Baykal neyi oynuyor?

Ahmet Taşgetiren

Şu sözler 12 Eylül askeri müdahalesinin lideri Kenan Evren'e ait:

"Deniz Baykal işine geleni görüyor. Mademki 1980'in yargılanmasını istiyor, 20 yıl boyunca bu ülkede 27 Mayıs bayram havasında kutlandı. Baykal da ona alkış tuttu. Mademki darbelere karşı, o zaman evvela 27 Mayıs'ı sorgulaması lazım. Deniz Baykal neden onu sorgulamıyor da 80'i sorguluyor? Neden Baykal önceki darbeyi görmüyor da 80'i görüyor?"

Aslında Evren, Baykal'ın son zamanlarda baş rolünü oynadığı çok net bir çelişkiyi dile getirmiş oluyor.

Evren'in sorduğu soru şu:

-12 Eylül'den 20 yıl önceki darbeyi neden sorgulamıyorsun?

Bu soru hiç şüphesiz ilginç.

Bunun yanında şu sıralar Baykal'a bir başka soru daha soruluyor:

-12 Eylül'den sonra gerçekleşen 28 Şubat ve 27 Nisan karşısında neden tepkin yok? Hatta bu iki açık-örtülü askeri müdahaleyi neden meşru gördünüz?

Her iki soru, aslında CHP liderinin, darbeler konusundaki duruş sakatlığına işaret ediyor.

CHP lideri, bu duruş sakatlığının çok bariz bir yansımasını önceki gün yaptığı grup konuşması ile de ortaya koyuyor.

Hemen şunu söylemeliyim ki, Baykal'ın bu grup konuşması gerçekten çok dramatik bir siyasetçi görüntüsünü sergiliyor.

Düşünün bir: Söze;

-Beni, seven sevmeyen herkesin, oy veren vermeyen herkesin dinlemesini istiyorum" diye başlanan sözler...

Yani tarihi sözler söyleyeceksiniz.

Peki ne söyleyeceksiniz?

Meclis'ten geçen, Cumhurbaşkanı'nın onayladığı, darbe ve benzeri suçları askeri yargıdan alıp sivil yargıya veren yasaya isyanınızı dile getireceksiniz.

Hepsi bu.

Peki ama neden?

Neden bu kadar karşısınız bu yasaya?

İktidarın amacı bu yasayla, askeri yargı üzerinde vesayet kurmakmış.

Oysa ne alakası var?

Yapılan, sadece bazı suçları askeri yargı alanından çıkarıp, sivil yargı alanına almak.

Bunun içine darbe girişimleri de giriyor.

Neden böyle bir düzenleme gereği duyuluyor?

Çünkü Türkiye'de askeri darbeler, ihtilaller yapılıyor, asker demokrasi dışı, hukuk dışı müdahalelerde bulunuyor ve kimse yargılanmıyor.

Yapanın kesesine kalıyor.

Teşebbüs eden ve başaran, aynı zamanda haklı da sayılmış oluyor.

Suç, sadece başaramamak halinde söz konusu.

O zaman darbeci hiç yargılanmayacak.

Bir de şu:

Askeri yargı, darbeye teşebbüs eden komutanına karşı dava açamıyor. Bunun yakın zamanda yaşanan örnekleri var.

Ayrıca;

Sivil yargıda mahkûm olan birisi, askeri yargıya intikal ettiğinde beraat edebiliyor. Bunun da yakın zamanda yaşanan örnekleri var.

Baykal bunları bilmez mi?

Elbette bilir.

Peki o zaman neden bu yasa karşısında hayatının en dramatik rolüne soyunuyor?

Bunun sebebi sakın Ergenekon avukatlığında olmasın?

Baykal diyor ki:

-Askeri vesayet olmasın ama Tayyip Erdoğan vesayeti de olmasın?

Baykal'ın sözlerine baktığınızda Türkiye'de hiçbir şekilde bir askeri vesayet riski yok. Ama bir Tayyip Erdoğan vesayeti var.

Çok çok ilginç.

Baykal soruyor:

-2002'de seçimleri kazandın asker karşı mı çıktı? 2007'de seçimleri kazandın asker karşı mı çıktı? Cumhurbaşkanını seçtin asker karşı mı çıktı? Müsteşar, genel müdür tayin ettin asker karşı mı çıktı?

Bunları Tayyip Erdoğan vesayetinin göstergeleri olarak sayıyor.

Tabii ki bu arada Sarıkız'ı, Eldiven'i, Yakamoz'u saymıyor. Onlar konusunda avukatlığa soyundular çünkü. 27 Nisan e-muhtırasını saymıyor. 28 Şubat'ı saymadığı gibi. Orada Türk Silahlı Kuvvetleri, sivil toplum gibi hareket etmiş olmalı çünkü.

Baykal bunları söylerken ben, ana muhalefet liderinin, asker bunları yapmış olsaydı büyük mutluluk duyacağını hissediyorum. Evet, bu bir his sadece ama Baykal'ın yanlış duruşundan başkasını anlamak da mümkün değil.

Baykal'ı dinlerken, evet, darbecinin yargılanmasına imkân veren yasaya karşı çıkmasında sadece bir gerekçe aklıma geliyor:

"CHP artı Asker eşittir iktidar" formülünden vaz geçmemek.

Diyor ki Baykal: "Faşizm asker iktidarı değildir, sivillerin askeri kullanarak gerçekleştirdikleri hegemonyadır."

Çok doğru.

Şimdi soralım kendi kendimize:

Acaba Baykal'ın bu tarifine en çok uyan iktidar formülü hangisidir?

Erdoğan'ın iktidar dönemleri mi CHP artı Askerli iktidar formülleri mi?

Evet, Türkiye'de asker üzerinden iktidar olan bir siyasi parti varsa bu CHP'den başkası değildir.

Ve şu andaki CHP lideri, yaptığı dramatik çıkışla hâlâ bu iktidar formülünü elde tutmak gibi bir tavır içinde olduğu izlenimini veriyor.

Bu izlenimi veriyor çünkü söz konusu yasaya karşı çıkışında başka bir gerekçe gözükmüyor.

BUGÜN