Resmi ziyaret için bulunduğu Japonya'da, gazetecilerin sorularını cevaplayan TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının bildiriyle ''TBMM'ye adete bir muhtıra verme girişiminde bulunduğunu'' ifade ederek, ''Bu kabul edilemez bir durumdur'' dedi. Buna hiçbir kişi ve kurumun hakkının olmadığını belirten Şahin, ''Haddi de değildir'' diye konuştu.
Meclisin yasama yetkisini kullanan tek organ olduğunu belirten Şahin, şunları söyledi: ''Bu yetki devredilemez, paylaşılamaz bir yetkidir. Ve bu yetki mutlaktır. TBMM'nin yasa koyma yetkisi ile ilgili yargısal denetimi Anayasa Mahkemesi yapmaktadır. Anayasa Mahkemesine yargısal denetim için başvurma hakkı da sadece Cumhurbaşkanlığı makamına ve belli sayıdaki milletvekilinin müracaatına bağlanmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yargısal denetimde bulunma hakkı da bulunmamaktadır. Kaldı ki bir yasa yapma teşebbüsünde bulunularak ortaya bir metinde çıkmış değildir. Zaten bir yasal düzenlemede yoktur. TBMM'nin saygıdeğer üyeleri, en az bu bildiriye imza atan Başsavcı kadar anayasal düzene ve rejime bağlıdır. Cumhuriyetin temel niteliklerini korumada en az onun kadar titizdir. Yasa yaparken, başta Anayasa, Anayasanın temel niteliklerine bağlı kalmaya özen gösterir. Ve tabii ki yasal düzenleme yaparken mutlaka yargı kararlarına da inceler ve ona göre karar verir. Parlamentomuzun yüzden fazla hukukçu milletvekili vardır. Anayasa Hukuku konusunda Türkiye'nin yetiştirdiği değerler parlamentomuzda görev yapmaktadır. O nedenle o bildiriyle TBMM'ye adeta talimat verilmeye yeltenilmiştir. Bu kabul edilemez bir durumdur. Bu bildiriyi yayınlayan makamın, bildiriyi derhal geri çekmesini Türk Milleti'nden ve onun temsilcisi TBMM'den özür dilemesini bekliyorum.''
1923 Model Başsavcı, Siyasî Partileri Kapatmayla Tehdit Etmişti
Dün üniversitelerdeki başörtüsü sorununa çözüm için TBMM'de bir çalışma yapılırken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan üstü kapalı kapatma tehdidi içeren açıklama gelmişti. Açıklamada siyasî partiler 'politik çıkar' çerçevesinde davranmakla suçlanmış, başörtüsünün laiklik ve devrim kanunlarına aykırı olduğu savunulmuştu.
21 Mayıs 2011'de görev süresi dolacak olan Başsavcı, dün yaptığı yazılı açıklamada üstü örtülü şekilde iktidara kapatma davası uyarısında bulunmuştu. Açıklamanın Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin soruna çözüm bulmak için yaptığı görüşmelerle aynı güne denk getirilmesi de dikkat çekti. Açıklamada Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsüyle ilgili yasakçı kararları hatırlatılırken, Meclis'teki siyasi partiler, hükümet ve YÖK'e tehditlerde bulunuldu. Üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasının 'laikliğe aykırı' olduğunu iddia eden Yalçınkaya, yüksek yargı kararlarına rağmen çözüm için gayret gösteren siyasi partileri, 'politik çıkar' yüzünden 'hukuk devleti, laiklik ve eşitlik ilkeleri ile bağdaşmaz' davranmakla suçladı. Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını belirten Yalçınkaya, başörtüsü serbestisinin din ve vicdan özgürlüğü kapsamında koruma göremeyeceğini öne sürdü. Açıklama, "Bundan sonraki siyasi, toplumsal, kurumsal, ekonomik ve hukuki sorumlulukların tüm siyasi partilere ait olacağı, Türk milletinin bilgisi dahilindedir." ifadesiyle sona erdi.
İLGİLİ HABERİMİZ: