Prof. Dr. Bilal Sambur / Şarku'l Avsat
Bilinçaltı temizliği aldatmacası
Modern psikolojinin en önemli kavramlarından biri, bilinçaltıdır. Bilinçaltı kavramını sistemlerinin merkezine koyan iki önemli psikolog Freud ve Jung’tur. Psikanaliz ekolün kurucusu olan Freud, bilinçaltını kişiliğimizin en önemli merkezi olarak değerlendirmektedir. Freud’a göre kişiliğimizin ilkel, saldırgan, kontrol edilemez arzuları ve istekleri bilinçaltında bastırılmaktadır. Gerçek kişiliğimizin gün yüzüne çıkması için kişilerin bilinçaltlarıyla yüzleşmesi, onu keşfetmesi ve tanıması gerekmektedir. Jung’da Freud gibi psikoloji ekolünde kolektif bilinçaltına yer vermektedir. Bireysel bilinçaltının kişinin tecrübeleri sonucu oluştuğunu söyleyen Jung, bireyi aşan bütün insanlıkta ortak olarak bulunan kolektif bilinçaltı kavramını gündeme getirmektedir. Jung’a göre kolektif bilinçaltının muhtevasını arketipler oluşturmaktadır. Arketip kavramı, insanlığın ortak bir şekilde sahip olduğu doğal kalıplardır. Persona, anima-animus, gölge ve ben arketipleri, Jung’un analitik psikolojisinde en çok üzerinde durduğu arketiplerdir.
Freud ve Jung’un büyük emeklerle keşfettikleri ve açıklamaya çalıştıkları bilinçaltı kavramı, günümüzde en çok istismar edilen kavramların başında gelmektedir. Kendilerine bilinçaltı değişim ve hipnoz uzmanı, kişisel gelişim uzmanı gibi adlar veren sahtekarlar, düzenbazlar ve hilebazlar, insanlara bilinçaltlarını temizleme vaadinde bulunarak onları maddi açıdan sömürmektedirler. Bilinçaltı temizliği gibi uyduruk bir vaadde bulunan bu sahtekarlar, insanları engelleyen her şeyin bilinçaltından geldiğini söylemekte ve bilinçaltındaki duygu ve düşünce enerjisini ortaya çıkarmak suretiyle kendilerine engel olan düşüncelerden ve kalıplardan kurtulabilecekleri şeklinde vaadlerde bulunmaktadırlar.
Bilinçaltı temizliği yaptıklarını iddia eden sahtekarlara göre bilinçaltı, bütün olumsuzlukların ve kötülüklerin kaynağıdır. Bilinçaltındaki kötü ve olumsuz düşünceler su yüzüne çıkarılarak o olumsuz düşüncelerin ve kalıpların olumlu ve iyi düşüncelerle değiştirilmesi gerekmektedir. Bilinçaltı temizliği adı altında kişinin bir fantaziler dünyasında yaşaması amaçlanmaktadır. Bilinçaltı temizliği hiçbir zaman mümkün değildir. Bilinçaltı temizliğinin mümkün olmadığının farkında olan sahtekarlar ve şarlatanlar, bilinçaltı temizliğiyle kişileri sahte ve uyduruk bir şekilde rahatlatmaya çalıştıklarını söylemektedirler.Sahte bir rahatlama uğruna insanlar, bilinçaltı temizliği yaptığını iddia eden sahtekarlara inanabilmektedir.Bilinçaltı temizliği olmadığı gibi, bilinçaltı temizliği yapmakla insanlar huzur ve mutluluğu elde etmemektedirler. Bilinçaltı, kişiyi huzursuz eden malzemelerle doludur. Freud ve Jung, bilinçaltının keşfedilmek suretiyle kişinin benliğini gerçekleştirmek için hayat boyu çaba göstermesini önermektedirler. Bilinçaltı, kişinin önündeki en çetin meydan okumadır. Bilinçaltının meydan okumasına kişi, akılla, emekle, üretmekle, çalışmakla ve yenilenmekle ömür boyu karşılık verme sorumluluğuna sahiptir.
Birey olmanın yolu bireysel ve kolektif bilinçaltının farkında olmaktan geçmektedir. Kişinin ilkel, yıkıcı ve ahlaksız bastırılmışlıklarıyla yüzleşmesii ve onları aşması gerekmektedir.Birey, bilinçaltından gafil olmamalıdır. Jung, kişinin bireyselleşmesi için benliğindeki zıt boyutları uzlaştırması, enerjisini kişiliğinin zayıf yönlerini olgunlaştırmaya kanalize etmesi ve kendi içinde bütünselliği sağlamış ben olmayı hedeflemesi gerektiğini söylemektedir. Jung ve Freud, hiçbir şekilde bilinçaltı temizliğinden söz etmemektedirler.Bilinçaltı temizliğinin psikolojide ve insan bilimlerinde bir karşılığı bulunmamaktadır.
Bilinçaltı temizliği yaptığını iddia eden sahtekarlar, insanları aldatma ve soyma faaliyetlerine dini alet ederek kutsallık kazandırmaktadırlar. Bu sahtekarlara göre, bilinçaltı temizliği, aslında nefis tezkiyesidir. Bilinçaltlarını temizleyen insanların, Peygamber’in miraca çıkması gibi arınmış şekilde Allah’ın huzuruna çıkarak huzura kavuştuklarını iddia etmektedirler. Din, bilinçaltı temizliğinin aracı değildir. Arınmak için insanın akla, ahlaka ve adalete ihtiyacı vardır. Dinin kullanılması bilinçaltı safsatasının kutsallık maskesiyle daha çekici hale gelmesine hizmet etmektedir. Dinin bilinçaltı temizliği gibi bir sahtekarlıkla bütünleştirilmesi, dinin ve maneviyatın içini boşaltmakta, nefisleri tezkiye etmemekte kirletmekte ve yozlaştırmaktadır.
Bilinçaltı temizliği, insan ruhunu sömürmektedir. Bilinçaltı temizliğinden bir kurtuluş ve huzur beklemek büyük bir yanılsamadır. İnsan, zihnini ve ruhunu, bilgiyle, sanatla, felsefeyle ve maneviyatla doldurmalıdır. Bilinçaltı temizliği gibi ucuz ve uyduruk yalanlardan medet ummak, insanı felakete ve çöküntüye götürmektedir.Ruh, psikoloji ve din adına söylenen yalanlardan kendimizi korumak konusunda uyanık olmak zorundayız.