Hani meşhur bir söz vardır, “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye..
Kılıçdaroğlu, hem gönül alacak, hem de vefa gösterisinde bulunacak ya, gönlündeki Çankaya adayını da açıkladı: Baykal..
Şecaat arzetmek diye buna denir işte.
Madem Baykal bu kadar değerli, al senin olsun, partinin başına geçir.
Yoo! Yapmaz. Millet enayi de bu yalana kanacak, öyle mi!.
Kendini akıllı sanıp, alemi enayi yerine koymak denir buna.
Kılıçdaroğlu işe hızlı başladı..
Kendinin ne dediği bir yana, dışarıdan bakıldığında nasıl anlaşıldığını da düşünmesi gerekir akıllı bir siyasetçinin..
Kılıçdaroğlu’na sormak gerek, senin partin Baykal’ı niçin partisinin başından alaşağı edip, seni getirdi? Peki şimdi ne değişti de “o adam”ı, küçük siyasi hesaplar uğruna, kendin için siyaseti bir makyaj malzemesi olarak kullanarak, vefa gösterisi yapmak için Çankaya’ya çıkartmak istiyorsun?
Bu, CHP’li milletvekillerinin, kongre delegelerinin iradeleri ile dalga geçmek anlamına gelir..
“Yediği tabağa tükürmek” diye buna denir işte.
Daha dakika bir, gol bir..
Siz bu akıldaki bir adama Türkiye’yi, partiyi emanet edeceksiniz öyle mi?
Bari Sirmen’i de mali işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı yapın, sonra da Maliye Bakanı yaparsınız!?.
Madem cumhurbaşkanlığına yükselecek kadar önemli biriydi de, adamın onuru ile oynayıp, niye alaşağı ettiniz adamı?.
Adamın yattığı iddia edilen kadını da yanına aldın..
Senin ya da “seni oraya getirmek isteyen adamlar”ın bu şantajı yaptığı iddia ediliyor..
Ya adamı Çankaya’ya yükseltirsen, o zaman kasetin devamı olan “Varan 2”yi birilerinin servis etmesi halinde ne yapacaksın?.
Kılıçdaroğlu, Baytok’u kendi himayesine aldığına göre, yeniden milletvekili de yapar herhalde. İster misiniz yeni CHP’nin “Aileden sorumlu devlet bakanı” olsun bayan Baytok..
Dalga mı geçiyorsunuz siz milletle?!
Baykal’a gösterilen tepki neyin nesi idi, ahlak mı, aile mi, namus, iffet, şeref, haysiyet mi?.. Yine de başörtüsüne gösterilen tepki bu iffetsizlik olayına gösterilmedi.. Demek ki, bunların hiçbirinin malum kadro nezdinde bilinen hiçbir değeri yokmuş ki, dalga geçer gibi bu işleri planlayabiliyorlar.
Ey CHP kongre delegeleri, sizin hissiyatınız, öfkeniz, umudunuz ne olur?
Birileri çıkıp, sizin duygu ve değerlerinizi kendi ikbal hesaplarına meze yapıyor, bu değerleriniz üzerine zar atıyor olmasın sakın..
İnanın bu yapılan Baykal ile Baytok arasında yaşanandan daha aşağılık ve daha çirkin bir olaydır.. O işret olayı, onlar arasındaki gayri ahlaki bir işti. Şimdi birileri bu mübtezellikten yola çıkıp, sizin iradeniz üzerinden derin pazarlıklar, aşağılık komplolar planlıyor olmasın sakın..
Diyorum ki, kendi celladınızı alkışlatmasınlar size..
Zavallı Baykal.. Baykal’ın ipini çeken irade şimdi onu Çankaya’ya çıkartıp, orada kukla gibi oynatmak istiyor.. Baykal da buna kanacak, kendi mezbahına koşan bir koyun gibi, öyle mi?
Bu oportünizmin gözü kör olsun.. Kılıçdaroğlu, böylece eski genel başkanına dostluğunu ve vefasını göstermiş olacak, Baykal da itibar kazanacak bu vesile ile. Zaten nasıl olsa, bu iş ham bir hayal.. Maksat dostlar alışverişte görsün kabilinden bir iş bu iş.. Bu “yalan”a malum media “erdem kılıfı” giydirmeye çalışsa da, aslında aşağılık bir oyun ve zavallıca bir komplodan, millete karşı kurulan bir tuzaktan başka bir şey değil bu oyun..
Bu senaryonun hangi mahfillerin işi olabileceğini Ergenekon davalarını yakından izleyen herkes bilebilir.. Her zamanki “halkın cahilliği” kabulü üzerine kurgulanmış, media eliyle pazarlanan aşağılık bir senaryo..
CHP delegeleri kongrelerinde Kılıçdaroğlu ve Baykal’ı değil, aslında kendi geleceklerini oylayacaklar.. Zeka ve dürüstlüklerini, tutarlılıklarını oylayacaklar..
CHP, kendi içinden sağlıklı bir aday çıkaramayacak kadar yaşlı, beceriksiz bir parti haline gelmişse, zaten bundan sonra ayakta kalamaz. Köşeye sıkışarak, çaresizlik içinde, mecburen Kılıçdaroğlu’na sarılır gibi bir anlayışla hareket ediyorlarsa da, bu CHP’nin bitişi olur.
CHP’ye bir İlhan Kesici ve Demirel’in desteği yetmedi, derin güçler, Ergenekon yetmedi. Hadi bir de Koç’u ve Doğan’ı verelim. Yine yetmez.. MHP’yi yedekte bekletelim.. Yılmaz’ın desteği yetmez, Çiller’i de yardıma çağırın. Cindoruk yetmez, eski DP’lilerden kim kaldı ise hepsini çağırın.. Emekli paşalar filan. “Bizim iyi çocuklar”dan da ses çıkmadı. Herkes kendi can derdinde. Mason locaları, yedekleri ile gelsinler, haber salın. MOSSAD ne iş yapıyor sahi! Ey İsrail, işte tam zamanı, gün bu gündür, AK Parti’den intikam almak için.. İnönü’nün ruhunu çağırın, çizmelerini giyip gelsin. “Tek Adam”ın işi yok, sizinle mi uğraşacak?. Rahat bırakın adamı..
Of anam of! Ne olacak bu memleketin hali.. Kurulsun sofralar, gelsin rakılar..
Sahi, merak ediyorum, kamuoyu araştırmalarının hormonlu sonuçlarını boşverin de son günlerdeki “rakı tüketimi”nde artış var mı ona bakın. Mesela “tuzlu leblebi” tüketimi.. Leblebi falı, hormonlu anketlerden daha açıklayıcı ipuçları verebilir, CHP’de yaşanan süreç hakkında..
Yarın büyük kongre başlıyor.
Şov başlıyor. Sandık Zatısungur’un illüzyon konsülünü hatırlatıyor bana.. Bakalım sandıktan ne çıkacak!.. Sandıktan çıkan sonuç ne olursa olsun, Türkiye kazanacak. Baykal’ın yokluğu başlı başına bir kazanç. Gelenin gideni aratması mı dediniz, o zaman CHP biter.. İki ihtimal var, ikisinde de Türkiye kazanacak.. Kaybedecek taraf size göre belli değil mi?
Selam ve dua ile.
VAKİT