Bugün Yeni Şafak gazetesinde “Nikki Haley’in son marifeti de İsrail’le ilgili..” başlığıyla yayımlanan Abdullah Muradoğlu imzalı yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:
ABD’yi Meksika’dan ayıran sınır hattında insanın kanını donduran gelişmeler yaşandı. Sınırdan geçen göçmenler gözaltına alınırken küçük yaştaki çocuklar anne ve babalarından ayrı olarak tutuldular. Bu gelişmelere ilişkin görüntüler büyük bir tartışma açtı. Görüntülerin televizyonlarda yayınlanmasının ardından Trump bir kararnameyle bu uygulama son verdi. Yazılı basına önem vermeyen Trump ileri derecede televizyon izleyicisi olarak biliniyor. Yakından tanıyanlara göre Trump kanallarda kendisine yönelik övgü ve eleştirilerden çok etkileniyor. Trump’ın söz konusu kararnamesinde bu eleştirilerin etkili olduğu söyleniyor.
Washington “göçmen çocuklar” meselesiyle çalkalanırken Beyaz Saray’daki istifa furyasına yeni isimler eklendi. Trump’ın 17 aylık Başkanlığı döneminde Beyaz Saray’da onlarca önemli isim istifa etti ya da kovuldu. Bu isimler arasında Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanları Michael Flynn ile Herbert Raymond McMaster, Genel Sekreter Reince Priebus, Dış İşleri Bakanı Rex Tillerson, Savaşlarda Yaralanan Kişilerle ilgili Bakan David Shulkin, Sağlık Bakanı Tom Price ile Beyaz Saray Baş Stratejisti Steve Bannon da var.
Trump ile üst düzey kadrosu arasındaki ‘uyum’ konusu ciddi bir sorun. “Beyaz Saray’dan gidenler” listesine giren son isimlerden biri Genel Sekreter Yardımcısı Joe Hagin oldu. Reagan’dan itibaren her Cumhuriyetçi başkan döneminde Beyaz Saray’da önemli görevler üstlenen Hagin Temmuz’da görevi bırakıyor. Hagin, Trump’ın iş yürütme tarzından ve tweet alışkanlığından rahatsız iken, Trump da Hagin’in George W. Bush dönemini çağrıştıran imajından hoşlanmıyor imiş. Hagin daha önce ayrılmayı düşünüyormuş, ancak Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasında gerçekleşen zirve sebebiyle kararını ertelemiş.
Hagin’in ayrılık haberinin ardından Genel Sekreter John Kelly’nin de günlerinin sayılı olduğu yorumları yapıldı. Kelly, “Ulusal Güvenlik” eski Danışmanı McMaster ve Savunma Bakanı James Mattis ile birlikte Trump’ı dizginlemek gibi bir misyon üstlendikleri söylenen üç generalden biriydi. Bu üçlü, kreşe benzetilen Beyaz Saray’daki “yetişkinler” olarak anılıyordu. McMaster’ın gidişi, meşhur “Neocon”lardan John Bolton’un Ulusal Güvenlik Danışmanlığına, Mike Pompeo’nun ise Dış İşleri Bakanlığına getirilmeleriyle Mattis ve Kelly’i zor günlerin beklediği yorumları yapılmıştı. Bu arada Trump’ın Beyaz Saray Yasama İşleri Direktörü Marc Short da meslektaşlarına yakında görevinden ayrılacağını fısıldamış.
Trump’ı yakından ilgilendiren bir istifa haberiyse Michael Cohen’den geldi. Trump’ın özel avukatı ve sırdaşı olarak bilinen Cohen, Özel Yetkili Savcı Robert Mueller’ın yürüttüğü “Rusya Soruşturması”nın en önemli isimleri arasında yer alıyor. Uzun süredir Trump’ın avukatlığını yapan Cohen, Cumhuriyetçi Ulusal Komite’nin (RNC) “Finans Komitesi” üyeliğinden istifa etti. RNC, Cohen’in istifa gerekçesi konusunda net bir açıklama yapmadı. RNC Finans Komitesi Başkanı Steve Wynn de hakkındaki cinsel taciz iddiaları sebebiyle Ocak 2018’de istifa etmişti. Sonbahardaki ara seçimlere hazırlanan Cumhuriyetçi Parti milyarder gazino patronu olan Wynn’in istifasıyla en önemli bağış toplayıcısını kaybetmişti.
Geçen yazımızda ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Büyükelçisi Nikki Haley’in adeta İsrail’in ikinci büyükelçisi gibi faaliyet gösterdiğini hatırlatmış idik. Haley’in son marifeti, ABD’nin “BM İnsan Hakları Konseyi” üyeliğinden çekildiğini ilân etmek oldu. ABD Ekim 2017’de BM’nin “Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)” üyeliğinden de çekilmişti. Haley her iki çekilme olayında da bu kuruluşları İsrail’e karşı önyargılı davranmakla suçladı. Haley bu kuruluşların İsrail’i insan hakları ihlâleriyle suçlamalarına zerre kadar tahammül edemiyor. Haley bu kuruluşları neredeyse “anti-Semitik (Yahudi karşıtı)” olarak itham ediyor.