Kuran eğitimini burada devam ettirmiştir....
Biyografilerde iki temel husus göze çarpar. Birincisi Hocaefendi nin kendisine manevi yönden işaret verildiği ,İkincisi ise yasaklı yıllarda Kuran öğretimi yolunda çok çaba sarfettiğidir..
Siyasete sadece Eminönü camisinde ki bir vaazında Cezayirli Müslümanlar için dua etmesi üzerine gözaltına alınarak işkenceden geçirilmiştir..
Süleymancılar Cemaati, Türkiye'de Afyon, Antalya, Kütahya, Isparta da daha fazla yoğunlaşmıştır. Yurtdışında Diyanetten çok daha önce önce bulunup,Almanya'da ve Avusturya'da dernekler kanunundan yararlanarak faaliyet göstermektedir.Özellikle köylerde Kuran kursu açarak öğrencileri ailelerinden koparıp faaliyetleri için adam yetiştirmektedirler ,Bu öğrencilere sürekli Süleyman Efendinin kerametleri anlatılır..Bu yüzden merhum Cemalettin KAPLAN Adana müftüsü iken bunları sapkınlık ile suçlamıştır..
Bu hareketin siyaset ile ilişkileri oldukça pragmatistir, Demokrat Parti ,ANAP,Refah Partisi ve DSP de her zaman belli bir kotaları olmuştur ,bu AKP’nin ilk dönemelerine kadarda böyle idi..İmam hatip ve Diyanete karşı olmuşlardır bu sebeple Diyanet imamlarının arkasında namaz kılmazlardı..Ayetullah Humeyni ye karşı olup Şiileri tekfire varan düşünceleri vardır.Mustafa Kemalin Müslüman olmadığını o yasaklı ve baskı dönemlerinde dahi söyleyebilmişlerdir..Çok etkili bir cemaattir,görünürde yoklar ama siyasette,ticarette çok etkililer,nüfuzları nüfuslarının çok ötesindedir,organizasyon kabiliyetleri çok güçlü olup gittikleri her yerde iktidarla çatışmaktan hep kaçınmışlardır..Afrikada dahi iki ülke hariç birçok yerde örgütlü yapıları mevcuttur..Bu hareket Türkiye yi darü'l-harb görüp faizi meşru görürler,kadınların hacca gitmelerini uygun görmezler,kazancı kesin olan kumarı da meşru sayan garip fetvaları vardır..Turgut Özal döneminde ilk hayali ihracatı yapanlar bu kesimden kimseler olmuştur.diyerek Süleymancılık Hareketi ile ilgili sözlerini noktaladı.Yazar; son günlerdeki gündeme ilişkin kısa bir değerlendirmenin ardından sunumunu dinleyicilerden gelen soruları da cevaplayarak bitirdi.