Batman Özgür Der haftalık seminerlerine Mehmet Şat’ın sunduğu “Son Dönem İslamcılık Tartışmaları” konu ile başladı.
Son dönem İslamcılık tartışmalarını değerlendiren Mehmet Şat özetle şunlara değindi.
İslamcılık, Ali Bulaç’ın ramazan ayında Zaman Gazetesinde kaleme aldığı İslamcılığın seyri yazıları tartışmaların fitilini ateşledi. Hayretin Karaman ve Hamza Türkmen’in dediği gibi çok güzel ve hayırlı oldu bu tartışmalar. Her sene olduğu gibi bu sene de televizyonlarda ve medya araçlarında ramazan ayının ruhuna uygun olmayan konuların tartışıldığı ve işlendiği bir anda bu tartışmalar tabir yerindeyse Müslümanların kendini silkelemesine ve kendi durumunu sorgulamasına sebep oldu. Türkiye’ de birçoğuna göre İslamcılık bitmişti, İslamcılık tarihin külleri arasında yok olmuş bir daha devlet olma, ideali yakamla gibi bir endişesinin kalmadığını sanıyordu. Ama Ortadoğu’da ki siyasi gelişmeler ve Müslüman Kardeşlerin bu gelişmelerdeki rolü ve bu tartışmalar sonrasında İslamcılığın savunucularının demeçleri bunun hiçte böyle olmadığını gösteriyor.
İslamcılık Türkiye ve dünya ölçeğinde farklılık göstermiştir. Yöntem ve tekniklerden farklılıkları olsa da hepsinin hedefinde İslam’ı hakim kılma vardır. Türkiye’de ki İslamcılık İran İslam Devriminin gölgesinden bir türlü kurtulamıyordu. Devrimci ve tepeden inme bir tarzı benimsemekteydiler. 28 Şubat post modern darbeden sonra Türkiyeli Müslümanlar İslamcılığı daha iyi okumaya başladılar. Durumlarına göre fıkıh geliştirmeye başladılar.
Bu tartışmaların başında Ali Bulaç’ın İslamcılığa getirdiği tanımdı. “ İslamcılık, İslam’ın ana referans kaynaklarından hareketle “yeni” bir insan, toplum, siyaset/ devlet ve dünya tasavvurunu, buna bağlı olarak yeni bir sosyal örgütlenme modelini ve evrensel anlamda İslam birliğini hedefleyen entelektüel, ahlaki, toplumsal, ekonomik, politik ve devletlerarası harekettir. Başka bir deyişle İslam’ın hayat bulması, hükümlerin uygulanması, dünyanın her tarihsel ve toplumsal durumunda İslam’a göre yeniden kurulması ideali ve çabasıdır.”
Bu tanımı destekleyen bir tanımlamada Hayrettin Karaman yaptı:”İslam’ı en yakınından başlayarak en uzaklara kadar yaymayı, sahih İslam’ı bozulmaktan ve hayatta eksilmekten korumayı dert ve dava edinen, bu dert ve dava uğrunda maddi ve manevi fedakârlıklarda bulunan kimselere İslamcı diyorum.”
Hamza Türkmen İslamcılık tartışmalarında Akp ve Gülen cemaatini sorguladığı belirtildi. Bir çok kesimden insanın katıldığı bu tartışma Türkiye Müslümanları için ufuk açıcı olduğu belirtildi.
Seminer soru cevap faslından sonra son buldu.
M. Şirin Oruç / Haksözhaber