Bilirkişi: “Verdiğim Rapor Beni de Tatmin Etmedi Ama…”

Metris Cezaevi’nde işkence sonucu öldürülen Engin Çeber’in babası Ali Tekin, Türkiye’yi terk edip yerleştiği Londra’dan konuştu.

Metris Cezaevi’nde gördüğü işkence nedeniyle hayatını kaybeden Engin Çeber’in tazminat davasında bilirkişinin bedel olarak 36 bin 270 TL olarak belirlemesine tepke gösteren baba Ali Tekin “Oğlumun hayatına bu kadar bedel biçilmiş. Olacak şey değil. Bu parayı kabul etmeyeceğiz” dedi. Baba Tekin, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nde İçişleri ve Adalet Bakanlığı’na 750 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açmıştı.

HAŞA; SEN ALLAH MISIN?
Habertürk'e konuşan Tekin, “Keşke ölseydim de duymasaydım. Şok oldum. Utandım. Annesi şeker ve tansiyon hastası olduğu için söyleyemedik. Nasıl söylerim ‘Engin’e bu kadar değer biçmişler’ diye. Ne kadar yaşayacağını bile yazmışlar rapora. Haşa; sen Allah mısın? Nasıl hesap yapıyorlar onu da bilmiyorum. Bunu yazanların hiç ailesi, çocuğu yok mu? Hiç bunu düşünmüyorlar mı? Lanetliyorum...” dedi.

Tekin olaydan sonra soyadlarını değiştirmek zorunda kaldıklarını da belirterek yaşadıklarını da şöyle aktardı: “Engin bir dergi satıyordu. Kendi görüşleri vardı, bir şeylerle uğraşıyordu. Engin bu ülkeye askerlik yaptı. Geldikten sonra sürekli evimiz basılıyordu. Engin’den küçük iki oğlum daha vardı. Erdal ve Erdem. Polisler Erdal ve Erdem için de ‘Bunlar da terörist. Bunlar da dergi satıyor mu’ diye soruyordu. Ben de soyadımı değiştirdim. Sonra yurtdışına çıktık. Büyük oğlum Erdal, Amerika’ya iltica etti. Erdem ve kızım Şerife de burada, İngiltere’de yaşıyorlar. Oturma izinleri var. İlticacı değiller.”

Tekin, “Ben ülkemi seviyorum, burada Güneş’e hasretiz. Türkiye’de hukuk ve adalet olduğuna inansam, zaten burada yaşamam” diye konuştu.

BİLİRKİŞİ: BENİ DE TATMİN ETMEDİ AMA...
Engin Çeber hakkındaki tartışılan bilirkişi raporunu veren Nail Karakaş ise Habertürk’e yaptığı açıklamada raporun kendisini de tatmin etmediğini anlattı “Engin Çeber çok vahim ve beni yaralayan bir ölüme kurban gitti. Verdiğim rapor beni de tatmin etmedi ama bilirkişi olarak Yargıtay içtihatlarını uygulamak zorundaydım” dedi.

Karakaş şöyle konuştu: “Çeber’in yaşam süresini hesaplarken kullandığımız nüfus kayıt tablosu 1931 yılına ait. Bilirkişi olarak uygulamak zorunda olduğumuz Yargıtay içtihatlarıyla ortaya çıkmış aktüel hesaplama yöntemleri ve kuralları var. Buna uymama şansım yok. Benim yaptığım işlem bir değer biçme değil. Mahkeme manevi tazminatı takdir ederken Çeber Ailesi’nin yaşadığı acıyı da gözönünde bulunduracaktır.”

BU TAZMİNATI ALMAYACAĞIZ

Baba Tekin, Taraf gazetesine de şunları söyledi: “Bu tazminat davasını açarken amacım, kimsenin işkenceden ölmemesi içindi. Öldürenler ise ağır para ve hapis cezaları ile bedel ödesin. Ben bu tazminat davasını açarken, oğlumun kan parasını yiyebileceğimi mi düşünüyorlar. Bizim talep ettiğimiz meblağ kabul edilseydi, bunu bir hayır kurumuna bağışlayacaktık. Ben oğlumun ölümünden sonra verilecek paraya nasıl dokunurum. Ama şu an bilirkişi heyetinin belirlediği meblağ mahkeme tarafından kabul görürse bunu reddedeceğiz, almayacağız. Avukatlarımız da bilirkişinin tesbit ettiği meblağa itiraz edecek.”

Duruşma 20 şubatta görülecek

Çeber’in ölümüne ilişkin açılan davada ancak Yargıtay’ca bozulan 52 sanığın yargılanmasına 20 şubatta Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden başlanacak.

Hukuk Haberleri

Çatalca Geri Gönderme Merkezi’nde neler oluyor?
Bakan Tunç: Yenidoğan çetesi soruşturmasını yürüten savcının görevden alındığı yalandır
Başörtüsü yasaklarında son durak: Rusya
Güney Afrika siyonist İsrail aleyhine 5 bin sayfalık kanıt sundu
Sinan Ateş cinayetinde dosyası ayrılan polis müdürü ve MHP'li avukat 6 Şubat'ta yargılanacak