Bilimsel olan milliyetçilik vs. bilimsel olmayan milliyetçillik(!)

İlyas Topsakal 24TV canlı yayınında bilim düşüncesinde çığır açacak tespitlerde bulunuyor.

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Sibirya tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan İslam tarihi disiplininde öğretim görevlisi olan İlyas Topsakal, ulus devlet ve milliyetçilik bahsi açılan 24TV canlı yayınında Türk ve Kürt milliyetçilikleri üzerine değinilerde bulunuyor.

Aslına bakılırsa Türk milliyetçiliği üzerine değinilerde bulunurken Kürt milliyetçiliğinin ise var olmadığını söylüyor. Bu durumu izah etme sebebi ise Kürt milliyetçiliğinin yeteri kadar ‘bilimsel’ olmaması. Evet, yanlış duymadınız. Milliyetçiliği inşa eden felsefi köklere dönük herhangi bir tespit veya eleştiriden ziyade ölçü olarak ‘bilimsellik’ alınmış. Bunu yapan ise ilahiyatçı unvanına sahip bir insan…

Öncelikle bilim düşüncesi bugün artık müthiş bir makyaj malzemesidir. Eğer ki söylediklerinizin bilimselliğini ilan ederseniz size kimse bir şey diyemez. Bizim gibi hala modernleşmenin pozitivist yüzünü yaşayan ülkelerde (pozitivist olmayan yüzünün iyi bir herze olduğu düşünülmesin) bilim bir puttur. Çalışma alanı ne olursa olsun eğer ki kendisinde bir farkındalık oluşturamamışsa akademisyen ise bu puta zarar gelmemesini sağlamakla yükümlü işçilerdir. Halbuki bilimin bilimselliği(!) özellikle sosyal bilimler söz konusu olduğunda oldukça tartışmalıdır.

Bu ‘bilimsellik’ zemininden hareketle İlyas Topsakal, ulus devleti olmayan ulusların milliyetçiliklerinin olamayacağını ifade ediyor. Bizim bu fikirle doğrudan bir sorunumuz yok! Bize kalırsa hiçbir milletin milliyetçiliği olmaması lazım… Ancak Topsakal’ın ‘Kürtlerin milliyetçiliği’ bahsinde öne sürdüğü bu fikrin özünde oldukça milliyetçi bir perspektiften neşet ettiğini vurgulamak lazım. Bu sebeple Topsakal’ın öne sürdükleri objektiflikten de oldukça uzak. Yani bir paradoksla karşı karşıyayız. Kendi bilimsellik kriterlerini iki dakikada harcayan bilimsellik!? Kürtlerin vatanı/devleti vs. olmadığı için bilimsel olarak milliyetçiliğinin de olamayacağını öne süren akademisyenimiz meseleye aslında bir milliyetçi olarak yaklaşıyor. Bilin bakalım hangi milliyetçilik?

Milliyetçi düşünceler hayali, sınırlı ve egemen1 bir zaman ve mekân düşüncesine sahipler. Konumuzla alakası bakımından sınırlılık bahsi önem taşıyor. Zira milliyetçilikler bir vatana ihtiyaç duyuyorlar. Bundan azade oldukları vakit önemli dayanaklarını da kaybetmiş oluyorlar. Bu yönüyle Topsakal’ın haklı olduğu düşünülebilir. Ancak bu sınırlı mekân/vatan, tamamen kurgulanmış bir dünya tasavvurundan neşet ediyor. Bu sebeple her milliyetçilik dünyayı kendi istediği şekilde sınırlandırıyor, bölüyor, parçalıyor… Yani Kürt milliyetçiliğinin vatanı olmadığı için bilimsel olmadığı itirazı pekâlâ Türk milliyetçiliği için de yapılabilir. Şuan Türkiye’deki Türk milliyetçilerinin bundan en fazla 150 sene öncesine kadar Bilad-i Rum (Rum memleketi) olarak ifade edilen toprakları vatan sayıp onun üzerinde milliyetçilik yaptıklarını hatırlatmak gerek. Buna, Türkistan diye bir yerin olduğu itirazı getirilebilir. Doğrudur, ancak tarihte Kürdistan diye de bir yer var!

Bu tartışma bu şekilde uzayıp gider. Netice olarak söylenebilecek olan bilimsellik denilen şey her ne ise milliyetçilik bahsinde Türk veya Kürt milliyetçiliğinin aynı oranda bilimsel olduğu veya olmadığıdır. Asıl mesele ise kurgulanmış tarih, zaman, mekan algılarıyla hangisi olduğu fark etmeksizin milliyetçilik belalarının Müslümanları, hem siyasi hem düşünsel olarak perişan ettiği gerçeğidir. Gerisi laf-ü güzaf!


Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!