Göreve geldiği 1994 yılından bu yana ilk kez ülke geneline dalga dalga yayılan gösterilerde muhalif eylemciler, Lukaşenko'nun derhal istifa etmesini istiyor.
9 Ağustos'taki seçimlere hile karıştırıldığını savunan ve seçimin yenilenmesini isteyen yüz binlerce kişi sokaklara akın etmiş durumda.
Protestoların yanı sıra ve yurt dışından gelen ekonomik yaptırım açıklamalarının ardından Lukaşenko, ilişkileri her ne kadar eskisi kadar iyi olmasa da alışılmadık bir şekilde halen en güçlü destekçisi konumundaki Rusya lideri Putin'den dolaylı olarak duruma müdahil olmasını istedi.
'Protestoların etkisinin Belarus sınırlarının ötesine yayılabileceğini' öne süren Lukaşenko, televizyonda canlı yayınlanan konuşmasında, "Belarus'a yönelik saldırganlık giderek artıyor. Rusya Devlet Başkanı Putin ile şimdi iletişime geçmemiz gerekiyor. Çünkü bu durum sadece Belarus'a tehdit oluşturmuyor." dedi.
Moskova ile Minsk arasında 1997 yılında imzalanan 'Birlik Devleti Anlaşması'na atıfta bulunan Belarus lideri, ülkesinin "dış müdahale" ile karşı karşıya olduğunu ve her iki ülkenin ekonomilerini ve ordularını birbirine bağlayan "birlik devletinin" de "korunmaya" ihtiyacı olduğunu öne sürdü.
Moskova: Problem, yakın gelecekte çözülecek
Lukaşenko'nun çağrısından kısa süre sonra Kremlin'den bir açıklama geldi ve Lukaşenko ile Putin'in telefonda görüştükleri belirtildi.
Açıklamada, "Rusya ve Belarus liderleri telefonda görüştü. Liderler, Belarus'taki sorunların yakında çözülmesi konusunda anlaşma sağladı" ifadelerine yer verildi. Ayrıca açıklamada, "Bu sorunlar, iki ülke arasında birlik devleti çerçevesinde, karşılıklı yarar sağlayan iş birliğine zarar vermeye çalışan yıkıcı güçler tarafından istismar edilmemeli" denildi.
Kremlin'in kısa açıklaması, Moskova'nın kısa zamanda Belarus'taki siyasi çıkmaza müdahil olacağı şeklinde yorumlandı.
Analistler, Rusya'nın Belarus'u, NATO ve Avrupa Birliği'ne karşı bir 'tampon bölge' olarak gördüğünü ve Moskova'nın Lukaşenko'nun görevden ayrılmasına müsaade etmeyeceğini belirtiyor.
Protestolarda 2 kişi hayatını kaybetti, binlerce gözaltı var
Geçen hafta (9 Ağustos) yapılan cumhurbaşkanı seçimlerini Lukaşenko’nun yüzde 80'le kazandığının ilan edilmesinden sonra protestolar başlamıştı.
Ülkesini son 26 yılda demir yumrukla yöneten Lukaşenko, protestoların başlamasından bu yana söz konusu eylemleri 'dış güçlerin' yönlendirdiğini iddia ediyor.
Muhalefet ise seçimlere hile karıştırıldığını belirterek seçimlerin şeffaf ve adil bir şekilde yeniden yapılması gerektiğini dile getiriyor.
Bu arada protestolar sırasında şimdiye kadar en az 2 gösterici yaşamını yitirirken binlerce kişi de gözaltına alınmış durumda.