“Bayram” diyoruz da, ne kadar “bayram” yapıyoruz.. İlk kıblemiz hâlâ işgal altında.. İslâm beldelerinin çoğu, aç ve zulüm altında. Cahillik almış başına gidiyor. Tefrika iliklerimizi kurutuyor..
Dini, mezhebi, etnik ayrımcılıklarla boğuşuyoruz.. Kavmiyetçilik almış başını gidiyor. Şarktaki Mü’min garptekinin kardeşi idi hani.. “Fikri kavmiyeti tel’in ediyor peygamber” diyordu hani Mehmet Akif?! Arkadaşlar ne oldu bize?.. Bu gidiş nereye?.. Hani alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmeti idik?! Yeryüzünden hesaba çekilecektik! Kendi meselelerini çözmüş, başkalarının dertleri ile dertlenen bir ümmet olacaktık!..
Tahmin ediyorum, yine hijyen tartışmaları yapılıyor.. Sanki daha sağlıklı, hijyenik bir ortam sağlandı da, halk buna uymadı.. Bugüne kadar hep deri tartışmaları ile ömür tükettik.
Keşke Diyanet hac konusuna gösterdiği ilgi kadar bu konuya ilgi gösterse idi. Ya da bizim vakıflar.. Yerel yönetimler de yetersiz kalıyor. Ve bu gelişigüzellik hem işin manevi hem de maddi boyutunu yaralıyor..
Belki bir gün açılım Diyanet’e gelir de, camiler bu konuda devreye girer, Vakıflarımız, derneklerimiz, yerel yönetimler bu işi el ele çözeriz..
Bu yılın son bayramını idrak ediyoruz..
Son yıllarda her dini bayramda birileri Müslümanları üzmek için hep bir bahane bulur, uydururdu. Bakalım bu sene ne olacak.. Dilerim sükunetle bu bayramı idrak ederiz.. İslâm beldelerinde, Filistin’de İslâm dünyasını üzecek bir gelişme yaşanmaz ümid ederim..
Çok sabırlı olmamız ve çokça dua etmemiz gerekiyor.. Zor günlerden geçiyoruz.. Hepimizin daha çok çalışması gerek..
İslâm dünyasında her şey olumlu bir seyir takip ediyor genel olarak, ama sanırım paramız ve makamımız, aklımız ve imanımızdan daha hızlı büyüyor.. Bu aslında bir felaketin de habercisi aynı zamanda.. O zaman paramız ve makamımız dinimize yön verir, oysa inancımız ve fikrimizin, paramızı ve makamımızı yönetmesi gerekirdi.. Eğer inandığımız gibi yaşamayı bırakırsak, korkarım yarın yaşadığımız gibi inanmaya başlarız..
Onun için daha çok okumamız gerekiyor..
Günde en az bir gazete, haftada en az bir dergi, ayda en az bir kitap.. Var mısınız?
İmkanı olan herkes yılda en az bir defa yurtdışına gitmeli. İmkanına göre Şam’a, Irak’a, Yunanistan’a, Bulgaristan’a, İran’a Gürcistan’a nereye giderseniz. Çin’e, Japonya’ya, Afrika’ya..
Herkes ülkesini dolaşmalı. Gitmediğiniz yer sizin değildir..
İnternet bağımlısı olmadan interneti doğru kullanmayı öğrenmemiz gerek.
Kadın erkek, 18 yaşına gelmiş herkesin en az bir dernek ya da vakfa üye olması gerek. İmkanı yerinde olanlar için bu rakamın ortalaması 3’dür..
Evimizde mutlaka dini sohbetler yapmalıyız..
Bakın, anne-babalar, çocuklarınızın üniversiteye girmek ya da sınıf geçmek için çalıştığı kadar siz cennete girmek için çalışmıyorsanız, gerçekten hemencecik cennete girdirilivereceğinizi mi sanıyorsunuz.
Mutlaka tebliğ yapacaksınız.. Herkesin kapısını çalacaksınız..
Müslümanlar evlerini, iş yerlerini yeniden gözden geçirmeli ve örnek insanlar olmalı. Yediğimiz-içtiğimiz, giydiğimiz, yaptığımız işler açısından herkes bize gıpta etmeli.. İnsanlar bize bakıp dinden soğumamalı..
Gerçekten daha iyi bayramları hak etmek istiyorsak, kendimizi değiştirmemiz gerek. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah (cc) bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir..
Unutmayalım ki, Allah (cc) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istiyor. Bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor.. Biz kadir-i mutlak ve bir olan Allah’ın yeryüzündeki temsilcileriyiz.. Mecazi anlamda; O’nun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli ve haykıran sesiyiz..
Bu duygularla bayramınızı tekrar bir daha tebrik ediyor ve bugünlerin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Selâm ve dua ile..
VAKİT