'Bazı' Savaş(lar)a Hayır!

​​​​​​​“Savaşa hayır” diyenlere bakmak lazım: ABD, “DEAŞ’la mücadele ediyorum” diyerek hava bombardımanı yaparken ve sivil kayıplarına neden olurken de “hayır” demiş mi?

Türkiye'nin Afrin operasyonu sonucu ortaya çıkan iki yaklaşımı bugünkü yazısında irdeleyen Nihal Bengisu Karaca bu iki yaklaşımları ortaya koyanların samimiyetlerini sorguluyor. Yapılan operasyonun olası bölgede yaşayan Kürt halkına değil, ABD'nin destekleriyle oluşan terör koridoruna yönelik olduğunu belirtiyor. Ayrıca Karaca yazısında 'savaşa hayır' diyenlerin Suriye'de farklı failler tarafından bir çok katliam gerçekleşirken buna sessiz kalmışken bugün bu operasyon gerçekleşirken 'savaşa hayır' diye ortaya çıkmalarının bir tutarsızlık olduğunun altını çiziyor:

Nihal Bengisu Karaca’nın Habertürk’ye yayınlanan yazısında söz konusu kısım:

“TÜRKİYE’nin PKK-YPG’nin terör koridoruyla ilgili tehdit analizleri, “Sınırımızda bir terör koridoru oluşturulmasına izin vermeyiz” tutumu, neredeyse davulla zurnayla ilan edilen harekât yapma iradesi başından beri son derece açıktı. Buna karşılık küresel ölçekte ABD, bölgesel ölçekte Rusya, Türkiye’nin sınır ve güvenlik sorununa şantajsız bir çıkış yolu öneremedi. Türkiye yine de diplomatik kanallarla yol almaya çalıştı, lakin diplomasiden başka yol yokmuş gibi davranmadı. Afrin Harekâtı şu ana kadar beklendiğinden çok daha hızlı ve etkin bir şekilde ilerledi. Daha önemlisi, ne NATO, ne ABD, ne de Rusya, Türkiye’nin“haklılığına” gölge düşürebildi.

Çünkü bunun adı “savunma”dır. Yani; 1) Fetih rüyaları gören ve konuya çarpıtılmış hamaset şehveti üzerinden yaklaşanlar haklı değil. 2) PKK-PYD saldırırken havaya bakıp ıslık çaldığı halde şimdi “Savaşa hayır” diye tantana yapanlar da haklı değil.

***

“Savaşa hayır” diyenler konusunda ise bakmak lazım: ABD, “DEAŞ’la mücadele ediyorum” diyerek hava bombardımanı yaparken ve sivil kayıplarına neden olurken de “hayır” demiş mi? İran’ın ve Hizbullah’ın milisleri en az DEAŞ kadar çok sayıda ve en az onun kadar brutal yöntemlerle adam doğrarken “hayır” demiş mi? Rusya, Halep’i rejim saflarına katacağım diye sahayı düzlerken ya da Türkmen Dağı’nda sivil-milis ayırt etmeden bomba yağdırırken “hayır” demiş mi? YPG-PKK adam öldürürken ve insanları, “Bakın ABD askerine ‘Bunlar DEAŞ’lı’ der sizi öldürtürüz” diyerek evlerinden sürerken “hayır” demiş mi? Bütün bu durumlarda da sesini yükseltmiş ve “Savaşa hayır” demişse, en azından tutarlıdır; hiçbir değer uğruna kan dökülemeyeceğini düşünüyordur. Bu tutum gerçekçi olmamakla beraber kabul edilebilir bir tutumdur. Kriminalize edilemez. Ancak bazı istisnalar hariç, Türkiye’deki “Savaşa hayır” ekürisinin durumu tam olarak böyle değil. Maalesef sadece Türkiye’nin kendisini savunması, güvenliğini sağlaması söz konusu olduğunda “hayır” demek akıllarına geliyor. Öyle olunca da ister istemez başka bir milletin/ ülkenin/aktörün ırkçı ajandasına tav olmuş kişiler görüntüsü veriyorlar ve sesleri makes bulmuyor, nahoş duygular uyandırıyor.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!