‘Benim ormanımın ağacı, ya minber olur, ya dârağacı..’

​​​​​​​Keşmir’in Müslüman halkı Pakistan’la birleşme yönünde oy verdiği halde, bu eyaletin sadrâzamı Şeyh Abdullah’un,  Keşmir’i Mahatma Gandhi’yle olan dostluk hatırına Hindistan’a bağlaması bir facia idi. O  facia hâlâ devam ediyor.

Selahaddin E. Çakırgil, bugünki yazısında Pakistan, Keşmir ve Bangladeş üzerinden vatan kavramını yorumluyor:

Çarşamba günkü yazıda, Müslümanların dünyaya nasıl bakmaları gerektiği konusunda bazı acılarımızdan söz etmiştim.

Bu vesileyle şu hususu belirtmekte fayda var: 100 yıl önce bugünlerde, Roma’da  ‘ermeni şovenisti terörist’lerce katledilen Sadrâzam Saîd Halîm Paşa, Müslüman için ilginç bir ‘vatan’ tarifi yapıyor ve ‘Muselman nazarında vatan, inancının hâkim olduğu topraktır..’ diyordu.

150 sene öncelerde de, Nâmık Kemâl, Müslüman’ın ‘vatan’ anlayışını tarif ederken, ‘Merkezinde Kâbe’nin bulunduğu ve Müslümanların inançlarına göre hâkim olduğu bütün coğrafyalar..’ olarak anlatıyordu.

Daha da ilerisi, ‘El-Garb’ulenâ-ve’ş-Şarq’ulenâ.. / Batı da bizimdir, Doğu da bizimdir.. Çünkü, bütün âlemler Rabbimizindir.

Evet, bizim dünyaya bakışımız, son 100-150 yıl öncesine kadar..

Yazının devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Mezhepçilerin/İrancıların Suriye yarası
Şehit Abdülkadir Salih’in düşü
Halep'ten Gazze'ye: Zulmün ortak hikayesi
"Kadıköy'e bir câmi yapmanın ne mânası var?"
Suni gündemler Gazze'yi unutturmasın