Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve beraberindeki milletvekili heyeti, 1984 yılında örgütün ilk silahlı eylem yaptığı Eruh ilçesine geldi. Şırnak üzerinden karayoluyla ilçe merkezine yaklaşık 100 kişilik araç konvoyuyla gelen Demirtaş, miting öncesi BDP ilçe binasında gazetecilere Hatay'daki terör saldırısıyla ilgili açıklamada bulundu.
Demirtaş, "Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamada yaşamını yitiren tüm yurttaşlara Allah'tan rahmet, yaralı olanlara da acil şifalar diliyorum. Doğrusu çok üzücü çok sarsıcı bir katliam oldu. Her şeyden önce bu katliamda yaralananlara Allah'tan rahmet diliyorum. Saldırı mahiyeti itibariyle çok planlı ve çok büyük tahribatta olmuştur. Büyük bir etki yaratmak için yapıldı, bunun sınıra yakın yerde meydana gelmesi nedeniyle akıllara Suriye'deki olayları geliyor. Sonuçta orada yapılacak inceleme ve ulaşılacak delilerdin ve hükümetin bu konuda yürüteceği sağlıklı bir çatışmanın sonucunda ulaşılacak delilerle faillerin hızlı bir şekilde kamuoyuna deklare edilmesi gerekir ki o zaman çok daha sağlıklı değerlendirme şansımız olur. Bu aşamada akla Suriye'de geliyor, iç çatışma ve kargaşaların Türkiye yansıması olarak değerlendirilebilir. Soruşturmanın sonucunu beklemek gerekir, Hükümet bu konuda hızlı hareket ederek kamuoyuna bu işin özünü anlatması gerekir" dedi.
"HÜKÜMETİ ELEŞTİRMEK YERİNE BİRLİK OLMALIYIZ"
Türkiye'nin zorlu bir süreçten geçtiğini ifade eden Demirtaş, "Bu konu Türkiye'de devam eden çözüm süreci ile bir bağlantılı mı değil mi onu kestirmek zor. Fakat hedeflenen Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi atmosferdir. Bu nettir, hükümetin Suriye politikasının yanlış olduğunu BDP olarak yıllardır söylüyoruz. Fakat bu dönemde özellikle Türkiye'de yönelik saldırı sivil yurttaşlara yapılan saldırılarda öncelikli olarak hükümeti eleştirmek yerine birlik olmamız gerekir. Bu saldırı herkesi hedef almıştır, Kürt alevi çatışması körükleyebilir. Biz bu saldırılara karşı hükümetin yanında olacağız" şeklinde konuştu.
Yaşanan patlamanın süreci nasıl etkileyeceği ve İsrail'in parmağı olabileceği ile ilgili bir soruya Demirtaş, "Patlamanın doğrudan süreci etkileyeceği kanaatinde değiliz. Neticede ağır bir katliamın faturası ağır bir sonuçları olmuştur, bu saldırının Türkiye'deki süreci etkilememesi için de herkesin güçlü ve dirayetli durması gerekir. Patlama ile ilgili ne söylersek spekülasyon olur, bu olayın arsasında İsrail mi var başka ülke mi, başka devlet mi, bu ancak etkili bir soruşturma sonucunda ortaya çıkar"dedi.
"KÜRT GENÇLERİNİN ELLERİNDE SİLAH YERİNE, SİYASETİN KONUŞTUĞU BİR DÖNEME GİRDİK"
PKK'nın 15 Ağustos'ta ilk silahlı eylemi yaptığı Eruh ve Şemdinli'nin sürecin bir sembolü olduğunu belirterek, "Şimdi de Eruh'tayız, çözüm süreci ve barış süreci yaşıyoruz, Eruh'ta bulunmamızın özel bir anlamı var. Bir defa Kürt gençlerinin dağa çıkarılmasının nedenleri ortadan kalkması için demokratik bir çözüm süreci tartışması içindeyiz. Kürt gençlerinin ellerine silah alan zihniyet, anlayış aradan geçen bu süre zarfında çok sorgulandı, tartışıldı. Artık Kürt gençlerinin ellerinde silah yerine siyasetin konuştuğu bir döneme gerdik. Bu çözüm sürecini heyecanını yaşıyoruz. Halkımızda bu süreci destekliyor, artık siyasetçilerinde silahların sustuğu yerde cesaretle çözüm üretmesi gerekiyor. Eruh ve Şemdinli barış sürecinin sembolü olacaktır. İnşallah hükümet de bu süreçten doğru bir tablo çıkartarak olumlu bir sonuç çıkarır" şeklinde konuştu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın terör örgütünün ülkeyi terk etmesine yönelik 'cehennemin dibine gitsinler' sözüne de atıfta bulunan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakın PKK ile hükümet silahların sınır dışına çıkarılması için büyük uğraş verdi, Oslo ile İmralı görüşmelerinin yaşandığı çok hassas bir dönemde hükümet sözcüsünün çıkıp hakaretvari bir şekilde süreci zehirleyecek şekilde 'cehennemin dibine' gibi bir laf kullanması iyi olmamıştır. Bizim derdimiz polemik yaratmak değildir. Ama hükümet sözcüsü gibi önemli bir görevi yürüten Sayın bakanın çok hassas davranması gerekir. Kendisi Siirt'te cennete kimlerin gidebileceğini söylüyor. Neredeyse bakanlar kurulu kararıyla kimler cennete gidebilir bu konuyu bir liste haline geliyor. Bu şartları sıralıyor, bu inanılamaz bir şey, Bakanlar kurulu kararıyla kimin cennete kimin cehenneme gideceğini bir liste halinde sıralıyor. Kusura bakmasınlar cennete kimin gidip kimin gitmeyeceğini hükümet sözcüsü ve bakanlar kurulu bilmez, Allah bilir."