Batman: "28 Şubat Mağdurları Derhal Serbest Bırakılmalıdır"

​Batman M Tipi Kapalı Cezaevi önünde düzenlenen basın açıklamasında, en az 15 ila 25 yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan 28 Şubat ve FETÖ mağdurlarının derhal serbest bırakılması talebinde bulunuldu.

MAZLUMDER tarafından düzenlenen ve Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi’nin de destek verdiği başta 28 Şubat dönemi mağdurları olmak üzere, FETÖ yargısı ve polislerince haksız yere 15, 20, 25 yıldır cezaevlerinde tutuklu bulunan mahkûmlar için Batman M Tipi Kapalı Cezaevi önünde bir basın açıklaması yapıldı.

Burada düzenlenen basın açıklamasında, 90'lardan günümüze çeşitli komplo ve kumpaslarla cezaevine konulan İslami kimlikli mahkûmların mağduriyetlerinin giderilip, 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılması ve mahkumların hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılması talebinde bulunuldu.

"Son 28 Şubat Olsun, 28 Şubat Mağdurlarına Özgürlük" temasıyla düzenlenen basın açıklamasına; HÜDA PAR Merkez İlçe Başkanı M. Şerif Durmaz, MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın, Mustazaflar Cemiyeti Şube Başkanı Feyzi Aydın, 28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam, STK temsilcisi 28 Şubat ve FETÖ mağduru mahkûmların aileleri katıldı.

Basın açıklamasında mağdur aileler, "Yeniden Yargılanma İstiyoruz", "Artık Bu Zulme Son Verin", "Son 28 Şubat Olsun", “Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin”, “Yeter Artık! Adalet Yerini Bulsun” dövizleri taşıdı.

“Ağır cezaların insan fıtratına aykırı olduğunu düşünüyoruz”

Basın açıklamasından önce bir konuşma yapan Özgür-Der Şube Başkanı Şefik Sevim, 28 Şubat ve FETÖ mağdurları için adaletin tesisini istediklerini belirtti. Sevim, “Kanun hükmünde kararnamelerle bu sorun çok rahatlıkla çözülebilir. İnanıyoruz ki, şu anda 28 Şubat mağduru olan Müslüman tutsakların aileleri ülkemize karşı emperyalist projelerle hain darbe girişiminde bulunan FETÖ çetesine ve onların ulusal, küresel yandaşlarına karşı tankların üzerine çıkan ve Mümince bir duruş sergileyen bir direnişin destanını yazan aileler mevcuttur. Ama bu kardeşlerimizin ailelerin çocukları cezaevleri yolunda büyüdü. Bütün insani ve fitri haklarından mahrum bırakılma pahasına şu anda ciddi bir mağduriyeti yaşıyoruz. Bu tarz ağır cezaların en temelde insan fıtratına aykırı olduğunu düşünüyoruz. Yaklaşık 25 yıl bir insanın en güzel hayatını zehirlemenin hiçbir mantıksal, vicdani ve akli bir yorumu yoktur.” açıklamasında bulundu.

“Bizim 28 Şubat’ımız ne zaman bitecek?”

Ardından söz alan 28 Şubat ve FETÖ Mağduru Aileleri İnisiyatifi Sözcüsü Hüseyin Olam ise şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanından talebimiz şudur; bizim 28 Şubat’ımız ne zaman bitecek? Bu mahkûm aileleri daha ne zamana kadar bu çileleri çekecekler? En azı 17 yıldan aşağı olmamak üzere 26 yıla yakındır cezaevinde olanlar ve onlarla beraber aileleri de bu sıkıntıları yaşıyorlar. Bizzat mağduru oldukları bu brifinkçi ve paralel yapının yargıçları ve savcıların neden olduğu bu mağduriyetler ne zaman bitecektir? İstiyoruz ki, artık buna bir duyarlılık gösterilsin. İnanıyoruz ki, haberleri vardır, biliyorlar fakat anlamadığımız şey şudur; niye bu konuda herhangi bir adım atılmıyor? Neredeyse cezalarını bitirecek seviyeye gelmişler. Hükümet birçok düzenlemeyi yapabilecek güce sahiptir. Artık bunun görmezden gelinmesini istemiyoruz.”

Daha sonra MAZLUMDER Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Aydın basın açıklamasını okudu.

“20 yılı aşan sürelerle cezaevlerinde tutulan mahkûmların hayatları çalınmaya devam ediyor”

Yıllardır haksız bir şekilde cezaevlerinde tutulan 28 Şubat mağdurlarına yönelik darbenin hâlen devam ettiğini söyleyen Aydın, “Hemen her çevreden ‘28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin’ talebinin en yüksek sesle dillendirildiği bu günlerde, 28 Şubatçıların oluşturduğu siyasi ortamda brifing aldıktan sonra binlerce insana ağır cezalar yağdıran DGM’lerin kararlarıyla hapsedilen 28 Şubat mahpusları için yıllar, hükümetler, siyasi iktidarlar, güç odakları, yargı mensupları değişse de bir şey değişmediğini gördük. Aradan geçen 21 yıla rağmen 28 Şubat’ın çaldığı hayatların hesabı hakkıyla sorulamadığı gibi hâlihazırda 20 yılı aşan sürelerle cezaevlerinde tutulan 600’e yakın mahpus ve bu mahpusların aileleri yönünden söz konusu darbe hâlen hayat çalmaya devam etmektedir.” dedi.

“İşkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan mahkûmlar hâlen cezaevinde tutuluyor”

28 Şubat mağdurlarının 20 yılı aşkın süredir tutulduğu cezaevleri önünde olduklarını vurgulayan Aydın, “28 Şubatçıların an itibariyle müebbet hapis talebiyle yargılandığı, brifingli ya da paralel yargının elemanları olup kritik mahkemelerde görev yapan hâkim ve savcıların ihraç ve tutuklamalara muhatap olduğu bir süreçte 28 Şubat tutsakları 20 yıldan uzun bir süredir içeride olup, bu kişilerin anne, baba, eş ve çocukları ise hâlen cezaevi yollarında mağdur edilmektedirler. Beraat etmesi gerekirken aynı torba dosyaya dahil edildikleri için müebbet hapis cezası verilen, en ağır yorumla bile adli nitelikli süreli hapis cezası alması gerekirken siyasi nitelikli müebbet hapis cezası verilen, delil niteliği tartışmalı olup ABD’de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan, avukatsız ve işkenceli sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan, toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat mahpusları, darbenin mağdurları olarak hâlen cezaevlerinde tutuluyorlar.” diye konuştu.

“28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamaları yok sayılıp, mağdurlar derhal serbest bırakılmalıdır”

“Unutulmamalıdır ki, 12 Eylül’den hesap sorulmamış olması 28 Şubat’ı doğurduğu gibi 28 Şubat’tan hesap sorulmamış olması 15 Temmuz’u doğurmuştur” diyen Aydın, “Darbelerden hesap sormak, bir taraftan darbelerin bütün aktörlerinin hak ettikleri cezalara muhatap olması diğer taraftan darbelerin mağdur ettiği mazlumlar üzerindeki zulmün ortadan kaldırılması ile mümkün olabilecektir. Af talebinde bulunmayan, vakur ve onurlu bir duruşla haklarını arayan, darbeciler yargılanırken darbe hukukunun kararlarıyla içeride tutulan bu insanların ve bu insanların ailelerinin hak talebinin gereğini yerine getirmek açıktır ki başta yargı, hükümet ve TBMM olmak üzere herkes üzerine düşen önemli bir görevdir. Binlerce insanın hayatını karartmış olan 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını; 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını ve 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Yeniden yargılanma istiyoruz”

İLKHA mikrofonlarına konuşan mahkûm aileleri de çeşitli kumpaslar sonucu mahkûm edilen yakınları için yeniden yargılanma talebinde bulundular.

Eşi 18 yıldır cezaevinde olan Zekeriyya Ezer'in eşi Hatice Ezer, eşinin yaniden yargılanmasını isteyerek, “Eşim 18 yıldır cezaevindedir. 28 Şubat ve FETÖ mağdurudur. Bir an önce dosyaların açılmasını, eşlerimizin yeniden yargılanmasını istiyoruz. Yeniden yargılanma süreci başlarsa inanıyoruz ki, eşlerimiz serbest bırakılacaktır.” dedi.

Cezaevinde bulunan Garip Özer’in annesi Revşe Özer, oğlunun suçsuz yere yıllardır cezaevinde tutulduğunu belirterek, yeniden yargılama yolunun açılmasını talep etti.

FETÖ mağduru oğlu cezaevinde olan Mehdiye Irmak ise şunları kaydetti: “Oğlum ve onun arkadaşlarına hakaret, zulüm ettiler. Dosyalarının açılıp yeniden yargılanmalarını istiyoruz. Oğlum 17 yıldır cezaevindedir.”

“Adalet istiyoruz”

Mehmet Ali Çelik'in annesi Dilber Çelik, oğlunun yaklaşık 20 yıldır tutuklu olduğunu hatırlatarak, “Oğlum 28 Şubat mağdurlarındandır. Oğluma işkence yapan, onu yargılayanlar FETÖ’nün adamlarıdır. Şimdi onlar da içerdedirler. Niye çocuklarımızı bırakmıyorlar? Biz adalet istiyoruz. Bir daha dosyaları açılsın ve yargılansınlar. Artık yeter. Hak, hukuk istiyoruz ve bir daha yargılanmalarını istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Kaynak: İLKHA

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi