Batıda Lav Silahı, Doğuda Kafatası

Batı'daki kazılarda lav silahları, bombalar çıkarken Doğu'dan ise kafatasları çıkıyor...

"Batı'da yapılan Poyrazköy, Zir Vadisi gibi her kazıda lav silahları, bombalar fışkırırken, o bombaların ülkenin doğusunda nasıl bir vahşete dönüştüğünü ise yıllar sonra da olsa böylesi tesadüfi kazılarla öğreniyoruz." diyen Sabah Yazarı Mahmut Övür, "Yeni Türkiye'nin temiz bir zeminde yükselmesi için geçmişin kirli ve karanlık yüzüyle hesaplaşmamız gerekiyor" dedi.

Övür bugün yazısında ayrıca Şırnak Baro Başkanı Nurşivan Elçi'nin sözlerini hatırlattı: "Ergenekon davasının gerçek mecrasına dönmesi için soruşturma ve araştırmanın Fırat'ın bu yakasına dönmesi gerekiyor."

İşte Mahmut Övür'ün bugünkü yazısından ilgili bölüm;

Diyarbakır'da İçkale'de 1 Ocak 2011'de başlayan kazılarda kafatası sayısı 23'e ulaştı. İnsanı dehşete düşüren bu sayı tesadüfen de olsa Türkiye'nin yakın veya uzak karanlık tarihine ışık tutacak gibi görünüyor.

Henüz Adli Tıp incelemesi yapılmış değil ama cesetlerin üst üste ve toplu olması "öldürülme" olasılığını güçlü kılıyor.

Önceki gün grup toplantısında Başbakan Erdoğan, bu konuya dikkat çekerek sonuna kadar işin üzerine gidileceğini söyledi.

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da kazıların yapılması gerektiğini belirtiyor ve bir uyarıda bulunuyordu:

"Ortada vahim bir durum var. Kazıların her aşamasının fotoğraflanması lazım, gömülme şekilleri nasıldır, bu bir katliam mıdır? Adalet Bakanlığı'ndan açıklama bekliyoruz."

Eski JİTEM merkezinin bulunduğu alanda kafatası kemiklerinin bulunması ilk bakışta dikkatleri 90'lı yıllardaki yargısız infazlara çevirmişti.

Ancak kafatası sayısının giderek artması bu olasılığı zayıflatıyor. AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu belki de bu nedenle bu kemiklerin 1925'teki Şeyh Sait isyanı sonrasına ait olabileceğine dikkat çekiyor. Her ihtimalde durum gerçekten vahim... Fırat'ın doğusunun dünü de bugünü de toplu katliamlar, yargısız infazlarla dolu...

Batı'da yapılan Poyrazköy, Zir Vadisi gibi her kazıda lav silahları, bombalar fışkırırken, o bombaların ülkenin doğusunda nasıl bir vahşete dönüştüğünü ise yıllar sonra da olsa böylesi tesadüfi kazılarla öğreniyoruz.

Aslında kazılar tesadüfen yapılmıyor. Bir süre önce bugün Ergenekon davasında tutuklu yargılanan Zekeriya Öztürk'ün komutanlık yaptığı Şırnak Görümlü yakınlarında da üç kişinin kıyafetleriyle gömülü cesetleri bulundu. Eşleri tarafından tanınan bu cesetlerin Adli Tıp sonuçları belki de yeni bir sürecin başlangıcı olacak.

Tam da bu nedenle Şırnak Baro Başkanı Nurşivan Elçi şöyle diyor: "Ergenekon davasının gerçek mecrasına dönmesi için soruşturma ve araştırmanın Fırat'ın bu yakasına dönmesi gerekiyor."

Meclis'in yeni gazeteci vekili Şamil Tayyar ise umutlu:"Başbakan da açıkladı, ucu nereye varırsa oraya kadar gideriz. Siyaseten bu işin arkasındayız." Yeni Türkiye'nin temiz bir zeminde yükselmesi için geçmişin kirli ve karanlık yüzüyle hesaplaşmamız gerekiyor.

Aktif Haber

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu