İslâm, insanlara inanç temelli bir kardeşlik bilinci kazandırdığından sınırları kaldırıyor. Siyasi sınırlar yine çiziliyor. Bunda bazen etnik, bazen dinî kimlik, bazen de başka unsurlar belirleyici olabiliyor. Fakat asıl belirleyici unsur hâkimiyettir. Bizim üzerinde durduğumuz husus hâkimiyetten ziyade ilgi sınırlarıdır. Müslümanın ilgi alanının öncelikle tüm iman sahiplerini, ikinci kademede de tüm mazlumları kapsayacak kadar geniş olması gerektiğinden siyasi hâkimiyete göre belirlenen coğrafi sınırların aradan kalkması gerekir. Bu, iman kardeşliğine dayalı sınır tanımayan ilgi ve duyarlılığın özellikle bayramlarda daha fazla kendini göstermesi gerekir.
Siyasi sınırlar, Müslümanların iradelerine ve tercihlerine göre çizilmiş değil. Dolayısıyla ilgi alanının sınırları olmamalı. Müslüman toplumların özgürce ve rahatça kaynaşmasını engelleyen ya da zorlaştıran siyasi sınırları kaldırmada başarılı olamıyorsak da en azından kafalarımızdan silip atmalıyız. Bu, kardeşlerimizin ne durumda olduklarını sorgulamada söz konusu sınırların ötesine uzanmakla, oralardan haberdar olmak için çaba harcamakla başlar. Fakat bilgilenmeyi mutlaka ilgilenme takip etmeli. Öyle olmazsa bizim sahip olacağımız bilginin bir oryantalistin İslâm ya da Müslümanlar hakkında sahip olduğu bilgiden fazla farkı olmayacaktır. Örneğin biz namazı kılmak için öğreniriz; oryantalist ise Müslümanların nasıl ibadet ettiğini öğrenmek için. Namazın nasıl kılındığını öğrenip de kılmayan Müslümanın bu bilgisinin oryantalistin bilgisinden ne farkı olacaktır? İman kardeşliği bilincine dayalı bilgilenmede sınırları aşabilmek önemli bir başarıdır ama faydalı olması pratiğe yansımasına bağlıdır.
Ne yazık ki siyasi sınırlar toplumumuzda hâlâ birçoklarının aynı zamanda düşünce ve ilgi sınırlarını belirliyor. Ümmet bilincine dayalı bayramların idraki için kafalara çizilmiş sınırların silinip atılması zorunludur.
İlgi ve ihtimamın nasıl gerçekleşmesi gerektiği, bilginin nasıl pratiğe yansıyacağı konusunda zihinlerde sorular olduğunu, insanlarımızın önemli bir kısmının bu konuda gayretli olmalarına rağmen ne yapacaklarını bilememenin sıkıntısını yaşadıklarını görüyoruz. Bu konuda kardeşlerimize biraz yol göstermek amacıyla müstakil yazı yazmayı düşünüyoruz. Bugün İslâm âleminin bayramdaki durumundan özetle söz edeceğiz.
İslâm âleminde özgürlük mücadelesinin devam ettiği cephelerin bir kısmı unutulmuş durumdadır. Bunun sebebi daha önce muhtelif vesilelerle dile getirdiğimiz üzere rutinleşme, insanların gözlerinin gördüğüne, kulaklarının duyduğuna alışması, artık olayların zihinde gündelik normal hadiseler olarak algılanmasıdır. Hadiselerin içinde olanlar da her ne kadar zaman içinde kısmen gelişmelere alışsalar da onlar açısından işin zorluğu, sıkıntısı devam ediyor. Ama mücadele bir ideal, amaç uğrunda yürütüldüğünden bütün zorluklara rağmen sürdürülüyor. Filistin, Afganistan, Çeçenistan, Moro, Patani, Arakan, Doğu Türkistan hep böyledir. Buralarda özgürlük mücadelesi sürmekle birlikte unutulan cepheler haline gelmişlerdir. Bazen olayların trendinin yükselmesi, sıcaklığının artması yeniden gündeme taşınmasına vesile olsa da normal akışıyla büyük ölçüde unutulmuş durumda olduğunu söyleyebiliriz. Fakat buralarda birçok mümin kardeşimiz bayramı cephede, düşman tehdidi karşısında ve zorlukları göğüsleyerek geçirmek zorunda kaldı. Bu cephelerin bir sıkıntısı da birilerinin oralara fitne sokmaya ve düşman karşısındaki direniş kalelerini içten yıpratmaya çalışmasından kaynaklanıyor.
Afganistan’da mücahitlerin karşı karşıya olduğu tüm zorluklara rağmen işgalciler sürekli kan kaybediyor. Dünyevi hesaplar için ABD’nin burayla ilgili planına destek veren devletlerin bazıları bugün “biz niye ABD’nin planları için kendi askerlerimizi feda ediyoruz?” diye düşünmeye başladılar ve tahmin ediyoruz Irak’ta olduğu gibi Afganistan’da da onu kendi hesaplarıyla baş başa bırakacakları gün uzak değildir.
İşgalci Siyonist, Filistinlilere bir bayram yaşatmamak için elinden gelen her şeyi yaptı. Böyle olmasına rağmen işbirlikçi Abbas, bayramın üçüncü gününde Obama’nın ev sahipliğinde Netanyahu’yla masaya oturdu. Bu konuyu inşallah müteakip yazımızda ayrıntılı olarak ele alacağız.
Yemen’de ne yazık ki iç çatışma sürüyor. Somali’de bir istikrar sağlanmasının önündeki engeller ortadan kaldırılamıyor.
VAKİT