Beyrut Patlamaları Üzerine Bir Değerlendirme

Monitor yazarı Jean Aziz 19 Kasım’da Beyrut’taki İran Büyükelçiliğine yönelik çifte saldırının ortaya çıkardığı mesajları analiz ediyor.

HAKSÖZ-HABER

Suç ve suçluk üzerine çalışan araştırmacılar terör eylemlerinin amacının ölenlerden çok yaşayanlarla ilgili olduğunu vurgularlar. Bu yönüyle Beyrut patlamalarının da açık bir takım mesajlar içerdiği görülmeli.

Birinci olarak eylemin iki intihar bombacısı tarafından gerçekleştirilmiş olması kurbanların sayısını artırmaya ve dehşeti büyütmeye yönelik bir yaklaşımı yansıtmaktadır. İntihar eylemleri diğer eylem biçimlerine nazaran çok daha yıkıcı etkiler yapar. Bu şekilde geride kalanlara açıkça “Biz vurmaya karar verdiğimizde bizi durduramazsınız. Sizi öldürmeye karar verdiğimizde öleceksiniz. Bu korkunun gündelik hayatınızın bir gerçeği olduğunu bilin” denilmektedir.

İkinci olarak eylem İran elçiliğini hedef alarak, gerek Lübnan’da gerekse de tüm bölgede yaşanmakta olan mezhep çatışmasının etkili bir aktörü olan Tahran üzerinden bölgedeki tüm uzantılarına ve yandaşlarına “en tepe noktanızı vurabildiğimize göre, hiçbiriniz kendinizi güvende hissetmemelisiniz” mesajı vermektedir.

Aynı zamanda şu da dikkat çekicidir ki, saldırı İran Elçisinin ve Kültür Ateşesinin tam da bir toplantıya katılmak üzere Elçilikten ayrılacakları saate denk gelmiştir. Geç kaldığı için Elçi kurtulmuş, Ateşe ölmüştür. Bu durum saldırganların Elçinin programından haberdar olup olmadıkları sorununu doğurmuş ve İran güvenlik mekanizmasına sızıldığı kuşkusuna yol açmıştır.

Üçüncü olarak, bombacılar eylem öncesinde Beyrut’un merkezinde lüks bir otelde, Sheraton Four Points’de kalmışlardır. Bu otelin seçilmesi de tesadüf olmayabilir. Örgüt şehrin yoksul semtleri ve gecekondu bölgelerinden biri yerine zengin turistlerle dolu bir mekanı seçerek gerek bu bölgede ikamet eden yerli halka gerekse de Lübnan’a seyahat eden turistlere gözdağı vermektedir.

Dördüncü olaak, eylemciler üzerlerinde  kimlik kartları taşımış ve bu şekilde yetkililerin kendileri hakkında bilgiye rahat ulaşmalarını arzu etmişlerdir. Lübnanlı yetkililer bombacılardan birinin Sayda kentinden babası Sünni, annesi Şii bir Lübnan vatandaşı; diğerinin ise Güney Lübnan’da ikamet eden bir Filistinli olduğunu tespit etmiştir. Bu şekilde “intihar eylemcilerini Irak’tan, Libya’dan ya da bir başka yerden getirmiyoruz. Lübnan’da yeterince eylemcimiz var” denilmektedir.

Tüm bu kanla yazılan mesajlar Beyrut’un terörizm üzerine çıkartması gereken bir dizi dersler ihtiva etmektedir.

Çeviri: Hasan Soylu

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?