Beşli Çete’nin ilginç özellikleri!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Onlara “Beşli Çete” diyorlar.

Sözüm ona, Türk toplumunun en önemli beş sivil toplum yapılanmasının lideri idiler.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu.. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu.. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu.. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu.. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği..

Bu Beşli Çete birlikteliğinde ilk sorun; zaten kuruluş amaçlarının birbirlerine karşı mücadele olduğu gerçeği..

İşçi; “İşverenden daha fazla, hangi hakları alabilirim” düşüncesi ile sendika kurmuş.

İşveren; “İşçilere daha az imkan sunarak, iş yerini daha kârlı nasıl yaparım”ın derdi ile sendika kurmuş.

Ama bu iki sendika gelip, kardeş oluyorlar..

Bir işveren sendikası.. Yanında iki işçi sendikası.. Dikkat buyrun, bir de değil, iki işçi sendikası birden: Türk-İş ve DİSK..

Sadece Hak-İş dışarda kalıyor. Katılmıyor, bu kirli ittifaka..

Bir ilginçlik daha var.

Beşli Çete’nin üç lideri, sonraki yıllarda CHP’den milletvekili oldular.

Bayram Meral..

Derviş Günday.

Rıdvan Budak.

Diğer ikisi, siyasete atılmadı.

CHP’nin darbeler karşısında nerde durduğunu daha net gösteren bu gerçeği hatırlayıp, geçelim..

Bir ilginçlik daha..

Öncesinde küçük bir not..

Kimsenin inancını-mezhebini araştırmanın, doğru bir davranış olmadığının bilincindeyim.

Ama kör gözüne parmak usulü, bir toplumda % 10 seviyelerindeki mezhebin mensupları, her etkili yerde karşınıza çıkarsa..

% 10’luk inanç kesimi, Danıştay’da % 80 oranında, Yargıtay’da % 70 oranında..

Şu devlet dairesinin karar mekanizmasında bu kadar, şu kamu idaresinde bu kadar karşınıza çıkarsa..

Orda durum tespiti yapmak da, bizim vazifemiz.

Beşli Çete ile bu konunun ne ilgisi var?

Şöyle bir ilgisi var..

Önce Can Ataklı’nın, 16 Temmuz 2000 tarihli Sabah gazetesindeki yazısından bir alıntı:

“(İzzettin) Doğan, DİSK eski Başkanı ve DSP milletvekili Rıdvan Budak’ın, Türk-İş Başkanı Bayram Meral’in ve İşverenler Sendikası Konfederasyonu Başkanı Refik Baydur’un Alevi olduklarını ama bunu politik nedenlerle açıklamaktan çekindiklerini söyledi.”

Haydaa..

Beşli Çete’nin üçünün Alevi olduğunu, Can Ataklı, İzettin Doğan’dan rivayetle söylüyor.. Biz bu “durum tespiti”ne, kendisi bir çok platformda açıkladığı için, Derviş Günday’ın da aynı inanç kesiminden olduğu bilgisini ekleyelim...

Bu durumda ne oldu?

Beşli Çete’nin dörtlüsü, Alevi vatandaşlarımızdan..

Tekrar belirteyim.,.

Bir mezhebe, bir inanç ekolüne karşıtlığım yok..

Ama dönemin Adalet Bakanı, “yakılıp söndürülen ışıklar” için, “Mum söndü oynuyorlar” dedi diye, hiç alakası olmadığı halde farklı noktalara çekip, “Bize hakaret edildi” diyerek bir kamuoyu baskısı oluşturulursa,.. Sıradan bir cümle için, “Alevilere hakaret edildi” diyerek, olmadık yorumlar yapılırsa..

Hatta bu sözler için davalar açılıp, tazminatlar kazanılırsa..

Bizim de, “Bu kadar önyargılı, bu kadar ardniyetli bir bakış açısının kaynağı acaba nedir?” diye sorgulama hakkımız doğar.

Meğerse bunun arka planında, bu mezhep birlikteliği yatıyormuş.

Onlar toplumun % 10’luk kesimi oldukları halde, destekledikleri partiler o tarihteki seçimlerde % 20 oyu zar-zor aldıkları halde, Türkiye’nin en çok üyesi olan/en etkin 5 konfederasyonunun dördünde genel başkanlık koltuğuna oturmuşlarmış.

Nasıl oturdularsa?..

Belki de “oturtulmuşlar”mış!

Kim bilir, belki de, Refah’ın önlenemez yükselişini ve iktidara gelişini görenler, 28 Şubat günlerinde kullanılmak üzere, bu konfederasyonların başına, bu mezhepsel özelliği olan kişileri, özellikle getirmişlerdir..

Yoksa, dört konfederasyonun birden, genel başkanlarının Alevi olması bir tesadüf mü?

“Beşincisini niye söylemiyorsun? Onun için ne diyeceksiniz” diye sormayın..

TOBBBaşkanı olan çetenin beşinci üyesinin de, o tarihlerde kurulan BÇG’nin önemli ismi olan ve “Cepheye Sünnileri gönderin” sözü ile tanınan, bugünlerde Balyoz davasının bir numaralı sanığı emekli Orgeneral ÇetinDoğan’ın hemşehrisi olduğunu söyleyeyim, gerisini siz anlayın.

YENİ AKİT