Yusuf Yargın, seminerine ‘arkadaşlık’ ile ilgili sorular sorarak başladı. ‘Her insan sosyal çevresiyle vardır. Çevresi olmayanın kendisi de yok sayılır. Hani derler ya her kuş kendi sürüsüyle uçar. Acaba biz kimlerle uçuyoruz? Kendileriyle arkadaşlık kurduğumuz kişiler gerçek arkadaşlar mı yoksa mezardaki ölülerle mi arkadaşlık yapıyoruz?’ diye sordu.
Daha sonra konunu önemine giriş yapan Yargın şunları söyledi: ‘’İnsanı şekillendiren çevre faktörleri arasında, sesi en gür çıkan ve büyük etki alanına sahip arkadaşlığın önemi; sıradan vatandaştan sosyologlara kadar her kesim tarafından takdir edilmiştir. Eski Türkler savaşırken, sırtlarını sağlam bir kaya veya taşa dayarlardı. Bu taşa da arka taş derlerdi. Zamanla bu deyim arkadaş kelimesine dönüşmüştür.’’ dedi. Yargın, devamında ‘’Resullullah (A.S.M.) diyor ki; “Mümin, dostluk kuran ve kendisiyle dostluk kurulan insandır. Dostluk kurmayan ve kendisiyle dostluk kurulmayan insanda hayır yoktur.” Ve “Birbirlerini Allah için seven iki dost buluştukları zaman, biri diğerini yıkayan iki el gibidir.’’ dedi.
Yargın, Hz. Ali (R.A.) ‘nin “Arkadaşlarınızı terk etmeyiniz. Çünkü onlar dünya ve ahirette itibar ve güç kaynağıdırlar. Cehennem halkının Şuara (100-101) suresinde; Artık bizim için ne bir şefaatçi ve ne de bir dost vardır dediklerini işitmediniz mi?” sözünü aktardı.
Yargın, Hasan Basri’nin “Ey Âdemoğlu! Kişi sevdiği ile beraberdir.” Sözü seni aldatmasın. İyilerin yaptıklarını yapmadıkça, iyilerden olamazsın. Zira Yahudi ve Hristiyanlar da peygamberlerini severler, fakat onlarla beraber değiller’’ sözünü de aktararak olması gereken sevgi ve arkadaşlığa vurgu yaptı.
Daha sonra ‘’İnsan Bir Başkasını Neden Sever?’’ sorusuna cevaplar sunan Yargın, maddeler halinde şunları sıraladı:
“1. İnsanı Şahsından dolayı sevmek: Malik bin Dinar (R.A.) bu benzerlik için şöyle der: “on kişiden iki kişi uyuşup anlaşırsa, mutlaka aralarında ortak özellikler vardır. Bu hususta insanlar kuş türleri gibidirler.
2. Başka bir sevilene ulaştırdığı için sevmek: Burada asıl sevilen; görünürdeki sevilen değil, onun vasıtasıyla ulaşılmak istenendir. Örneğin, altın ve paraya duyulan sevgi böyledir. Bunlar kendi zatlarından dolayı sevilmezler. Zira ne yenilir ne de giyilirler; fakat sevilen pek çok şey bu ikisiyle elde edilir.
3. Uhrevi beklentilerle sevmek: Burada sevginin çıkış noktasını ahiret hayatına ilişkin menfaatler oluşturur.
4. Allah için sevmek: İnsan birini sevince; o kişinin sevdiği kişileri de sever. Aşıkların halleri ve şairlerin şiirleri bunun delilidir. ‘’
Yargın, ‘’Arkadaş seçerken nelere dikkat etmeliyiz?’’ sorusuna da şu cevapları verdi.
‘’1. Akıllı Olmak: Aptalla olan arkadaşlıkta hayır yoktur.
2. Güzel Ahlaklı Olmak: Nice akıllı arkadaşlarımız vardır ki; öfke, ihtiras, cimrilik ve korkaklık gibi huylar yüzünden arzu ve tutkularına boyun eğer. Bildiğinin aksine davranır.
Ölüm döşeğinde yatan Alkame El Utaridi, oğluna vasiyetinde güzel ahlak sahibi arkadaşı şöyle tanımlar: “Oğlum! Arkadaşlık yapacağın kişi, arkadaşlığı ile sana şeref versin. İhtiyaç anında sana yardım etsin. İyilikte yardımcın olsun. İyiliklerini görüp dile getirsin ama kusur ve hatalarını örtsün. Konuştuğunda sözüne inansın. İkiniz birlikte bir işi omuzladığınızda seni başkan seçsin. Ölçüp tarttığınızda seni kendisine tercih etsin.”
3.Dünyaya Aşırı Düşkün Olmamak: “Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi var demektir”
4.Günah İçinde Bir Hayat Sürüyor Olmamak ’’
Yargın daha sonra ‘’Arkadaşlık Hak ve Görevleri’’ ile ilgili şunları kaydetti.
‘’1. Hak ve görev; ekonomik dayanışma: Allah resulü (A.S.) şöyle buyurmuştur. “İki arkadaş birbirini yıkayan iki el gibidir. Hadis birini ele diğerini de ayağa benzetmemiştir. Çünkü iki el ortak amaç ve hedefler uğrunda yardımlaşır. Bu bakımdan arkadaşlar tek bir kişi gibidirler.
2. Hak ve görev; gerektiğinde susmak veya konuşmak: Susmak; gerek yanında ve gerekse gıyabında kusurlarını dile getirmemek, arkadaşının sadece sana açtığı bir sırı başkasına söylememektir. Hatta onunla bozuşup ayrılsanız bile bunu yapmamalısınız.
3. Hak ve görev; sevgiyi açığa vurmak: Arkadaşımız hakkında kötü şeyler konuşmamak gerektiği gibi hoşuna gide şeyleri de söylemek, arkadaşlık hukukunun gereğidir. Nitekim Hz. Peygamber: “Biriniz arkadaşını sevdiği zaman ona bunu haber versin.” buyurmuştur.
İmam-ı Şafii” : “Arkadaşını kimsenin bulunmadığı bir mekânda uyaran kişi, ona içtenlikle öğüt vermiş ve yüceltmiştir. Topluluk içerisinde uyaran ise onu küçük düşürmüş ve karalamıştır. Seni sokmaya hazırlanan bir yılan veya akrebi, sana haber veren arkadaşının durumu ne ise, hatalarını düzeltmen için kusurlarını bildiren kişinin durumu da aynıdır.
4. Hak ve görev; hataları bağışlamak: Arkadaşlık hukukundaki kusurlara gelince: Bunları affetmek, sabır göstermek yerinde bir davranıştır. Onun niyetini iyiye yorman, dolaylı mazeretler bulman gerekir.
5. Hak ve görev; yaşamında ve ölümünde dua etmek: Resulullah (A.S.) şöyle buyurmuştur: “İnsan, arkadaşının bulunmadığı bir ortamda onun arkasında dua ettiğinde, bir melek ettiğin bir duanın bir benzeri de senin için olsun.” Diye karşılık verir. Ölümünde de ona dua etmek, sağlığında ona hediye vermekle aynı şeydir.
6. Hak ve görev; vefa ve bağlılık:
7. Hak ve görev; yük olmamak, gereksiz tekliflerden kaçınmak: Sıkıntı verecek isteklerde bulunma. Arkadaşın senden yana kendini rahat ve huzurlu hissetsin. ‘’
En son ‘’Meymun Bin Mihram’’ın “Karşılıklı iyilik ve yardımlaşmanın yer almadığı bir arkadaşlığa razı olanlar gidip mezarda yatanlarla arkadaşlık etsinler.’’ sözünü aktardı. Seminer, soru, cevap ve katkıların ardından sona erdi.
Haber ve Foto: Musa Beydüz