Belediye Başkanlarında Hangi Nitelikler Aranmalı?

Aydın Ünal, yerel seçim sürecini konu alan yazı dizisinin yeni bölümünde belediye başkan adaylarında aranması gereken vasıfları gayet tutarlı şekilde bir bir sıralamış ve AK Parti’ye öğütlerde bulunmuş.

Aydın Ünal’ın Yeni Şafak’taki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı yazısını (27 Eylül 2018) ilginize sunuyoruz:

Yerel Seçime Doğru – 2

Seçmen, genel seçimlerde çoğunlukla partiye ya da lidere oy verir. Yerel seçimlerde ise seçmen tercihini aday belirler. Seçmen, yerel seçimlerde önüne gelen pusulaları büyük bir ferasetle mühürler: Partisini ayrı değerlendirir, adayı ayrı değerlendirir.

2018 Haziran seçimlerinde seçmen AK Parti’ye bir uyarı verdi. 2019 Mart seçimlerine giderken ayrıca ekonomide sorunlar yaşıyoruz. Yerel seçimlerde adayların mahiyeti bugüne kadarki tüm seçimlerden daha fazla ehemmiyet arz ediyor. AK Parti’nin böyle kritik bir dönemeçte hata yapma lüksü yok. Beldelerden büyükşehirlere kadar her adayın büyük bir hassasiyetle belirlenmesi gerekiyor.

2019 seçimlerine giderken adaylar ve belediye başkanları nasıl olmalı?

- Adayın en başta şehriyle gönül bağı olmalı; aday, şehrine sevdalı olmalı.

- Aday, şehrini bilmeli, tanımalı. Aday dertli olmalı, şehrinin derdini taşıyor olmalı.

- Aday, seçildiği gün bir sonraki seçimi düşünen ve stratejisini buna göre belirleyen değil, geride iyi bir isim, iyi bir iz, hoş bir seda, güzel bir gelenek bırakmayı hedefleyen; dengeleri ve konjonktürü değil şehrini ve hemşehrilerini gözeten olmalı.

- Aday samimi olmalı, dürüst olmalı, güvenilir, adil olmalı. Samimiyeti, dürüstlüğü, eminliği ve adaleti koltukla ve parayla tanışınca sarsılmayacak kadar sağlam olmalı.

- Aday cesur olmalı. Her taraftan yamyamlar saldırmaya başladığında ölümü göze alıp şehrinin parasını koruyabilecek kadar gözü pek olmalı. Akrabasını, eşini, dostunu uzakta tutabilecek kadar dirayetli olmalı.

- Aday, kendisine emanet edilen parayı namusu, şerefi bilmeli. Helal dairesini genişletecek, haram dairesini daraltacak kadar pervasız olmamalı. Aday, milletin önündeki hesap gününü dert edindiği kadar Büyük Hesap Günü’nü de dert edinmeli. Alnı secdedeyken dahi beton düşünen, demir düşünen değil; kendisini her an muhasebeye çekebilecek ve titreyip kendisine çeki düzen verebilecek bir aday olmalı.

- Milletin kaynaklarını keyfice çarçur eden değil; her kuruşa imza atarken karşısına yoksulların, yetimlerin, emekçilerin mahzun yüzü gelecek vicdanlı insanlar aday olmalı.

- Aday mütevazı olmalı. Tevazuu seçildikten sonra da devam edecek kadar sağlam karakterli olmalı. Kırmızı-mavi ışıklı arabasıyla ve rahatsız edici sireniyle trafiği yarıp geçen değil, her an halkın içinde olan, yürüyen, koşan, koşturan bir belediye başkanı olacağını hissettirmeli.

- Belediye başkan adayı şehrinin belediye otobüslerine binmiş ve belediye otobüsleriyle irtibatı devam eden bir aday olmalı.

- Aday halka derviş olmalı; halkın parasına göz dikenlere cengaver olmalı.

- Belediye başkan adayının şehrine ilişkin bir muhayyilesi, bir tasavvuru olmalı. Şehrini 5 yıl, 10 yıl, hatta 100 yıl sonra nerede görmek istediğine ilişkin bir planı, projesi olmalı ve bunu da açıklamalı.

- Adayın mutlaka önceden açıklayacağı bir ekibi olmalı; bu ekibin içinde de, yine mutlaka en az bir tane şehir plancısı veya mimar olmalı.

- Aday elbette becerikli olmalı. Kendisine emanet edilen parayı yönetecek kıvraklığa, iş bitirecek, sonuç alacak azme sahip olmalı; ama aynı zamanda tarih şuuruna, yeşile ilişkin bir felsefeye, yaşanabilir şehir hayaline sahip olmalı.

- Şehrine ilişkin hedefleri büyük gökdelenler, hızlı akan trafik, otel mahalleler, devasa projeler olan adaylar değil; artık küçük meseleleri, kaldırımları, yollardaki çukurları, çamuru, tabela kirliliğini, estetik kusurları dert edinen adaylar olmalı.

- Aday şehrini otomobillere göre değil yayalara göre; çocuklara, yaşlılara, engellilere göre tasarlayacak bir vizyona sahip olmalı.

- En önemlisi: Aday, sadakatle birlikte, mutlaka ve mutlaka liyakate göre belirlenmeli. Eş, dost, akraba ilişkileri aday belirlemede asla ve asla kriter olmamalı.

Çok kritik bir seçime doğru gidiyoruz. Tekrar edelim: Hata yapma lüksümüz hiç yok. İyi adaylar çıkararak iyi sonuç alabileceğimize de şüphe yok.

Bütün kişisel meseleler, şahsi beklentiler, hevesler, hırslar, “benim dediğim olsun da partiye, davaya ne olursa olsun” bencillikleri bir kenara bırakılmalı ve en iyi adaylarla milletin karşısına çıkmalı.

16 yılda çok tecrübe birikti, çok insan yetişti. Dünyayı bilen, şehrine aşık, derdi olan, dürüst, samimi, gayretli kadrolarımız var. Seçmenin, “ben de olsam bunu aday yapardım” diyebileceği adaylarla milletin karşısına çıkmak, AK Parti’nin milletle gönül bağını sağlamlaştıracak ve daha uzun yıllar millete hizmet fırsatını sunacaktır. AK Parti bunu da başaracaktır.

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!