Bayram en çok çocuklar için vardır. Çünkü en çok çocuklar sever bayramı. Ve bayram da en çok çocukları… Bir çocuk için bayramın çok derin anlamları vardır. Mesela harçlık demektir bayram. Hediyelerle donanmak, cepleri şekerlerle doldurmak demektir. Tatlı bir telaş ve heyecandır bayram. Ve tabii ki yeni alınan elbisesiyle, ayakkabısıyla BAYRAMLIK demektir bayram.
Ancak bugün yeryüzünün farklı coğrafyalarda yaşayan milyonlarca çocuk için bayram kan ve gözyaşından öteye geçememektedir. Burukluğun diğer bir adıdır bayram… Hüznün, yetim ve öksüzlüğün… Bizler de bu bayram Suriye’de 5 yıldır yaşanan savaşın ve katliamın yetim çocuklarına bayram olmak istedik. Alacağımız küçük bir bayramlıkla onların bayram sevinci olalım dedik. Savaşın soğuttuğu yüreklerini bayramla ısıtalım dedik. Özgür Çocuk Kulübü ve Özgür Çocuk Oyun Evi olarak Suriyeli Yetim kardeşlerimiz için “Bu bayram bir yetimin velisi de siz olun. Unutmayın her çocuk bayramlık sever” sloganıyla bir kampanya başlattık. Bayramlık bedeli 80 TL olan kampanyamız sonucunda 261 Suriyeli yetim çocuğumuza bayramlık aldık. Çocuklarımızın 150 tanesi Hatay’da İHH’nın yetimhanelerinde kalan yetim çocuklar. 111 çocuğumuz ise İstanbul’da yaşıyor.
(İstanbul’da ki yetimlerimizin giyinmesinde bize ev sahipliği yapan ve kolaylık gösteren CİVİL BEBE’ye teşekkür ediyoruz. )
Hatay’da İHH’nın yetimhanelerini gezerken küçük bedenlere ağır gelen acının en derinine şahit olmamak mümkün değil. Özellikle 36 çocuğun kaldığı Safa Yetimhanesi dikkatimizi çekiyor. Burası daha çok anne-babalarının veya yakınlarının, gözleri önünde Esed ve Şebbihaları tarafından tacize uğramış veya acımasızca katledilişlerine tanık olmuş çocukların kaldığı yer… 12 yaşında ki bir çocuğun bir bayram sabahı babası dâhil mahallenin 17 erkeğinin yan yana dizilip kafalarının kopartılıp, bedenlerinin paramparça edilişinin zihin dünyasından silinmeye çalışıldığı yer…
Diğer bir yetim hane ise Al-imdad Yetimhanesi. Burada kalan çocuklar biraz daha şanslı diyebiliriz. Çünkü anneleriyle birlikte kalıyorlar. Ve bu yüzden yüzlerindeki gülücük sayısı diğerlerine göre biraz daha fazla…
Son olarak da Maram Yetimhanesi’ne gittik. Çocuklar bizi büyük bir heyecanla bekliyorlardı. Uzunca ve oldukça içten verilen bir selamın ardından bize şarkılar söylediler. Hediyelerimizi verdikten ve biraz sohbet ettikten sonra çocuklarla vedalaşıp bize ikram edilen meyve suyunu içmek için bekleme odasında oturduk. O esnada 40 yaşlarında bir kadın kollarını açmış koşarak gelen 11 yaşında ki Hasan ve 8 yaşında ki İbrahim’e sarıldı. Çocuklar yüreğimizi söküp atarcasına ağlıyor, annelerinin yüzünü öpüyor, yalıyor ve seviyorlardı. Leyla Hanım çocuklarını buraya bırakalı bir yıl olmuş. “Görüş günleri gelip onları öpüp, koklayıp hasret gideriyorum” diyor. “Gelmek kolayda, gitmek çok zor” diye ekliyor. “Evde yemek olmuyordu çoğu zaman. Bu yüzden İbrahim çok zayıftı. Ama hamdolsun şimdi burada kilo aldı.” diyor bize… Gözlerinden inci taneleri boşalarak… Ve tabii ki dua istiyor bizden. “Babasız kaldı çocuklarım birde analarından uzak büyümesinler” diyor. Dua edin bu zalimin Allah belasını versin…
Vedalaşıp, birbirimize dualar ederek ayrılıyoruz yetimhaneden. Karmakarışık duygular içinde…
Bu bayram bir yetime veli olanlara aracı olduğunuz için, bu bayram bir yetimin yüzünde tebessüm olduğunuz için ve bu bayram bir yetime bayramlık olduğunuz için teşekkür ederiz. Biz onların yüzünde ki mutluluğa, sevince şahit olduk. Rabbimde sizlerin çabalarına şahit olsun…