"BÇG Olarak Herkesi Dinliyorduk"

28 Şubat Davası'nda "tanık" olarak dinlenen Mehmet Kadir Sarmusak, "O zamanda Erbakan Hükümeti'nin yıkılması sırasında bizim karargahımız faal durumdaydı. Biz, yaptığımız cihaz ile hemen hemen herkesi dinliyorduk" dedi.

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde SEGBİS sistemiyle beyanı alınan Sarmusak, 28 Şubat döneminde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı istihbarat biriminde görevli olduğunu söyledi.

Sarmusak, "Belgeler Sayın Güven Erkaya'nın emriyle hazırlanıyordu. Mehmet Aygüner binbaşı yetkiliydi. Yargılandığım bir konu var, unutmam mümkün değil. Yargılandığım belgeler olan Batı Çalışma Grubu (BÇG) belgeleri ve şahısların sorgulanma belgeleri vardı. Mehmet Aygüner binbaşı tarafından hazırlanır, Sayın Güven Erkaya'ya arz edilirdi. İstihbarat görevlilerinin talebi üzerine 1996 yılının sonlarına doğru başladım. Bir cihaz tamir işi vardı, ona hallediyorduk. Bittikten sonra istihbarata çalışmaya başladım" diye konuştu.

Güven Erkaya'nın talimatlarının Aygüner tarafından yerine getirildiğini ileri süren Sarmusak, şöyle devam etti:

"Orada çalışmaya başladıktan sonra tamir ettiğim cihazla şahısları dinleme ve çevirimini yapmakla görevliydim. İstihbarat bilgileri topluyordum. Televizyonları izliyordum. Hükümetin beyanlarını not ediyordum, kayıt ediyordum, akşam vakitlerine, saat 11, 12'ye kadar. Mehm?et Aygüner beni suçladı, bu olay olduktan sonra, BÇG belgeleri nasıl deşifre edildiği sorulduğunda 'benim çıkarttığımı' söyledi. Mahkemede bu ispatlanamadı. Bu aşamada Mehmet Aygüner'in topladığı bilgileri makama sunmakla görevliydik. Bazı belgelerin üzerinde benim paraf yazım var, verilmiş numaralar. Tarih ve yazılar var. Savcıya benim orada çalıştığıma dair belgeler diye göstermiştim."

Sarmusak, beyanından sonra taraf avukatlarının sorularını yanıtladı.

"HERKESİ DİNLİYORDUK"

Müşteki avukatlarından Muhammed Emin Özkan'ın, "Yargılandığın davada, 3 bin 800 telefonun dinlediğini söylemişsin. 55 hükümetin kurulduğunu anlatırsam çoğu zorda kalır gibi bir beyanın olmuş, açar mısın" demesi üzerine Sarmusak, şunları anlattı:

"O mahkemede verdiğim ifadeydi. O zamanda Erbakan Hükümeti'nin yıkılması sırasında bizim karargahımız faal durumdaydı. Biz, yaptığımız cihaz ile hemen hemen herkesi dinliyorduk. Mehmet Aygüner'in talimatıyla karargah savcısını, alım astımla ilgili bir kişiyi, bazı alt rütbeli kişileri dinledik. Şu sahsı dinliyorduk olarak bilmiyordum, numaraları biliyordum."

Sarmusak, Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar'ın, "Herhangi bir siyasiyi dinledin mi" sorusuna, "Dışarıdan birini dinlemeye müsait bir teknoloji değil elimizdeki teknoloji" diye karşılık verdi.

Müşteki avukatı Emrullah Beytar, "BÇG'ye ait bir ofis var mıydı? Sizin bu birimden alıp sivil siyasete aktardığınız belgeler nelerdi" sorusu üzerine Sarmusak, "Karargahın içindeydi, Mehmet Aygüner sorumluydu. Ben, kurulma aşamasındaydım. Belge aktarmadık, beraat ettim. Belgeler doğrudur, bizim hazırladığımız belgelerdi. Tüm suçlamalar düşmüştür. Belge aktarmadım" ifadelerini kullandı.

Beytar'ın "O belgelerde imzanız yok diye beraat ettiniz" demesine üzerine de Sarmusak, "Yok o değil, sahte olarak düzenlendiği için beraat ettim. Belgeler imzasız değildir. Hasan Celal Güzel'in yayınladığı belgeler imzalıdır ama davaya konu olan belge sahtedir" açıklamasında bulundu.

Sarmusak, dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu'na hiçbir belge vermediğini savundu.

Sarmusak, Beytar'ın, "Deniz Kuvvetlerine taşra yerlerden de bilgi, belge geliyor muydu, yoksa merkez de mi hazırlanıyordu" sorusuna, "Alınan istihbaratın birçoğu bizde toplanırdı" yanıtını verdi.

Beytar'ın, "Sorgulanan kişiler kimlerdi" sorusuna karşılık da Sarmusak, "Kimlikleri bilmiyordum. Kantin ile kütüphanenin orasında bir yer vardı. Mehmet Aygüner orayı sorgu odası yapmıştı. Bazı rütbeli kişiler getirilip sorgulanırdı" dedi.

Genelkurmay Başkanlığı'na giden belgelerin tamamının görevli olduğu birime geldiğini savunan Sarmusak, "Kurye kullanılmıyordu. Teleks türü, TSK'nın kullandığı iletişim cihazları tarafından. Evrak gizliyse hemen imha edilirdi, sistemde tutulmazdı. Nasıl imha edilirdi onu bilmiyorum" ifadelerini kullandı.

Beytar'ın, "BÇG kurulmadan önce bunu ifa eden bir kurum var mıydı" sorusuna ise Sarmusak, "Var. Mayıs ayında kurulduğu söyleniyor. 5 Nisan 1997'de ilk yazışma bize o zaman geldi" yanıtını verdi.

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu