“Ben kendi kolum için değil, babamın üzülmesine üzüldüm daha çok.”

Fatma Barbarosoğlu bir TV programı vesileyle popüler olan yarışmacıya gösterilen tepkileri değerlendiriyor.

Fatma Barbarosoğlu / Yeni Şafak

“Sizi daha yakından tanımak istiyoruz...”

I-

Hayatımıza akıllı telefonlar, sosyal medya girmeden önce herkesi ekran başına kilitleyen, yarışmanın yayınlandığı gecenin ertesi gün muhakkak hakkında konuşulan, 23 yıldır ekranlarda olan bir yarışma programı var. Günümüzde “Kim Milyoner Olmak İster” adıyla yayınlanıyor. Bir İngiliz tv programından uyarlanan yarışma esasında Kenan Işık ile özdeşlemiş bir program. Kenan Işık 2000 yılından rahatsızlandığı 2014 yılına kadar programı kesintisiz sundu, ama yarışmanın yayınlandığı kanal ve adı sürekli değişti. Programın adı 2000-2004 yılları arasında “Kim Beş Yüz Milyar İster” iken 2005-2007 tarihleri arasında “Kim Beş Yüz Bin İster” oldu. Çünkü 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren Türk Lirası’ndan altı sıfır atılarak 1 milyon TL eşittir 1 YTL olmuştu.

2014 yılında Kenan Işık rahatsızlanınca program pek çok tiyatrocu tarafından sunuldu. Bu haftanın bir milyonu kazanan yarışmacısı Rabia Birsen Göğercin’in katıldığı ve adı artık “Kim Milyoner Olmak İster” olan programı, 5 Ekim 2019 tarihinden beri Kenan İmirzalıoğlu sunuyor.

Milyonluk soruyu doğru bilerek ikinci defa bütün soruları cevaplayan yarışmacı sıfatı kazanan Rabia Birsen Göğercin, kendi hikâyesinin aynasına Türkiye’nin hikâyesini de yansıttı.

Malumunuz yarışmacılara ilk söz “Sizi daha yakından tanıyalım” diye verilir. Esasında bir dizi görüşmeden, sayısız ön elemelerden geçirilmiş yarışmacının hikâyesi, yapımcılar tarafından bilinir zaten. Çoğu defa yarışmacı “öz hikâyesi” üzerinden seçilir. Öz hikâye ekran başındakiler tarafından ne kadar sahiplenilecek bir hikâye ise yapımcılar tarafından o kadar öne çıkarılır.

Yarışmacının ekran performansı ile hikâyesi arasındaki bağlantı kadar zevk ve ilgilerinin de programın izlenmesine katkı sunacağı hesap edilir. Mesela Kenan Işık’ın 2013 yılında sunduğu programda Edremit’in Hamamlı Köyü’nde yaşayan, dağlardan topladığı otu, yetiştirdiği sebzeyi, yaptığı mantı ve turşuyu pazarda satan Ümmiye Gürbüz, bilgisi ve birikimi ile 30 bin lira kazanmış, kamuoyu onun başarısını kendi meşrebine göre “görüp” değerlendirmişti.

Ümmiye Gürbüz eşinden boşanmış, iki çocuğu ile köyde yaşayan, lise mezunu bir kadın. Tabiatın bağrında, edebiyatın izinde kendisine helalinden bir evren kurmuş. Ne ki, bazı sözlük yazarları böyle bir karakterin “çakma” olduğunu, insanlara yapay bir umut aşılamak için öne çıkarıldığını söylemişti.

7 Ocak 2013 yılında Ümmiye Gürbüz’ün bilgisini ve kimliğini gerçek bulmayanlar, Eylül 2023’te bütün soruları doğru cevaplayan Rabia Birsen Göğercin’i gerçek bulmuyor. Niye gerçek bulmuyorlar?

Bir yıl önce Kurban Bayramı’nda babasına yardımcı olmak için kasap dükkanına giden ve orada elini makineye kaptıran Rabia’nın “kaza ve kadere” imanı, hiç bilmedikleri bir aleme ait. Elinin acısını değil, babasının gözündeki kederi unutamıyor Rabia: “Ben kendi kolum için değil, babamın üzülmesine üzüldüm daha çok.”

Her başarısızlığını çocukluk travmasına bağlayan, hayatı boyunca hiç kimsenin mesuliyetini taşımamış, sündürülmüş çocukluğun ekmeğini yemeğe talip olanlar için, sabah akşam “toksik ebeveynlik” üzerinden ahkam kesenler için Rabia’nın yarışmada söyledikleri ancak “Poliyannacı bir kurgusallık” içinde yerini bulabilir.

 II-

Yarışma programlarında yarışmacılar, “Sizi daha yakından tanıyalım” davetine icabet edip kendilerini anlatırken onların kazandığı başarıya göre biz de en yakınlarımızı “daha yakından tanıma” imkanına kavuşuruz. Başarılara kimin ne tepkiyi verdiği, kimin hangi performans için eteğindeki taşları döktüğü... Aynı performans bazıları için takdir edilesi bir başarı iken bazıları tarafından neden “kurgu değilse…” şerhi ile karşılanır sorusuna odaklanarak, karşımızdakini yakından tanıma imkânı buluruz.

Rabia Birsen Göğercin’in başarısını kim nereden “gördü” sorusu, her kesimin öncelikler sıralamasını da ortaya çıkaran iyi bir izlek aynı zamanda:

Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nü bitiren Rabia, yarışmaya başladığında kazandığı para ile kendisine estetik bir el almak istediğini söylemişti. Yarışma boyunca kazandığı para artarken kendisi gibi olanlar için de yardımcı olacağını ifade etti. Nihayet Rabia estetik eli yaptıracak parayı kazandı. Onun hikâyesinden çok etkilenen, dünyada pek çok ülkeye estetik protez kol ihraç eden Mustafa Düğer Bey, Rabia’ya bu kolu hediye edeceklerini ilan etti.

Bazıları ise Rabia’nın kazandığı paranın enflasyon yüzünden ne kadar değer kaybetmiş olduğu meselesine yoğunlaştı. Sevindirici olan şu ki, bu tartışmalar ATV tarafından dikkate alındı ve ödülün beş milyona yükseltildiği bilgisi kamuoyu ile paylaşıldı.

Rabia’yı takdir etmek yerine “Bu para ile ev alınmaz, iyi bir araba bile alınmaz” diyenlerin tutum ve davranışları için, “Kazanılan başarıyı takdir etmek ve toplumsal nezaket” konulu yeni bir yazı yazmak icap ediyor.

Meraklısı için notlar:

Rabia Birsen Göğercin’i televizyondan izleyen ve anlattıklarından çok etkilenen iş insanı Mustafa Düğer, Rabia Birsen’in protez kolunun kendileri tarafından yapılıp hediye edileceğini söyledi. Pek çok ülkeye protez ürün ihraç eden 1970 doğumlu Mustafa Düğer, Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi Bölümü’nü bitirip, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon üzerine yüksek lisans yaptıktan sonra 1994 yılında Ankara’da protez ve rehabilitasyon merkezini kurmuş. Dünyanın pek ülkesine ihracat yapan Mustafa Düğer’i de bu vesile ile daha yakından tanımış olduk.

Yorum Analiz Haberleri

Görsel kültürün fıtrata etkisi
Ümmetin ihyasında öğretmenlerin rolü
Kâbe acilen bu müptezellerin elinden kurtarılmalıdır!
“İsrail neden bir haydut devlettir?”
CHP ile laiklik anlayışınız farklı, peki Anıtkabir anlayışınız aynı mı?